Ellcrys traduction Français
60 traduction parallèle
Seni acilen Ellcrys'e götürmeliyiz yoksa daha çok kişi ölecek.
On doit t'emmener à l'Ellcrys immédiatement, sinon plus de gens mourront.
Ellcrys yüzünden mi?
À cause de l'Ellcrys?
- Onu Ellcrys'e götürmelisin.
Tu dois l'amener à l'Ellcrys.
Elf Konseyi, kralın odasında toplandı çoğu da Ellcrys'e olanlar için hâlâ seni suçluyor.
Le conseil elfique est réuni dans la chambre du roi, et la plupart te reproche encore ce qui arrive à l'Ellcrys.
Bir dakika, Amberle neden doğruca Ellcrys'e gitmiyor?
Attendez, pourquoi Amberle ne va pas directement à l'Ellcrys?
Elf Konseyi, Ellcrys sorununu tartışmak üzere çağrıldı.
Le conseil elfique est appelé à discuter de la crise de l'Ellcrys.
Ellcrys ölüyor.
L'Ellcrys se meurt.
Ellcrys bir tohum verecek.
L'Ellcrys germera une graine.
Ancak ondan sonra geri dönebilir ve Ellcrys yeniden doğabilir.
Seulement alors il sera rendu et l'Ellcrys pourra renaître.
Amberle Elessedil Seçilmişlere ve Ellcrys'e karşı olan vazifelerine sırt çevirdin.
Amberle Elessedil, tu as tourné le dos aux Élus et à tes devoirs envers l'Ellcrys.
Yazmaya göre Ellcrys bu yolculuğa olan bağlılığından hoşnut olmalı.
Selon le Codex, l'Ellcrys doit être convaincu de ton engagement pour cette quête.
Seni acilen Ellcrys'e götürmeliyiz yoksa daha çok kişi ölecek.
( Allanon ) Nous devons vous emmener à la Ellcrys immédiatement, sinon beaucoup plus mourront.
Ellcrys yüzünden mi?
En raison des Ellcrys?
- Onu Ellcrys'e götürmelisin.
Vous devez l'emmener à l'Ellcrys.
Elf Konseyi, kralın odasında toplandı çoğu da Ellcrys'e olanlar için hâlâ seni suçluyor.
Le Conseil Elvin est rassemblée dans la chambre du roi, et la plupart d'entre eux encore vous blâmer pour ce qui se passe à l'Ellcrys,
Bir dakika, Amberle neden doğruca Ellcrys'e gitmiyor?
Attendez, pourquoi est pas Amberle aller directement aux Ellcrys?
Elf Konseyi, Ellcrys sorununu tartışmak üzere çağrıldı.
( livres personnel sur le plancher ) Le Conseil Elvin est appelé à discuter de la crise de la Ellcrys.
Ellcrys ölüyor.
Le Ellcrys est en train de mourir.
Ellcrys bir tohum verecek.
Le Ellcrys portera une graine.
Ancak ondan sonra geri dönebilir ve Ellcrys yeniden doğabilir.
Alors seulement peut-il être renvoyé et l'Ellcrys peut renaître.
Amberle Elessedil Seçilmişlere ve Ellcrys'e karşı olan vazifelerine sırt çevirdin.
( Eventine ) Amberle Elessedil, vous avez tourné le dos à l'élu et vos devoirs envers les Ellcrys.
Yazmaya göre Ellcrys bu serüvene olan bağlılığından hoşnut olmalı.
Selon le Codex, les Ellcrys doivent être satisfaites de votre engagement à cette quête.
Yani Amberle imtihanı geçemezse Ellcrys onu öldürecek mi?
Si Amberle échoue l'épreuve, l'Ellcrys la tuera?
Ellcrys gerçeği bilir.
L'Ellcrys sait la vérité.
Ellcrys tohumunu Kanateşi'ne taşıması için Amberle'yi seçti.
L'Ellcrys a choisi Amberle pour emmener la graine au Bloodfire.
Ellcrys sözünü söyledi.
L'Ellcrys a parlé.
Ellcrys'in seni test etme yöntemiydi.
Un moyen pour l'Ellcrys de te tester.
O Ellcrys'e girmeden önce eğer onunla birlikte gitmezsem kötü bir şey olacağını söyledin.
Avant qu'elle se soumette à l'Ellcrys, t'as dit qu'un truc horrible arriverait si je ne l'accompagnais pas.
Planım Ellcrys'i kurtarmak ve bu halledilene kadar huzur falan olmayacak.
Mon plan est de sauver l'Ellcrys, et il n'y aura aucune paix avant.
Ellcrys beni uyarmaya çalışıyormuş oysa ben kaçtım.
L'Ellcrys a tenté de m'avertir et j'ai fui.
Ellcrys'e güvenmeye başlaman gerek aksi takdirde üçünüz Sığınak'a gitmeyi başaramazsınız.
Fais confiance à l'Ellcrys, sinon vous trois n'arriverez pas à Safehold.
Her ne kadar o hücrede çürüdüğünü görmeyi istesem de Ellcrys senin de serüvenin bir parçası olduğunu söylüyor.
Même si j'aurais aimé te voir pourrir en cellule, l'Ellcrys dit que tu fais partie de la quête.
Ellcrys ne halttır yahu?
C'est quoi un Ellcrys?
Ellcrys'in tohumu Sığınak denen yere taşınmalı.
La graine de l'Ellcrys doit être amenée à Safehold.
Ellcrys'e güvenmeye başlaman gerek.
Ayez confiance en l'Ellcrys.
Lorin'i Ellcrys'e kadar yarışta alt edebilir miyim diye bakmak istedim.
Je voulais voir si je pouvais battre Lorin jusqu'à l'Ellcrys.
Sen bir Seçilmişken Ellcrys seninle hiç konuştu mu?
Lorsque t'étais un élu, l'Ellcrys t'a parlé?
Ama bu serüven için Ellcrys onu seçmedi.
Mais c'est pas lui que l'Ellcrys a choisi.
Bizim sorumluluğumuz Ellcrys.
Notre devoir est envers l'Ellcrys.
Ellcrys'i koruyup gözeteceksiniz.
Vous garderez et protégerez l'Ellcrys.
Ellcrys ve prenses birbirlerine bağlı. Ama prensesin varlığını artık hissedemiyorum.
L'Ellcrys et la princesse sont connectés, mais j'arrive plus sentir sa présence.
Ellcrys, yüzbinlerce yıllıktır.
L'Ellcrys a une centaine de milliers d'années.
Ellcrys'in tohumunun Sığınak denen bir yere taşınması şart.
La graine de l'Ellcrys doit être amenée à Safehold.
Ellcrys'i kurtarmakla görevliyim.
Je suis en mission afin de sauver l'Ellcrys.
Ellcrys bir tohum verecek. Ve o tohumun Sığınak denen bir yere taşınması şart.
L'Ellcrys donnera naissance à une graine qu'il faudra apporter jusqu'à un endroit appelé Safehold.
Olmaz, Ellcrys neredeyse yapraksız kaldı.
L'Ellcrys n'a presque plus de feuilles.
Ellcrys kurtarılamayacak halde artık.
On ne peut plus sauver l'Elicrys.
Şehrin tek şansı Ellcrys.
Il est notre dernière chance.
Ellcrys öldü!
L'Ellcrys est mort!
Bak, Ellcrys seni bana gösterdi.
L'Ellcrys t'a révélée à moi.
Ellcrys'in seni burada istemesinin sebebi bu.
Pourquoi l'Ellcrys te voulait ici.