English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ D ] / Dyke

Dyke traduction Français

125 traduction parallèle
Dyke'ın Moteli.
C'est le camping Chez Dyke.
Lort Chester Dyke. Yaralanma yok, bir pay ve 5 gümüş pound.
Lord Chester Dyke, une part plus 5 pièces d'argent.
Ahh, size sayabilirim : Lubitsch, Fleming, Van Dyke ve La Cava.
Je peux vous citer Lubitsch, Fleming, Van Dyke ou La Cava.
Neden, görünüşümü değiştirmem lazım. Sanırım saçımın rengini değiştireceğim... ve dyke gibi giyinmeye başlayacağım.
je vais changer de look changer de couleur de cheveux... et m'habiller comme une gouine.
Tekerlekli sandalyedeki Bayan Van Dyke gibi birinin yardıma ihtiyacı olduğunda ona yardım edecek kimse olmaz.
Quand quelqu'un comme Mme Van Dyke en fauteuil roulant a besoin d'aide, personne n'est là pour l'aider.
- Evet ama Dick Van Dyke'dan sonra.
- Oui, mais... après Dick Van Dyke.
Her zaman Dick Van Dyke'ı seyrederiz.
On regarde toujours Dick Van Dyke.
Dick Van Dyke Şov.
Le Dick Van Dyke Show.
Hani şu Dick Van Dyke bölümü vardı, Laura'nın kapri giyip "Oh, Rob" diye...
Un épisode de "Dick van Dyke" où Laura Petrie, en short, fait "Oh, Rob..."
Evet, yağıyordu. Çünkü araba için endişeleniyordum.
Phil cite toujours Carl Reiner quand il faisait le Dick Van Dyke Show.
Dick Van Dyke gerçek boyutlarında.
C'est Van Dyke en taille réelle!
John Van Dyke veya Mary Marsh'a ihtiyacımız yok.
On le veut. On a pas besoin de John Van Dyke et Mary Marsh.
Açıkçası sen Mary Marsh ve John Van Dyke'a bu kadar yakın durduğunda seni de aynı boyayla boyuyorlar.
Quand vous êtes si près de Mary Marsh et John Van Dyke... il est parfois difficile de voir la nuance.
- Ben John Van Dyke.
Je suis John Van Dyke.
Tanıklığı sırasında, Henry Van Dyke'tan bir dize okudu.
Il a cité un poème d'Henry Van Dyke.
Bu en sevdiğim şiirlerden biridir. Henry Van Dyke.
C'est extrait d'un de mes poèmes préférés.
- Vandyke sakalı.
- C'est un Van Dyke.
- Vandyke mı?
- Un Van Dyke?
- Dick veya Vandyke olacaktı.
- Il s'agit d'un Dick, ou Van Dyke.
Dick Van Dyke yemek tiyatrosu yapıyordu. Ve Jim Nabors...
Dick Van Dyke joue dans les cafes-theatres.
Dick Van Dyke yapabiliyorsa, Luke da yapabilir.
Si Dick Van Dyke peut le faire, Luke aussi.
Babam Van Dyke hayranıydı.
- Mon père avait un bouc.
Evet, çünkü sen onun duvarına'DYKE'yazdın!
Parce que tu as écrit "gouine" sur son casier.
Eğer Peyton'ın dolabına'DYKE'yazarsam, herkes onun eşcinsel olduğunu düşünecekti.
Je savais qu'en écrivant "gouine" sur son casier, on penserait qu'elle est gay.
Yani, duvarıma'DYKE'yazmış olabilir... ama o senden bahsediyordu.
Il a peut-être écrit "gouine" sur mon casier, mais c'est de toi qu'il parlait.
Şimdi bana arkanı dönüyorsun, çünkü aptal bir ponponcunun dolabına'DYKE'yazdım diye mi?
Maintenant tu me tournes le dos pour avoir mis "gouine" sur le casier d'une idiote?
