Emir aldım traduction Français
400 traduction parallèle
"Bugün Japonya'ya yelken açmak için emir aldım. Benimle gelmek ister miydin?"
"Aujourd'hui j'ai reçu l'ordre de partir pour le Japon par la mer, tu voudrais m'accompagner?"
- Senden gereğinden fazla emir aldım.
J'suis pas à tes ordres!
Seni geri götürmek için Birleşik Devletler Ordusu'ndan emir aldım.
J'ai un ordre de l'Armée des États-Unis pour te ramener.
Kendileri gözetim altında ve onları bir an önce General von Komwitz'e götürmek için emir aldım.
Ils sont sous ma garde et j'ai l'ordre de les amener sans délai au Général Von Komwitz.
Dün teleferiği kapatmam için emir aldım.
J'ai reçu l'ordre de fermer le téléphérique.
Bu bayan ve beyleri güvenli bir şekilde Almanya dışına çıkartmak için emir aldım.
Je dois emmener cet dame et cet homme sains et saufs hors d'Allemagne.
Piyanoyu götürmek için emir aldım. Burası kapanıyor sandık.
Je suis venu pour le piano car cet endroit devait fermer.
Öyle emir aldım.
J'ai reçu des ordres.
Ben de emir aldım.
J'ai des devoirs, moi aussi.
Yemek ve kinin yükleyip Corregidor'a götürmek üzere emir aldım.
Il faut que j'essaie d'arriver à Corregidor... avec du ravitaillement et de la quinine.
Bugün senden yeterince emir aldım, artık almayacağım.
Tu ne vas pas me donner d'ordres comme hier.
"İnşa ettiğiniz rokette atom enerjisi kullanan motoru test etme talebinizin maalesef reddedildiğini bildirmek üzere emir aldım."
Je vous informe que la demande concernant les tests des moteurs à réaction atomique sur le site de construction de la fusée a été annulé.
Öyle diyemem. Evet emir aldım.
Bien sûr, j'ai obéi aux ordres.
- Bence de. Ama emir aldım.
- Moi aussi, mais j'ai des ordres.
- Ne oldu? - Ben emir aldım!
- Qu'est-ce qui se passe, Leva?
Senin için özel bir emir aldım.
J'ai reçu des ordres pour toi.
Şikayet eden herkesi bildirmek üzere Kumandandan emir aldım!
J'ai l'ordre de donner les noms au commandant.
Saat geç oldu. Bir emir aldım, geçiremem!
Il est tard, j'ai ordre de n'ouvrir à personne.
Hapishanenin baş gardiyanından emir aldım.
J'ai des ordres du gardien chef de la prison :
Sizi içeri almamam yönünde emir aldım.
Je ne peux vous laisser entrer.
Sizleri buradan götürmek için emir aldım. Böyle bir yetkim var.
J'ai le droit de vous faire partir d'ici, vous savez.
Karşılıklı konuşmak için ısrar etti. Akiva ve Ari Ben Canaan'dan emir aldım. İstediğin an bizi görebilir.
Il a insisté pour te parler, et j'ai reçu un ordre de Akiva, Ari Ben Canaan est autorisé à nous voir chaque fois qu'il le veut.
- Emir aldım.
- Je suis mes ordres.
Bakın, Bayan Hazeltine. Siz reşit değilsiniz ve ben bir emir aldım.
Melle Hazeltine, vous êtes mineure!
İzin verirseniz, Sam ile tanışmak için emir aldım.
Si vous me permettez, Sam m'attend.
General Sheridan'dan emir aldım, efendim.
Je tiens mes ordres du général Sheridan.
Emir aldım. Sizi bu akşam Bremerhaven'a götüreceğim. Orada görevinizi kabul edeceksiniz.
On m'a ordonné... de vous conduire à Bremerhaven... où vous prendrez vos fonctions.
Seni öldürmem için emir aldım Paul Louis Broum.
J'ai reçu l'ordre de vous tuer. Paul Louis Broum.
Grup liderinizle görüşmek için emir aldım.
J'ai reçu des instructions, que j'ai données à votre responsable.
Ben emir aldım...
J'ai un ordre signé par le gouverneur de Paris.
Kumandanım... Bu domuzları Almanya'ya göndermek için emir aldım.
Je dois envoyer ces porcs en Allemagne!
48 saat içinde konuşturmamız için emir aldım.
J'ai reçu l'ordre de l'exécuter dans 48 heures.
Profesör, kimseyi aşağıya indirmeme konusunda emir aldım.
On n'autorise personne à descendre.
- Buraya gelmem için emir aldım.
- J'avais ordre de venir ici.
Ve şunu hatırlatabilir miyim gördüğümüz her dalga yayan gezegenin incelenmesi için emir aldım.
Je me permets de vous rappeler qu'étudier les quasars, où qu'ils soient, fait partie du règlement.
Bu koloniyi boşaltmak için emir aldım.
J'ai reçu l'ordre d'évacuer tous les habitants de cette colonie.
Emir aldım.
J'ai des ordres.
Bir gün, askeri birliğin gelişini komutana rapor etmem için emir aldım.
Un jour, on m'ordonna de me présenter au commandant de la place...
Tereddüt etmeyin. Kesin emir aldım.
Ne t'en fais pas pour ça.
Seni memnun etmek için emir aldım.
J'ai pour ordre de vous combler.
Görev için buraya gelmemi söyleyen bir emir aldım.
J'ai reçu l'ordre de venir ici pour partir en mission. Elle dit sûrement vrai.
Çalıştım, emir aldım, bir yere gitmedim.
J'ai travaillé sans jamais quitter Yonkers.
Ben emir aldım.
J'ai un ordre de mission.
Tam seni görebilecekken emir aldım.
N'est-ce pas atroce?
- Emir aldım.
Je fais ce que je veux.
Bundan ben de sizin kadar hoşlanmıyorum. Ama bunun için emir aldık ve çürüyene kadar beklesek de kalacağız.
Ça ne m'emballe pas plus que vous... mais ce sont les ordres!
Bay Ryan ve ben gitmek üzere emir aldık.
M. Ryan et moi devons partir.
Emir aldık, anladın mı?
Vous ne pouvez pas...
Karargâhtan emir aldım.
Ordre du haut commandement. Vous êtes relevé de votre poste, mon colonel.
Aldığımız emir sorguya çekip infaz etme yolunda.
Le règlement exige qu'on interroge puis qu'on exécute.
Mr. Spock söyledi ve bildiği kadarıyla Kaptan'ın Tarafsız Bölgeye geçmeye gerekli yetkisi ve aldığı emir yokmuş.
M. Spock affirme que le capitaine n'avait pas le droit ni l'autorisation de traverser la Zone neutre.