Dönmeyeceğim traduction Français
1,110 traduction parallèle
Bu çok korkunç! New York'a gittiğim zaman kardeşim, bir daha asla geri dönmeyeceğim.
Je ne remettrai plus les pieds ici.
Ancak geri dönmeyeceğim.
Mais je ne rentre pas. Je sais.
Hayır, sana söyledim. Oraya geri dönmeyeceğim.
Non, je te l'ai dit, je n'y retournerai pas.
Affedersin Ada, ama bir daha asla buraya geri dönmeyeceğim.
Jamais plus je ne viendrai ici.
Oraya dönmeyeceğim.
Je n'irai pas.
Susan gidene kadar dönmeyeceğim.
Je ne reviendrai pas avant le départ de Susan.
- Oraya dönmeyeceğim.
Alors? Je vais pas revenir là-bas, c'est tout.
Buraya bir daha dönmeyeceğim ki.
Je ne reviendrai plus sur cette planète!
Hayır, dönmeyeceğim!
Non!
- Geri dönmeyeceğim. - Belki de ayrılmalıyız.
- Devrions-nous partir?
Unut! Asla geri dönmeyeceğim.
Je reviendrai jamais.
Dönmeyeceğim.
Je ne reviens pas.
Pekala, geri dönmeyeceğim.
D'accord, je ne reviendrai pas.
Yeminim var ve bu yeminden dönmeyeceğim, açlıktan ölmek üzere bile olsam.
Je l'ai juré, même si j'en crève!
Bir daha asla geri dönmeyeceğim.
Je rentrerai jamais!
Hep geri dönmeyeceğim diyor ama sen geldikten sonra beni ondan daha çok seviyor diye tekrarlayarak şapşal şapşal gülüyor.
Il dit toujours qu'il ne veut pas rentrer mais après ton passage, il sourit bêtement, en répétant que tu l'aimes plus que Yoshie.
Ben kuaföre gidiyorum ve yemeğin için geri dönmeyeceğim.
moi je vais chez le coiffeur et je serai pas rentré dans plus d'une heure.
- Üniversiteye geri dönmeyeceğim.
Je ne reprendrai pas mes études.
Asla dönmeyeceğim. - Bekle.
Je n'y retournerai pas.
Belki de aşırı tepki veriyorsun. - Asla dönmeyeceğim.
Tu réagis trop violemment.
Bir daha da dönmeyeceğim.
J'y retournerai jamais.
Ben dönmeyeceğim.
Je ne retournerai pas au centre.
Babama ne olduğunu öğrenmeden Los Angeles'a geri dönmeyeceğim.
Je retournerai à Los Angeles quand je saurai ce qui s'est passé.
Eğer oradaysa onu almadan dönmeyeceğim.
S'il est là-bas, je reviendrai avec.
- Kiraz... - Oraya dönmeyeceğim ben.
Je remonte plus derrière!
Dönmeyeceğim. Yatla İspanya'ya gidiyorum.
Je ne reviens pas ; je pars en bateau sur la côte d'Espagne.
Geri dönmeyeceğim.
Je n'y retournerai pas.
Odama dönmeyeceğim.
Je ne retournerai plus dans ma chambre.
Dönmeyeceğim.
Je ne reviendrai pas.
Eve dönmeyeceğim.
Je ne reviendrai pas à Ia maison.
Brian o tren bu gece geldiğinde bir daha geri dönmeyeceğim.
Quand le train arrivera ce soir... je ne reviendrai jamais.
- O okula geri dönmeyeceğim.
- Je ne rentre pas à l'école.
Bir daha oraya dönmeyeceğim!
Jamais j'y retournerai, là-bas!
Sonra içinse tekrar buraya dönmeyeceğim.
Je ferai tout pour ne pas rester ici.
Bir daha geri dönmeyeceğim.
Je ne reviendrai plus
- Asla geri dönmeyeceğim.
- Jamais.
Ama dönmeyeceğim.
Je ne rentrerai pas. Dis-le à Lisa.
- Bu sefer dönmeyeceğim.
- Je reviens pas, cette fois.
Miami'ye asla dönmeyeceğim.
Je reviendrai jamais à Miami.
Asla ona geri dönmeyeceğim.
Je ne veux plus de lui.
Onunla görüşmeye devam edeceksen eve dönmeyeceğim.
Je ne rentre pas si tu revois cette fille.
O eve dönmeyeceğim.
Je ne crois pas qu'on retournera là-bas.
Dinle Charlie, Bir daha Hatfield'a dönmeyeceğim.
Moi, Charlie, je ne remets plus les pieds à Hatfield!
Bu sefer asla geri dönmeyeceğim!
Cette fois, je pars pour...
Ben Noel'e dek dönmeyeceğim.
Je n'y serai pas avant Noël.
Unut bunu. dönmeyeceğim!
Laisse-moi ici. Non... Non.
Sana söyleyeyim, ben de Almanya'ya dönmeyeceğim.
je ne rentre pas non plus en Allemagne.
Asla geri dönmeyeceğim.
J'en suis sorti et je n'y retournerai jamais.
Bir daha asla geri dönmeyeceğim.
Je ne reviendrais pas.
İnan bana, bir daha asla oraya dönmeyeceğim en azından o yokken.
Pas s'il n'y est pas.
Size elveda, geri dönmeyeceğim.
À tout jamais!