Edward traduction Français
3,716 traduction parallèle
Edward hepsi kaçtı dedi.
Vous, vous vous êtes tous échappés!
Edward'ın annesi bu acıyı tadacak.
La mère d'Edward connaîtra cette peine.
Hala Edward var.
Ils ont encore Edward!
Edward'ın istediği gibi hepsiyle arkadaş olmaya çalıştım.
J'ai essayé de faire ce qu'Edward demandait et qu'ils deviennent mes amis.
Babanız, Kral Edward'dan soylu dükleriyle, kardeşleriyle ikinizin evlendirilmesini isteyecek.
Votre père demande au Roi Edward que les Ducs royaux, ses frères, vous soient donnés en mariage.
Deli Kral Henry güvende ve rahatı yerinde. Ama Edward'a ne yapıyorlardır?
Le Roi Henry est en sécurité et réconforté mais que sont-ils en train de faire à Edward?
- Edward, konsey diyor ki...
! Edward, le conseil a l'impression...
Edward, sadece eski danışmanlarını yanına almanı ve Rivers ailesini kapı önüne koymanı istiyoruz.
Edward, tout ce que nous demandons et que vous repreniez vos anciens conseillers et que vous renvoyez a famille Rivers.
Ama gerçekte, ülkeyi sen yönetiyor olacaksın. Edward!
Mais en réalité, vous gouvernez à travers lui.
Bizim sadakatimiz...
Edward! La fidélité que nous avions...
Jasper diyor ki Parlamento York konusunda duruyormuş ve Edward ile ne yapacaklarına karar veriyorlarmış.
Jasper dit que le Parlement est à York et qu'il vont décider que faire d'Edward!
Edward'ın tahtı kaybetmesini istedi ve yakında oğlumu tahta oturtacak.
Il a décidé qu'Edward doit perdre le trône, et bientôt, il montrera comment mon fils montera sur le trône.
Hepimiz Edward'ın haklı kral olduğunu söyledik.
Nous disions tous que Edward était le bon roi.
- Evine hoş geldin. - Kral Edward'a.
Bienvenu chez vous, Roi Edward!
Deliye döndüler.
Roi Edward! Ils ont perdu leur contrôle.
Parlamento George'u kral ilan etmedi. Edward'ın da tahttan çekilmesine gerek kalmadı ve onu öldürmediler.
Le Parlement ne voulais pas faire de George le roi, donc, si Edward ne voulait pas abdiquer et s'ils ne voulaient pas le tuer...
Görünüşe göre beni saraydan uzaklaştıranlar gücünü kaybetti ve Edward tekrar bir adam oldu.
Il semble que la force qui m'avait forcée à quitter la cour a perdu de la puissance et qu'Edward est de nouveau un homme.
İnsanlara varlığımın bir kısmını vermeliyim. Yoksa yine Henry'nin tahta geçmesini isteyeceklerdir veya oğlu Edward'ın veya kardeşim George'un.
Je donne la richesse et les faveurs ou autres pour qu'il soit content du bon vieux Henry sur le trône, ou celui de son fils Edward.
"Edward"!
"Edward"
Edward adında bir oğlum olacak.
je vais avoir un garçon nommé Edward!
Edward'ın beni nasıl affettiğini görüyor musun?
Ah... Voyez vous comme Edward me pardonne tout?
Bir süreliğine hepimiz zorluklara dayanacağız. Ama sonunda buna değecek. Hakkımız olanı alacağız ve Edward bir daha bana ihanet edemeyecek.
Pour un temps, nous allons tous subir de préjudices mais tout cela en vaut la peine, car nous aurons ce qui nous est dû, et Edward ne me trahira plus.
Edward, lütfen, gitme.
Edward, s'il vous plait, n'y allez pas.
Prensimin adı Edward olsun.
Mon prince... nous pourrions l'appeler Edward.
Edward.
Edward ( elle rit )
1 Mayıs festivallerinin sabahında şeftaliler ve morina balığı ile döneceğim. Sen ve prensim, Edward için.
Je serais de retour au matin du 1er mai avec des pêches et des sacs de sel, pour vous et mon prince, Edward.
Calais'te ve Edward savaşa girer girmez denize açılacak.
Elle est à Calais et partira une fois Edward engagé dans la bataille.
Edward daha iyi bir kral.
Et Edward est un meilleur roi.
Edward da aynı zamanda Tanrı'nın seçimi.
Edward est aussi bénît de Dieu.
George eğer savaşa adam götürürsek oğlunun unvanını geri vereceğini yazdı.
George a écrit qu'il rendrait son titre à votr fils, Si nous amenions des hommes sur le champ de bataille pour battre Edward.
Edward'ı savaşa çekmek için bir oyun bu.
C'est un tour pour duper Edward pendant la bataille.
İngiltere kralının Edward olmadığını söylüyor.
Il dit qu'Edward n'est pas un roi pour l'Angleterre.
- Edward'ın Rivers'lara kafayı taktığını söylüyor.
Il n'est seulement pour la famille Rivers.
Buralara kadar Edward'ın karısını tahta oturtmak için savaşmadım diyor.
Non! Il dit qu'il ne s'est pas battu si longtemps pour mettre Edward, esclave d'une femme sur le trône. ELLE SANGLOTE.
Tanrı, İngiltere soylularına ; tahtı gerçek sahibi Henry'den çalan gaspçı Edward'ı indirmelerini emretti.
Dieu a ordonné aux nobles d'Angleterre de se battre dans sa noble guerre, pour faire tomber cet imposteur, Edward, qui prit le trône à son vertueux roi, Henry.
Edward'ı Tanrı'nın tahtından indirecek olan orduyu toplayacaksın.
Vous allez convoquer une armée qui renversera ce mauvais Edward du trône de Dieu.
Tanrım lütfen yaklaşan savaşta Edward'ı koru.
Bon Dieu, Surveillez Edward dans cette bataille qui arrive.
Edward'ın düşmanlarını yok et ve sevginle onu koru.
Ecrasez les ennemis d'Edward et gardez le sain dans votre amour.
Tanrım, bu savaşta York'lu Edward'ı düşür.
Dieu tout puissant, faites tomber Edward de York dans cette bataille.
Lütfen, Tanrım. İzin ver Edward kazansın.
S'il vous plaît, Dieu, laissez Edward gagner.
Lütfen, Tanrım. İzin ver Edward kaybetsin.
S'il vous plaît, Dieu, laissez Edward perdre.
Warwick ve Clarence Dükü, savaşta Edward'a ihanet edip onu öldürecekler.
Warwick et le duc de Clarence vont se retourner contre Edward et le tuer lors de la bataille.
Edward!
Edward!
Lütfen, Edward...
S'il vous plait, Edward...
Edward ölmedi mi?
Edward n'est pas mort?
Edward güvende ama korktuğum gibi hepsi birer tuzakmış.
Edward est sauf, mais c'était un piège comme je le craignais.
Warwick ve George kaçıyor Edward da peşlerinde.
Warwick et George ont fui et Edward est à leur poursuite.
Edward artık York'un altın çocuğu değil.
Il n'est plus le préféré des York.
Edward düşmanlarının eline bir sebep verdi.
Edward a donné à ses ennemis une nouvelle raison.
Edward'ı Lancaster Hanesine tercih etti.
Il a trahi la la maison Lancastter pour Edward
- Lanet olsun, Edward!
Bon sang, Edward!