Elbiseler traduction Français
1,059 traduction parallèle
Güzel elbiseler aldım ve onları giyeceğim!
J'ai apporté de jolies robes et je les porterai.
Elbiseler benim en büyük ihtirasımdır!
J'adore Ies vêtements!
Eğer her yerde aşk olsaydı, eski püskü elbiseler içinde seni dünyanın sonuna kadar izlerdim. Ama aşk gözünü kör etseydi kralı ölüme terkedecektin.
Si l'amour était plus fort que tout... vous auriez laissé mourir le Roi!
Elbiseler, seyahatler, pahalı eğlenceler...
Vêtements, voyages, divertissements.
Ama şu elbiseler, silah ve her şey...
Mais vos habits, le revolver et tout...
Güzel elbiseler satın alabilir, parasıyla tüm yıl geçinebilirsin.
En la vendant, tu pourras vivre un an.
Annemin yaptığı gibi elbiseler satın alacağım.
Je dépenserai tout mon salaire en vêtements.
Sendika aidatlarınızla ve toplanan haraçlarla... 150 dolarlık takım elbiseler, elmas yüzükler alanlar için ne hisseder?
De ces voyous se pavanant dans des costumes à 150 dollars et dont les mains d'assassins s'ornent de diamants payés par vos cotisations?
Ayakkabılar, elbiseler, gerekli olan herşey.
Chaussures, robes, tout ce qu'il faut.
Ve güzel elbiseler tabii ki.
Et plein de robes.
Şimdilik! Elbiseler, mücevherler, mesele bunlar!
Pourtant les robes, les bijoux, c'est beau.
Buraya elbiseler için geldik...
Vous savez, nous sommes venues pour les robes...
Elbiseler olmadığında, ne hastalık olur, ne de savaş.
Sans vêtements, il n'y aurait ni maladies, ni guerres.
Temiz elbiseler ve aç bir mideyle orada olacağım.
J'y serai en chemise propre et l'air affamé.
O gece üç melek geldi lşık saçan beyaz elbiseler içinde
Trois anges sont venus cette nuit Vêtus de robes blanches étincelantes
Gardiyanların öldüğünü görünce hepsi kaçtı ve şimdi bu ikisi elbiseler için geri döndüler.
Ils ont tous filés, les gardes étaient morts et ces deux-là sont revenus pour les vêtements.
- Ayrıca, elbiseler dikeceksin.
- Couds aussi robes pour elles.
Bayan Anna'ya da yardım et ayakta tut İlmi elbiseler dikebilsin
Aide Mme Anna à pas dormir Pour coudre scientifiquement robes
Yapacak o kadar çok şeyim var ki, diktirmem gereken elbiseler, almam gereken ayakkabılar...
Si vous saviez ce que j'ai à faire! Douze robes à commander, des souliers, des...
Daha iyi besler, giymekten mutlu olacağı güzel elbiseler alırdım.
Je la nourrirais bien, je lui offrirais de jolies robes.
Bu pembeden elbiseler istiyorum.
Des robes de ce rose!
Sizin gibi yetenekli bir kişi aptal elbiseler giyen aptal kadınların resmini çekiyor olmamalı.
Un homme de votre valeur photographier des robes idiotes, sur des filles idiotes.
Pek çok yeni elbiseler ve güzel yeni ayakkabıların olabilir.
Tu auras de jolies robes et des chaussures neuves.
Mesele elbiseler değil.
C'est pas pour les robes, tu sais.
Yepyeni elbiseler!
des robes toutes neuves!
- 100 dolarlık takım elbiseler. - Saçmalama.
- Des costumes chers.
Evet, o bir dram. Elbiseler yok, sex yok.
- Pas de vêtements, pas de sexe!
Ve şu gardırop... Bütün elbiseler ünlü yıldızın kızı için uygun alındı.
On y trouve les robes dignes de la fille d'une star.
Lions View'de güzel elbiseler giyebilir miyim?
A l'hôpital, je pourrai mettre une jolie robe?
Söylediğin gibi Fella. Elbiseler seni kandırmasın.
Ne vous fiez pas à mes belles robes.
Saray terzisi ona yeni elbiseler dikecek.
Le tailleur de la cour va lui coudre des habits.
Elbiseler için olan borcumuzu üstlendi.
Il s'est occupé de nos dettes.
Yeni elbiseler almalı, bilet satmalıyım.
Me mettre en kimono et vendre des billets.
Bütün bu elbiseler senin mi?
C'est à toi tout ça?
Beş, altı sene önce moda olan takım elbiseler yok mu?
Vous n'avez pas quelque chose qui était à la mode il y a 5-6 ans?
Yiyecek, elbiseler, ortada ne varsa.
Nourriture, vêtements, jetez tout!
Erkekler için keçi derisinden elbiseler yaptı... Elena için de sade bir elbise.
Elle réalisa des habits en peau de chèvre pour les hommes et confectionna un vêtement coquet pour Elena.
Havalı elbiseler alamam.
Ni de belles toilettes, enfin, ce genre de choses.
Yarın size yeni elbiseler vereceğim.
Demain, on vous habillera.
Elbette istemiyorum. Çiftliklerle hiç işim olmaz. İpek elbiseler, güzel arabalar ve bakımlı bir adam istiyorum.
Moi, je ne veux pas de ferme, mais des robes en soie, une calèche, et un homme qui sente bon.
Bu pahalı elbiseler erkekler için değil ; heykeller için yapılmış.
Ces vêtements sont pour les statues, pas pour les hommes.
Ona organtin elbiseler ve önlükler giydireceğim.
Elle aura des robes en organdi et des petits tabliers.
Böyle dar elbiseler giyme diye seni bin kez uyardım.
Je t'ai dit 1000 fois de ne pas sortir comme ça!
Eğer izin veriseniz, size bizim Fransız esnaflarının yaptığı güzel elbiseler armağan edebilirim.
Permettez-moi de vous offrir quelques vêtures françaises faites par nos artisans,
Güzel elbiseler dikerim.
Nous ne nous quitterons jamais.
Eski elbiseler giyiyorum.
et j'use mes vieux costumes.
- Elbiseler ona göre dikildi!
Je suis ruiné!
Sana yeni elbiseler alırım.
T'en auras d'autres, des robes.
pahalı elbiseler ve parfümler gibi şık bir aksesuardır.
C'est comme de mettre des vêtements et du parfum coûteux.
Yeni elbiseler mi?
Des vêtements neufs!
Mekan, elbiseler, içki...
Je suis au Paradis!