Emme traduction Français
401 traduction parallèle
Ve parmağını emme.
Suce donc pas ton pouce comme ça
Tanımlama yapana kadar, filmlerdeki gibi kahramanlık yapıp zehri emme.
Jusqu'à ce qu'on en sache plus, ne joue pas les héros en suçant le venin.
Sol emme sübabı yanma odası yüzünden eksantrik milin üzerine kaynamış.
La soupape est fissurée et avec le double arbres à cames... la combustion ne se fait pas.
Yüzey buharlaşması emme pompası gibi etki yapmış olmalı.
L'évaporation agit comme une pompe et aspire l'eau... Le sable est une pompe.
Emme o adamın kanı onu canlandırdı.
Le sang des hommes dont elle se nourrit l'a fortifiée.
Bilgi emme ve işleme kapasitesinin yanına şimdiye dek yaşamış en büyük dahiler bile yaklaşamaz.
Son savoir et sa capacité d'analyse surpassent ceux des plus grands génies.
Yaranın açılmasına müteakip maktullerin kanı bir tür emme cihazı kullanılarak çok kısa bir süre içeresinde alınmış.
Une fois les premières blessures infligées, le sang a été drainé rapidement, au moyen d'une sorte d'aspirateur.
Ve mantarı çektiğimiz de umarım anlık bir emme olur.
Quand je retirerai le bouchon, il devrait y avoir une succion.
Emme pompaları çalışıyor.
Pompes à vide en marche.
Senin görevin emme supabı.
Tu es responsable du tuyau d'entrée d'air.
Annenin fıçıdan bira emme tacını koruma zamanı mı geldi?
Ta mère défend sa 1ère place au concours de descente de bière?
Bildiğin gibi emme pompası bir asır öncesine dayanıyor.
Le concept de la pompe aspirante remonte à des siècles, comme vous savez.
- Emme? - Kıskanç değilsin ha?
- Il les sucera?
Çoğu zaman bastırma ve emme eşliğinde dudakların birleşmesi eylemi.
Contact des lèvres souvent accompagné d'une pression ou succion.
Emme manifoldu tekrar çalıştırılmalı.
Et revoir l'admission, aussi.
Emme pedinin en üstünde temiz, dokunulmamış bir kurutma kağıdı olduğunu biliyor muydunuz?
Sur le sous-main, il y avait une feuille de buvard intacte.
Ortada mürekkep şişesi ve emme pedi,... sol tarafta kalem tablası,... sağ tarafta da takvim ve kalem vardı.
L'encrier et le sous-main au centre. Le plumier à gauche. Le calendrier et la plume, à droite.
Yarış esnasında, bunu arabanın emme manifolduna ateşleyip sağlam bir 10 saniyelik güç patlamayı elde edeceksin.
Pendant la course, tu l'injectes dans la tubulure d'admission... et durant 10 secondes tu obtiens une énorme puissance.
Kim aldı benim emme şeyimi?
Qui m'a piqué mon truc à sucer?
Emme şeyimi istiyorum!
J'en ai besoin.
Toksik atık kazalarında kullanılan emme katalizörü.
C'est un absorbant, utilisé contre les déchets toxiques.
Sipariş verdiğin D38 İsveç emme makinesini aldık.
J'ai reçu la poupée suédoise à tête pompeuse que tu as commandée.
Güle güle, iri sıçan, sik, emme baş.
Au revoir!
Eğer Mary'nin ekleyecek birşeyi yoksa, Dr Chapel'i davet etmek istiyorum. Bize nasogastric tüp ve emme makinasından bahsedecek.
Si Mary n'a rien d'autre à dire... j'aimerais vous présenter le Dr Chapel... qui va parler du tube nasogastrique et de la machine à succion.
Emme istemediğinizde parmağınızı çekin.
Quand tu ne veux plus de succion, lève ton pouce.
Emme makinasına ne oldu?
Qu'est-ce qui est arrivé à la machine à succion?
Güç emme oranlarını dengelemeye başlıyorlar.
Nous pouvons seulement maintenir le taux d'absorption d'énergie.
Belki de bir hayaldir ama ne zaman o kapağı kaldırsa bir emme sesi duymaktadır.
Ce n'était peut-être que son imagination, mais chaque fois qu'il soulevait cette plaque... il entendait un bruit de succion.
Yarım saatte bir sinir kontrolü ve özenli bir emme yaptıklarından emin ol.
Examen neurologique toutes les 30 mn et aspiration à la demande.
Yağ-emme makinesi.
C'est une machine à sucer la graisse.
Emme tüpü gerek.
Il faut aspirer.
Emme tüpünü Yankaur'a bağlayın.
Accrochez l'aspiration au rein.
Emme tüpü.
Aspiration.
- Sanırım boynunda bir emme izi var.
Vous avez un suçon au cou, Carter.
Emme setini açın.
- Plateau d'aspiration.
Emme tüpü, hemen.
- Aspiration.
Emme tüpü ver, 3 proline travmatik bir iğneyle.
Aspiration, proline 3.0... sur une aiguille ronde.
Bu beyin emme paranoyasına gerçekten inandın mı?
Tu crois à son histoire de fou?
Emme festivali gibi bir şey.
C'est une histoire de suçons.
Evet, ancak insanların hayatlarını emme olayının ilişkimiz darbe vurabileceğinizi düşünüyorum.
Sa tendance à sucer la vie des gens aurait entaché notre relation.
8 numara ET ve emme tüpü.
Tube de 8 et aspiration.
Nötron emme kontrollerinde, sorun yaşadığımı, itiraf etmeliyim.
J'ai du mal à contrôler l'absorption des neutrons.
- Edelbrock emme subabı?
- Bien sûr. - Injection Edelbrock?
İşin içinde yeme, içme, emme, gömme yoksa ilgilenmiyorum.
Ça se mange? Ça se boit? Ça se tire?
Onu sanatsal yapan asıl şey emme tekniği. Konusunda çok uzman.
Ses pipes sont de l'art. On en redemande.
Emme kateteri.
Cathéter d'aspiration.
- Emme.
- Aspiration.
Emme tüpünü ver.
- On y va. Aspiration.
Yeniden emme istedim.
J'ai demandé une aspiration.
Emme tüpü gerek.
Compresse.
- Emme tüpü verir misiniz lütfen?
- Aspiration?