Elit traduction Français
426 traduction parallèle
Ekselansları, sizin kadar elit ve seçkin birini bize elçi göndermelerinden dolayı duyduğumuz onur ve minnettarlığı İspanya Kralı'na iletin lütfen.
Votre Excellence transmettra au roi d'Espagne que nous apprécions l'honneur que nous fait votre roi en envoyant à notre cour une personne de votre qualité.
Şu arabaya bakın! Ve şu elit genç adamlara!
Regardez cet attelage, mes chéries, et ces jeunes hommes exquis.
Hem yakışıklı, hem elit!
- Si beau et si distingué.
Yeni kamp, uzman bekçiler, elit tabaka.
Camp neuf, gardiens triés sur le volet.
Burası elit bir mekan.
C'est classe, ici
- Nicholas artık şu yeni elit tabakadan biri.
- Nicholas appartient à la nouvelle élite.
Sınırsız güç, zenginlik ve elit tabaka tarafından yönetilen güneş sistemleri.
Pouvoir illimité, richesses illimitées et des systèmes gouvernés par l'élite.
Ama, yaptığımız tek şey toplumumuzdaki, eğlenceye düşkün elit üyeler için parti vermek olacak.
Mais ce qui s'y passe vraiment sont des fêtes nocturnes pour nos élites, qui s'abandonnent dans la satisfaction de leurs plaisirs.
Artık elit tabaka değiliz.
On n'est plus l'élite.
Kentin elit kesimindenler.
Ce sont des notables de la ville.
- Elit kesim demek.
Très bien.
Evet, o bir leş kargası. Elit kesim.
C'est bien ça, un rapace.
Elit kesim, yönetici sınıf!
De premier plan... Les notables, la classe dirigeante!
Peki, o zaman gelirim. Larissa Dmitrievna'nın etrafında sadece elit kişiler olmasını istiyorum.
Je désire que Larissa Dmitriévna soit entourée de gens triés sur Ie volet.
Ve tren durdu. Gangster elit tabaka rampada yürüdü. Her iki ya da üç vagonun önünde, bazen her vagonun önünde şu Nazi Astsubayı denen kimseler ellerinde anahtarla bekliyor ve kilitleri açıyorlardı.
Dès l'arrêt du train, l'élite des gangsters se postait, et devant tous les deux ou trois wagons, parfois devant chaque wagon, un de ces Unterscharfuhrers... attendait avec une clé et ouvrait les portes,
Belki herkesten sorun olmayacağına dair bir not alırsan, düşünebiliriz ama o zamana kadar, defol git seni elit dernek pisliği.
Si chacune de ces personnes te donne un mot... disant qu'ils sont d'accord, on changera peut-être d'avis. En attendant, dégage espèce de pourri élitiste de fraternité.
Elit tabaka bir yozlaşma içinde. Marxist-Leninist rüyanın çöküşüyle birlikte bugün üzerinde konuşacağımız hiçbir model mevcut değil.
Avec l'écroulement du rêve marxiste-léniniste... il y a aucun modèle de société dont on pourrait dire :
Onun elit kuvvetleriyle carte blanche'm var.
Je l'ai vu hier, il m'a donné carte blanche.
Bunu gizli tutacak elit insanları bulup tanışmak çok zor.
Et bien, pour vous dire la vérité, on a juste essayé une ou deux fois.
En elit, en iyilerin de iyilerisiniz.
L'élite. La fine fleur.
Elit bir özel birlik biriminin komutanıydı.
Ex-chef d'une section d'élite des Chocs.
Bir yardım müzayedesine ev sahipliği yapıyor. Elit tabakayla bu eğlenceli olur değil mi?
Il organisait une vente aux enchères très chic pour une œuvre.
Hayır, Kate elit muhite taşındı.
Non, Kate a déménagé en ville.
Lanet olası şehrin elit kısmına taşındı.
Elle est à l'autre bout de la ville.
Ben, babamın çalışma odasında kilitli kaldım. O dünyanın elit diplomatları arasındaydı.
J'étais enfermé dans le bureau si intimidant de mon père, où il recevait le corps diplomatique de Londres, l'élite de la planète.
Biz baya elit bir grubuz.
On forme un clan d'élite.
Elit bir komando timi tarafından saldırıya uğramış gibi görünüyor.
On dirait une attaque par un commando d'élite.
