English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ D ] / Düzelt

Düzelt traduction Français

1,202 traduction parallèle
Bir an önce gidip onunla aranı düzelt.
Je te suggère d'aller te réconcilier avec elle.
Sheridan, inandığın tanrılarla aran bozuksa düzelt.
Sheridan. Faites des prières au Dieu que vous adorez.
Sen git de şunları düzelt, tamam mı?
Range un peu tout ça, d'accord?
Kendi fişlerini düzelt. Üç tanesinide.
Occupe-toi d'empiler tes trois jetons.
Dağınıklığı düzelt olur mu?
Nettoyez ça.
Yanlışım varsa düzelt, ama ben sanıyordum ki, ordunun tıbbi laboratuvarlarının çoğu, izinli yerler dışında kullanılmaz.
Corrigez-moi si je me trompe, mais je croyais que les labos militaires opéraient dans des zones spatiales bien délimitées.
Hey, sen şunu yukarı çekip düzelt.
Toi, arrange ça.
Bu sizsiniz. Ara onu ve işi düzelt.
Appelle-la et essaie d'arranger le truc.
Düzelt, değiştir.
Mets tout en forme, réécris.
- Ve şu şapkayı düzelt!
Et arrange ta casquette!
Bunu düzelt.
Arrangez-le pour moi.
Biz işin içindeyiz... ve yanılıyorsam düzelt, ama o bir iş. Buraya gelmiyor, bugün değil.
Il n'entrera pas ici, pas aujourd'hui.
! Kendin düzelt!
Pour moi, c'est fini!
Sakin ol ve gevşek yerleri düzelt.
Et pare au plus pressé.
Yakanı düzelt.
Ajustez votre baudrier.
- yanılıyorsam lütfen düzelt - hâlâ nefes alıyorken, buradan bir şekilde gitmek olacak.
Il serait sage, si tu es d'accord, de foutre le camp tant qu'on respire encore.
YanıIıyorsam düzelt ama sanırım senin de arkadaşın yok.
Rectifie si besoin mais t'en as pas l'ombre d'une.
Fakat büyü ile hayatımıza sokmak? Eğer yanlışsam düzelt, bu biraz umutsuzca olmaz mı?
Mais attirer un homme par un sort, tu ne trouves pas ça un peu pathétique?
Eğer yanlışsam düzelt beni, Dawson, ama bu sorulardan hiçbirinin cevabını bilmiyorsun.
Dis-moi si je me trompe, mais... tu ne connais pas la réponse à ces questions.
Bırak artık, bağışla onu, oraya git ve bu aileyi düzelt.
Quand tout serait joué, ou quoi? Tu entends, Mitch?
Eğer söylediysen, yanlışsam beni düzelt, sana kim olduğunu hatırlatmak isterim.
Parce que si c'est le cas, et corrige moi si je me trompe J'aimerai te rappeler qui tu es.
- Tamam, şimdi, yanlışsam düzelt beni, kazaya sen sebep olmadın mı?
Si je ne me trompe, tu as provoqué l'accident.
- Peki, yanlışsam düzelt, Andie, annen abinden hala yaşıyormuş gibi bahsediyor.
Mais elle pense toujours à ton frère comme s'il était vivant.
- Boynunu düzelt.
- Tenez-lui le cou.
İstediği şeyi düzelt.
Accorde-lui ce qu'elle veut.
"Yatağında yattın, şimdi düzelt."
"Tu t'es couché, maintenant, fais ton lit."
Daniel, yanlışsam düzelt,..... ama eminim ki bu gerçekten olduğunda sen buna tanık olmamıştın.
Daniel, dis-moi si je me trompe, mais je parierais qu'il n'y avait pas tout ce monde quand c'est arrivé.
Pekala. Eğer yanılıyorsam beni düzelt ama benden fazla hoşlanmadığını hissediyorum.
Je me trompe ou tu ne m'aimes pas trop?
"Ölümlülerin isteği sonuçta galip çıkmak..." Düzelt.
"La volonté des mortels triompha..." Ajuste.
Şu dağınıklığı düzelt!
Rangez-moi ce foutoir!
O halde bu kargaşada git, düzelt.
On va devoir traverser cette foule pour te réinscrire.
Lanet! Düzelt, Rosie!
Tirez vers le haut, Rosie!
Rosie, düzelt!
Rosie, tirer vers le haut!
Düzelt!
Tirez vers le haut!
Düzelt, Rosie!
Tirez vers le haut, Rosie!
Düzelt! Bağırıp, çağırma!
Gueule pas, me fais pas de grimaces!
Düzelt!
Règle ça!
- Sen önce elbiselerini düzelt.
- Range d'abord tes vêtements.
Eğer yanılıyorsam düzelt birisiyle beraber olmayalı epey zaman oldu, öyle değil mi?
ça fait un moment que t'as pas tiré, si je ne me trompe.
Yanılıyorsam düzelt, kız arkadaşı olan sensin ve hala 3. Seviyedesin.
T'as beau tourner autour du panier, t'as jamais mis au fond.
İyi. Üstünü başını düzelt. Toplantıya gitmeliyiz.
allez vous nettoyer un peu avant Ia réunion.
Çünkü sen bana, " Aranızı düzelt.
Tu as dit " Arrangez-vous.
- İstiyorsan düzelt.
Te gêne pas pour le reprendre, si tu veux.
- Moralini düzelt. Kitaplarını bulduk.
- On a trouvé vos livres.
Düzelt onu yoksa istediğinizi alamazsınız. Bu seçim de bana ait.
Réveillez-le ou vous n'aurez pas ce que vous voulez.
Düzelt onu.
Réveillez-le.
Pekâlâ, yanlışsam beni düzelt. Dawson Leery aramızdakileri iki dakika öncesine kadar bilmiyordu?
Dis-moi si je me trompe, mais Dawson a su pour toi et moi il y a quoi, 2 minutes?
Tamam, hemen dışarı ve bunları düzelt.
- Alors, remettez-les à leur place.
Janine, şunu düzelt.
Janine, tu me coiffes?
Şimdi durumu düzelt
Va régler ça.
Düzelt.
Mets-le comme il faut.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]