Employer traduction Français
670 traduction parallèle
Joh Fredersen derindekilerin güç kullanmalarını ve yanlış yapmalarını bekliyor böylece o da onlara karşı güç kullanabilme hakkını elde edecek.
Joh Fredersen veut que ceux des Profondeurs se mettent dans leur tort par la violence afin d'avoir le droit d'employer la violence contre eux...
Şarlok Holmes metodu kullanmalıyız.
Il faut employer la méthode de Sherlock Holmes.
Ama bu işe bir bölükten fazlasını ayıramam.
Mais je ne peux pas employer plus d'un détachement pour ce faire.
Kamptaki her Alman askeri size emir verme hakkında sahiptir.
Et vous soumettre! Tout soldat allemand... employer dans le camp... a le droit de vous donner des ordres.
Bence matbaacılık bilginizi kullanabilirsiniz.
Votre imprimerie va enfin trouver à s'employer.
"Devrim'i bekleyin. Yakında geliyor." Büyük puntolar kullanabilirim.
Je pourrai employer ma police de gros caractères...
Korkma hayatım, kullanman gerekmeyecek zaten.
Ne vous inquiétez pas, mon cher il ne sera pas utile de l'employer.
- Deneyeceğim.
Je vais m'y employer.
Onu garaja koysana.
Tu ferais mieux... de l'employer au garage.
İki, üç günlük bir yarma işi verebilirim sana.
Mais je peux t'employer deux, trois jours.
Kabul ediyor musunuz Siddet mi gerek
Acceptez-vous? Ou faut-il employer la force?
- Pens yerine ne kullanabiliriz? - Cımbızın var mı?
- Que pouvons-nous employer comme forceps?
Yanıldınız. "Ama" edat olarak kullanılabilir, nesneye aittir.
Vous avez tort. "Juste" peut aussi s'employer comme adverbe.
Tüm bu suçları gerçekten işledin mi?
- MONSIEUR! - Vous nous obligez, je le regrette, à employer les grands moyens.
Onun yakınında olmasından korkmuyor mu?
- Il n'a pas peur de l'employer?
Dışarıda aynı oranda yardım edebileceğin yığınla iş var.
Trop de souvenirs. Vous trouveriez à vous employer utilement à l'extérieur.
Zor yoldan kanıtlatmak zorundaydım, doğru olduğunu gerçekten anlamak için.
J'ai dû employer la manière forte pour savoir vraiment.
Ne demek istediğimi biliyorsun. Büyük laflar etmeye zorlama beni.
Ne m'oblige pas à employer de grands mots.
Bayan Paradine, bazı resmi sözcükler kullanmak zorundayım.
Mme Paradine, je me vois obligé d'employer le langage officiel.
Uşak Broome'un, boşanma davalarında kullandığı dedektif Broome... olduğunu avukat bey inkar mı ediyor?
La défense nie-t-elle... employer ce détective pour les affaires de divorce?
Eğer o sırada zeytinyağı bulunamazsa bir parça temiz domuz yağıyla da ovulabilir. "
"S'il n'y a pas d'huile d'olive... "... employer du lard ou de la graisse. "
Eğer bu raporlar doğruysa emrimizdeki tüm haşerat ilacını kullanarak burayı dezenfekte etmek.
Et si ces rapports sont véridiques, d'employer tous les insecticides disponibles pour les désinfecter.
Başarılı mı? Belki bana da bir iş bulur?
Il pourrait m'employer.
İzninizle bir daha söyleyeceğim.
Avec votre permission, je vais l'employer à nouveau.
Bunu çok dolaylı bir şekilde yaptın.
Pourquoi employer une telle ruse?
Ne kullanacağını biliyorsun.
Tu sais quoi employer.
Peki, beni işe almak istemiyorsan hepsini unut gitsin. Ben de kasabaya dönerim.
Mais si vous ne voulez pas m'employer, je retournerai en ville.
Kearny gibi bir adamı yanında çalıştıranların getirdiği atları ordu onaylamaz.
L'armée vous reproche d'employer un tel homme.
Sadece bir süre dene.
Il suffit de l'employer pendant un moment.
- Senin gibi bir adam işime yarar.
Je peux t'employer.
Ateş tabancasını kullanamam.
Sans employer le lance-flammes.
Biraz ağızları sıkı olmalı. Daha iyi bir kod kullansınlar.
Dites-leur d'être plus discrets... ou d'employer un autre code.
Hayatınız altüst oldu, kibarca ifade etmek gerekirse.
Votre vie a été chamboulée, pour employer un euphémisme.
Para olmadan da, bize yardım edecek birini kiralayamıyoruz.
Et sans argent, on ne peut employer personne pour nous aider.
Kibirin buna tanrıça gözüyle bakarsa öyle.
Si la vanité te fait employer ce terme...
Sakladığımız para mahsulden de iyi.
Mieux vaut employer l'argent ici qu'en semences.
Nellie Manson harika oya işliyor.
Je ne peux pas employer Nellie.
Bu tonda konuşacak konumda değilsin ama ben nazik bir adamım.
Vous etes un peu maigre pour employer ce ton-la. Mais je suis un homme paisible.
Kendi sözlerinizi kullanmak sizin fikriniz miydi?
Entrait-il dans vos intentions d'employer vos mots?
İyiyse işime yarayabilir.
Alors je peux l'employer.
Evde dolaşan genç bir kız kaplana uzatılan bir parça taze et gibidir.
Employer une jeune servante, c'est comme mettre le loup dans la bergerie.
Payını doğru kullanırsan New Orleans'a gelmelerini emredebilirsin.
Il faut savoir bien employer son argent.
Bu işi niye paraşütçüler yapsın?
Pourquoi employer d'anciens parachutistes?
Kadını oradan çıkarmanın yolu belki de kaba kuvvet kullanmak.
Il faudra peut-être employer la force.
Beni zorla buradan çıkarabilirsiniz, tahmin edebiliyorum.
Je sais, vous pouvez employer la force.
Bayan Garth, sizi burdan zorla çıkarmak istemiyoruz.
Nous ne voulons pas employer la force.
Bu çirkin kelimeyi kullanmayı kes.
Cesse d'employer ce mot stupide.
Düşmanının elinin boğazını sıktığı an geldiğinde hayatta kalmanın tek yolu, düşmanın yöntemlerini kullanmak..... ve bundan menfaat sağlamak için........ başka şeyleri önemsememezmiş gibi görünüyor.
On croit que, lorsque l'ennemi est à nos portes, la seule issue consiste à employer les mêmes méthodes que lui, à assurer sa survie sans essayer de voir plus loin, à fermer les yeux!
Düğün gecesinde adam dönüp dolaştı ve bana ücret teklif etti.
Le soir de leurs noces, il s'est tourné vers moi et m'a offert de m'employer.
Dimitrios'u kullanmam da böyle oldu.
C'est comme cela que j'en suis venu à employer Dimitrios.
Seni işe alacağız.
Non, je lui ai juste donné à manger. On va vous employer.