Dügün traduction Français
8,532 traduction parallèle
Birisi bunları düğün hediyesi olarak vermiş.
On les lui a donnés pour son mariage.
Onlardan bilezik yaparak düğün hediyesi olarak genç hanıma verdim.
Je les ai transformées en bracelets. Et donnés à cette dame en cadeau de mariage.
Biliyor musun? Düğün videonu bağlamama izin ver. - Hayır, bana ver.
Tu sais quoi, je vais passer la vidéo de ton mariage.
Ancak asıl soru düğün gecesinde kadın tek başına nehir kıyısında ne yapıyordu?
que faisait-elle au bord du fleuve pendant sa nuit de noces?
- Düğün gecesi mi?
Sa nuit de noces?
- İnsanlar düğün kıyafeti olan sari giydiğini söylüyor.
On dit qu'elle portait une robe de mariée... enfin un sari.
Karısının düğün elbisesi falan işte.
La robe de mariage de sa femme, imaginez!
Yani bu kadın ölmüş bir eşin düğün elbisesini mi çaldı?
Cette femme lui a volé la robe de sa défunte épouse?
- Ancak düğün...
Mais le mariage...
Bu yüzden düğün masrafları için bol şans!
alors bonne chance pour payer pour le mariage!
Bir düğün hediyesiymiş sanırım.
Un cadeau de mariage?
Herkes düğün fotoğraflarına bakar ve herkes aynı hikayeleri anlatır.
Tout le monde regarde les photos de leur mariage et l'histoire est toujours la même.
- Astrologla konuştuk, yeni düğün gününün yıldız falı, bir öncekinden bile daha iyiymiş.
- On a parlé à l'astrologue. L'horoscope de la nouvelle date de mariage est encore meilleur.
Düğün işlemlerine devam etme konusunda yaptığımız konuşmayı düşünüyordum.
J'ai repensé à notre conversation sur la continuation du mariage.
Zekası İtalyan düğün çorbası kadar zengin.
Son esprit est aussi riche qu'une soupe italienne de mariage.
Düğün organizatörünüz olarak her şeyin mükkemmel olmasına emin olacağım.
En tant que votre wedding planner officiel, je serais là pour être sûr que ça soit parfait.
Düğün planlamakla nasıl başa çıktın sen?
Comment est-ce que tu as fait face à l'organisation de ton mariage?
Ama düğün zamanı bu farklılıkları kenara koyma zamanıdır.
Mais les mariages sont le moment où tu mets toutes ces différences de côté.
Düğün günümü ne zaman hayal etsem en güzel gelinin ben olacağımı düşünürdüm hep. Ama yanlış düşünmüşüm.
Quand j'imaginais le jour de mon mariage, je pensais que je serais la plus belle des mariées, mais j'avais tort.
Düğün gününde tam bir iyilik perisine dönüşebiliyormuşum.
Je suis un peu comme le Parrain un jour de mariage.
Ama buraya bu iki çiftin düğün merasimi yapmak için eyalet sınırını geçene kadar ne kadar şanslı olduğumu bilmiyordum.
Mais je ne sais pas combien j'étais chanceux jusqu'à ce que j'ai dû conduire au delà de la frontière de l'état pour venir célébrer les mariage de ces deux couples charmants.
Size erken bir düğün hediyesi vereyim dedim.
J'espérais que tu le verrais comme un cadeau de mariage un peu en avance.
Niklaus, gerçekten Hayley'nin düğün gününde Jackson'a zarar vermene izin vereceğimi düşünmedin herhalde?
Niklaus, tu ne peux pas vraiment croire que je vais te laisser nuire à Jackson le jour de son mariage avec Hayley.
- Doğal. Birçok gelin düğün gecelerinden önce heyecandan yemek yiyemez.
Beaucoup de mariées ont sauté un repas ou deux avant leur mariage.
Geleneklere göre, Ra's düğün gecesi düşmanlarına merhamet gösterir.
Vous savez, par tradition, Ra's devrait avoir pitié de ses ennemis à la veille d'un mariage.
Birçok gelin düğün gecelerinden önce heyecandan yemek yiyemez.
Beaucoup de mariées ont sauté un repas ou deux avant leur mariage.
Düğün gecenizi böldüğüm için üzgünüm.
Désolée d'interrompre votre nuit de noce.
Ben bu düğün için ceplerimi boşalttım, ve bu...
Je me suis saignée pour ce mariage et cet ingrat...
Düğün organizatörü dostunuz.
L'organisateur de mariage de votre fille.
- Düğün dedim de, her şey hazır mı?
En parlant de mariage :
Eğer JJ giderse, bu düğün iptal olur.
Si JJ s'en va, dites adieu au mariage.
Düğün iptal olursa da, neler olacağını biliyorsun.
Et si le mariage n'a pas lieu vous savez ce qu'il arrivera.
- Düğün iptal olursa, anlaşma biter.
Sans mariage, ils ne signeront pas le contrat.
- Düğün.
- Un mariage!
Şu düğün bir bitsin.
Attends que le mariage soit passé.
Bayanlar ve Baylar, sizlere düğün helikopterini sunarım!
Les dames, les messieurs! Laissez moi vous présenter... La monture volante!
Evet, düğün iptal oldu.
Ce mariage devait nous sauver.
Pardon. Connie'nin düğün partisi var.
Désolée, ce sont les fiançailles de Connie.
Düğün bir servete mal oldu.
Le mariage a couté une fortune.
Ama sahiden ortada bir düğün olacağından pek emin değilim.
Je ne sais même pas s'il y aura un mariage.
Bekle, düğün, bekarlığa veda partisi olmayacak mı?
Attends, pas de fête, d'enterrement de vie de garçon?
Düğün için makyaj gerekiyor bu All Saints de hiç olmadı.
Il faut le faire pour tous les mariages, ce n'est jamais arrivé à All Saints.
Muhtemelen hayalindeki düğün gününü yaşayamıyorsun.
C'est pas comme ça que tu aurais voulu passer le jour de ton mariage
Bu kilisede olan son şeyin bir düğün olması güzel.
Vous savez, c'est formidable que le dernier événement ici soit un mariage.
Düğün çanları her yerde çalıyor di mi?
Les carillons du mariage.
Düğün ne zaman?
Et le mariage?
Zoe'nin oğlumu fırlatmasına 3 santim kaldı. En kısa sürede bir düğün planlamamız gerekiyor.
Ok, nous avons 3 cm avant que Zoe accouche, et un mariage a préparer en... bien, aussi vite que possible, vraiment.
İşin bitince Düğün Çiçeği'ni doğru düzgün bir şekilde yerine koymayı unutma.
Et n'oublie pas de remettre Marguerite à l'étable quand tu as fini.
Düğün yeminlerimiz böyle olmaz umarım.
J'espère que ce ne sont pas nos vœux de mariage.
Sahi mi? Düğün mü?
Sérieusement?
Bu düğün çok hızlı oldu.
C'est arrivé si vite.