Sizler, ulusun elit kısmını oluşturmaktasınız ve St Mathews'da amacımız sizleri gözde görevlerin sorumlulukları için hazırlamaya çalışmaktır.
Vous, mes garçons, constituez l'élite de la nation, et à St Matthew, nous nous efforçons de vous préparer aux responsabilités inhérentes aux positions importantes.
Biz elit bir topluluğuz evlat. Ve sana aramızda yer yok.
On fait partie d'un groupe d'élite, et pas toi.
Küçük ama oldukça elit bir müşteri portföyümüz var.
Notre clientèle est petite mais prestigieuse.
Pek çok insan beni küçük ve elit olarak görür.
Beaucoup de gens me considèrent comme petit et prestigieux.
elit olmak için, mükemmel bir hack gerçekleştirmelisin böyle kaza eseri bir şeyden olmaz bu senin gibsonlardan biri olduğun anlamına gelir fizikte petrol bulmak için kullandıkları süper bilgisayarlar kullanıyorlar.
Pour être élite, tu dois effectuer un piratage qui ait un but, pas ce bobard accidentel. Ce qui veut dire que tu dois t'attaquer à un de ces Gibsons, mec. Ces super-ordinateurs utilisés en physique et pour chercher du pétrole.
Bunlar elit.
Ils sont élites!
Bu bozulmuş düzende yaşayan toplum, elit bir güç tarafından yönetiliyordu...
Sur ses ruines, un nouvel ordre est apparu. Une société régie par une nouvelle force d'élite.
Elit tabakanın bir üyesisin.
Un membre de l'élite.
- Shep? Ellerinde 81 rehine ve V.X. gazıyla yüklü 15 güdümlü roket bulunan... elit Amerikan askerlerinin ele geçirdiği girişi imkansız bir kaleyi geri almak için... deniz altından yapılacak özel bir harekat.
L'attaque d'une forteresse contre des Marines ayant 81 otages et 15 missiles armés de gaz V-X.
P-12 seviyesindeki elit birlikler. Elimizdekilerin en güçlüleri.
Membre d'un corps d'élite de télépathes classés P-12.
Siyah Omega, Psişik Birliği içinde elit bir birimdir.
Les Omegas Noirs sont une unité d'élite rattachée au Corps Psi.
Yıldız Filosu öğrencilerin oluşturduğu elit bir takım.
C'est un camp d'élite composé de cadets.
Başarılı olunursa, elit pilotlar arasına katılacaksınız- -
Si ce vol est un succès, vous rejoindrez le panthéon des pilotes :
Bir : "Elit Özel Güç'ün bir üyesi olarak bu görevde gerekecek... tüm silahları ve uzay araçlarını kullanmada uzmansınız." İki :
En tant que membre de l'Unité d'Elite des Forces Spéciales, expert dans l'usage des armes et des véhicules nécessaires.
Tabii ya elit savaş ünitesi.
Commando d'élite!
Kimliği gizli tutulan kadın elit-SEAL'lar donanma eğitim programı için belirlenen ilk aday.
" Cette femme inconnue est la première candidate au corps d'élite
Her biri için komite lideri seçilir. Kuralları belirlerler ve onların dediği olur.
Chacune élit son chef qui édicte les lois à suivre.
Bunu kanıtlarsan, Time dergisi seni Yılın Adamı seçer.
Prouve-le, et Time t'élit homme de l'année.
Tanrı aşkına biri bana niye olduğunu söylesin... Adamın birini başkan seçiyoruz... ve sonra da O'nu ne kadar çabuk öldürebileceğimizi görmeye çalışıyoruz.
On élit un président et on cherche... comment le faire mourir.
Mesele kimin daha iyi olduğu değil. Tek meselemiz Lee'nin güvenli bir şekilde uçup uçamadığı.
On n'élit pas le meilleur, l'important est que Lee se pose sans souci.
- Kral seçimle başa gelmez.
- On n'élit pas un roi.
- Bu seçimlerde kimi seçiyorlar?
Et qui on élit dans ces élections?
Eh, cüzdanımı unuttum. Elit müşterilerinin kalitesi gittikçe düşüyor.
J'ai oublié mon portefeuille.
Selam vermek yok. Subayları seçerek belirliyoruz ve her şeyi tartışıp, oylayarak karar veriyoruz.
On élit des officiers, on discute et on vote.