Eğer bir dolaba'DYKE'yazmak istiyorsan... benimkine yaz!
Tu as envie de faire un autre graffiti? Fais-le sur mon mur. Sur moi, directement.
Sizi Hukuk Fakültesinden eski arkadaşım Tom Van Dyke ile tanıştırmak istiyorum. Flagstaff'ın Bölge Savcı yardımcısı ve iyi bir dost.
J'aimerais vous présenter un vieux copain d'école de droit, Tom Van Dyke assistant du procureur de Flagstaff et un bon ami.
Yeni gelen B.S. Van Dyke'ın bana özel bir ilgisi var.
Ce nouveau substitut du procureur, Van Dyke, m'a réservé un traitement spécial.
Sana söylüyorum bu konuda da haklıyım.
Laisse moi parler à Van Dyke.
Gidip şu Van Dyke'a söyleyelim.
Van Dyke? Je ne pense pas.
Evet. Aslında Dick Van Dyke.
Oui, en fait, c'est Dick Van Dyke.
Orta sınıfın, sezon biletleriyle ayakta tuttuğu,... Dick Van Dyke ve Mary Martin gibi saçmalıklar olmayacak.
Pas ces conneries de solo nourris par la classe moyenne, avec des abonnements pour
Jim Van Dyke, Grey'deki insanlara değerlendirme altında olduklarını söyledi.
Jim Van Dyke a été dire chez Grey qu'ils étaient sur la sellette.
Martinson Kahve'den Jim Van Dyke oldukça etkilenmişti.
Jim Van Dyke de Martinson Coffee était très impressionné.
Ona saldır ve onu buradan yolla.
Fais comme Dick Van Dyke et trébuche sur un fauteuil. *
Görünüşe göre, Tom Van Dyke'ın bölge savcılığı memnuniyetsizlik yaratıyormuş.
Apparemment, il ya une certaine insatisfaction de la façon dont Tom Van Dyke se met en scène en tant que procureur.
Yakında Van Dyke yeniden seçime gidecek.
Van Dyke est prêt pour la prochaine ré-election.
İyi bir arkadaşım olan, bölge savcısı, eski Hukuk okulundan samimi arkadaşım
J'aimerais vous présenter un vieux copain d'école de droit, Tom Van Dyke, assistant du procureur de Flagstaff et un bon ami.
Ayrıca hem Polis Şefi hem de Bölge Savcısı güvence... B.S.'nin ( Bölge Savcısı ) ofisi
Le Chef de la Police et le procureur Van Dyke se sont engagés....
Van Dyke'a mesaj bıraktım.
J'ai laissé un message à Van Dyke.
Şu Van Dyke salağın teki.
Ce Van Dyke - c'est un idiot
"Bu bölge savcısı Van Dyke!"
"C'est le procureur Van Dyke!"
Bölge Savcısı Van Dyke.
Le Procureur Van Dyke.
Peki, Larry Watt kahramansa ve Van Dyke kötü adamsa, benim rolüm neydi?
Si Larry Watt était le héros, et Van Dyke le méchant, j'avais quel rôle?
Eğer Van Dyke içeri girse?
Et si Van Dyke nous voyait?
Yanında çalıştığın, anlaşma önerdiğin adam, eski arkadaşım, Tom Van Dyke, güvenilmez bir adamdır.
L'homme pour qui vous travaillez, vous voulez que je négocie avec mon vieil ami Tom Van Dyke? On ne peut pas lui faire confiance.
Dolabına "DYKE" yazan Felix'di.
C'est Felix qui a écrit ce truc sur ton casier.
Üzerinde'DYKE'yazmayan kapıyı.
Celle où il n'y a pas écrit "gouine" dessus.
Hayır, senin bu kadar alt seviye bir insan olduğuna inanamıyorum artık istediğin yere'DYKE'yazabilirsin, ama kız arkadaşımın dolabını bırak!
C'est fini entre nous. - Laisse-moi t'expliquer. - Non.
Dyke!
Gouine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]