Elimden gelenin en iyisini yaptım traduction Français
101 traduction parallèle
Elimden gelenin en iyisini yaptım ve arkadaşlarım da büyük bir hünerle bana yardım ettiler.
J'ai fait de mon mieux, et mes camarades m'ont bien secondé.
Elimden gelenin en iyisini yaptım.
J'ai fait de mon mieux...
Seni korumak için elimden gelenin en iyisini yaptım!
Je faisais le guet, pourtant.
Elimden gelenin en iyisini yaptım.
J'ai fait ce que j'ai pu.
Elimden gelenin en iyisini yaptım.
J'ai fait de mon mieux.
Pekala, ben elimden gelenin en iyisini yaptım.
J'ai fait tout ce que j'ai pu.
Senin için elimden gelenin en iyisini yaptım.
Tu m'as dit al dente.
Elimden gelenin en iyisini yaptım. Her gün gerçek bir erkek almıyorlar yataklarına.
ce n'est pas tous les soirs qu'elles ont un vrai homme dans le lit.
Elimden gelenin en iyisini yaptım, fakat bu haydutlar...
J'ai fait de mon mieux, mais ces bandits...
- Benim söylemek istediğim de sadece, geriye dönüp baktığımda demek istiyorum ki elimden gelenin en iyisini yaptım, burada sıkışıp kalmışken.
Eh bien, tout ce que je dis est que je veux juste penser à ces années et dire que j'ai fais du mieux possible quand j'étais coincé dans ce trou, que j'ai eu autant de plaisir possible quand j'étais coincé dans ce trou,
- Elimden gelenin en iyisini yaptım.
J'ai fait de mon mieux. Justement.
Ben elimden gelenin en iyisini yaptım.
J'ai fait de mon mieux.
Sana kol kanat gerdim, elimden gelenin en iyisini yaptım, seninse tek yaptığın sızlanmak!
Moi qui t'ai pris sous mon aile, j'ai fait de mon mieux et tu oses te plaindre.
Elimden gelenin en iyisini yaptım.
J'avais même appris le texte.
Elimden gelenin en iyisini yaptım.
j'ai fait de mon mieux
Elimden gelenin en iyisini yaptım.
C'est que je faisais de mon mieux.
Kimseyi rahatsız etmedim. Kendi halimde yaşadım. Elimden gelenin en iyisini yaptım.
J'ai jamais embêté personne, j'ai travaillé dur et je me suis débrouillé tout seul.
Onun için elimden gelenin en iyisini yaptım... senin için de, siz büyürken.
J'ai fait tout ce que j'ai pu pour lui et pour toi, quand vous étiez gamins.
Bütün prodüksiyon duruverdi... ve denedim,... işleri başlatmak için elimden gelenin en iyisini yaptım, zira, görevim bu.
Le tournage s'est arrêté. Et j'ai fait tout ce que j'ai pu pour les faire repartir, parce que c'est mon rôle, en tant que producteur.
Ve bu, Fani. Kibirli bir kılıçtır. Elimden gelenin en iyisini yaptım.
Et celle-ci, la Transience est une épée orgueilleuse.
Elimden gelenin en iyisini yaptım.
- J'essaie de m'appliquer.
Elimden gelenin en iyisini yaptım.
J'ai fait tout mon possible.
Elimden gelenin en iyisini yaptım... evdeki herşeyi... eskiden olduğu gibi korumak için.
Je n'ai jamais douté que vous reviendriez un jour. Tout est resté à la même place.
Bak, elimden gelenin en iyisini yaptım.
J'ai fait de mon mieux.
Elimden gelenin en iyisini yaptım.
Du mieux que j'ai pu.
Bakın, elimden gelenin en iyisini yaptım.
Ecoutez, je faisais de mon mieux.
Şey, bu şartlar altında elimden gelenin en iyisini yaptım.
J'ai fait de mon mieux, vu les circonstances.
Elimden gelenin en iyisini yaptım.
Et avec elle, j'ai fait de mon mieux.
Elimden gelenin en iyisini yaptım, ama bu o kadar da kolay değil.
Les enfants se laissent influencer par les adultes.
Aynı şekilde, ben de elimden gelenin en iyisini yaptım.
Vas y. Le mieux que je puisse faire.
Johnny, elimden gelenin en iyisini yaptım. Mükemmel değilim.
Je fais de mon mieux, je ne suis pas parfait.
Elimden gelenin en iyisini yaptım.
J'ai fait de mon mieux!
İstatiksel olarak, ortalamanın biraz üstünde ama elimden gelenin en iyisini yaptım. Biliyorum.
Statistiquement parlant, c'est un peu en-dessous de la moyenne, mais heu... j'ai fait du mieux que je pouvais.
Sanırım elimden gelenin en iyisini yaptım ve her şeyin iyi sonuçlanacağını umut ettim.
J'ai fait du mieux que j'ai pu et j'ai espéré que tout se passe bien.
Ama elimden gelenin en iyisini yaptım!
J'ai fait de mon mieux.
Yemin ederim, sizin için elimden gelenin en iyisini yaptım Bay Aske.
Je vous jure que j'ai tout fait ce que je pouvais faire pour vous, Monsieur Aske.
Verilen görev için elimden gelenin en iyisini yaptım.
J'ai accompli ma mission du mieux que j'ai pu,
- Elimden gelenin en iyisini yaptım mı?
- Etais-je à mon meilleur?
Elimden gelenin en iyisini yaptım.
Je fais de mon mieux.
Elimden gelenin en iyisini yapıyorum, yaptım ve yapacağım.
J'ai toujours fait de mon mieux et je continuerai.
Siz dört dediniz... elimden gelenin en iyisini yaptım ve 10 tane buldum... ama 10 dediğimde 15 tane bulmuştum.
Tu avais dit quatre. En fait, je pensais qu'il nous en fallait dix.
Bay Gladstone elimden gelenin en iyisini yaptığımı anlamalı.
On te ramène à la maison. M. Gladstone doit comprendre que je sais aussi faire des gestes.
Orada elimden gelenin en iyisini yaptım.
Ça commence, plutôt!
Şimdiye kadar elimden gelenin en iyisini yaptım
Merci, Hoshi.
Elimden gelenin en iyisini yaptım.
J'ai essayé de faire du mieux que j'ai pu.
Senin için önemli olanın elimden gelenin en iyisini yaptığımı bilmek olduğunu söylerdin.
Tu disais toujours que la seule chose qui t'importait, c'était de savoir que j'aie essayé de faire de mon mieux.
Kafamı meşgul eden bir sürü şey vardı. Ve şu an yaptığım gibi, elimden gelenin en iyisini yaptığıma inanıyorum.
Eh bien, beaucoup de choses se passaient dans ma vie et j'ai fait du mieux que je pouvais, exactement comme je fais maintenant.
Oğlumun bana söylediğini yaptım, elimden gelenin en iyisini.
J'ai suivi les conseils de mon fils. J'ai fait de mon mieux.
Elimden gelenin en iyisini mi yaptım yoksa elimde olmayanı mı kovaladım?
- Ouais. J'ai fait de mon mieux, ou je voulais juste ce que j'avais pas?
Çocuğunuza ne söylediğimin bir önemi yok. Canlı şekilde dışarı çıkması için elimden gelenin en iyisini yaptığımı bilmenizi isterim.
Quoi que vous m'entendiez lui dire, je fais de mon mieux pour qu'il vive.
Bu adama elimden gelenin en iyisini yaptığımı biliyorum.
Je sais que j'ai donné tout ce que j'ai pu à cet homme.