Enayi traduction Français
784 traduction parallèle
Yine de kendine bir enayi bulman ve birini kovman gerekmiyor mu?
Mais tu ne dois pas trouver un bouc émissaire et le virer?
O parayı benden bir kez çalıp beni enayi yerine koymuştun...
Tu m'a déjà truandé cet argent une fois, et tu m'as pris pour un crétin
Beni enayi yerine koydun... Aşağıladın... en kötüsüne inandırdın!
Tu m'as trompée, humiliée, tu m'as mal jugée.
Benim gibi bir enayi daha bulamazsan, kocana yollayacak kadar para kazanamazsın orada.
Vous ne gagnerez pas assez d'argent pour votre mari, à moins de rencontrer un pigeon.
Enayi, Bettina ile tanış.
Pigeon, Je te présente Bettina, La comtesse de Barilhaus.
Enayi gibi konuşuyor ve bir enayi gibi görünüyorsa da :
Même s'il parle comme un idiot et a l'air d'un idiot :
O yine de bir enayi!
C'est un idiot!
- Bu yüzden enayi mi olacaksın?
- Vous n'êtes qu'un gogo.
- Enayi! Dinle beni.
- Écoutez, Barry.
Demek arkamdan bana enayi diyordun, ha?
C'est ce que vous dites derrière mon dos. Un gogo!
Kimse bana enayi diyemez.
Je ne le suis pour personne!
Çık odamdan, enayi!
Hors de chez moi, espèce de gogo!
Beni resmen enayi yerine koydular.
- Ce n'est pas ça. Ils se sont moqués de moi.
Enayi gibi planlar bile yaptım.
J'ai même été assez idiot pour faire des projets.
Hadi yavrum. Bizi enayi yerine koyamazlar.
Ils ne peuvent pas nous doubler comme ça.
Kimse sizi enayi yerine koydu mu hiç?
Personne ne s'est jamais foutu de vous?
Enayi yerine konmaya alıştılar, uyanmazlar.
Jamais ils ne se réveilleront.
Bulurum bir enayi. Aha.
Je vais cueillir une poire.
Her zaman demişimdir, her enayi hak ettiğini bulur.
Comme je dis toujours, faut de tout pour faire un monde.
Kimse beni enayi yerine koyamaz.
Personne ne me possèdera!
Enayi ben oldum.
Tu t'en es tiré, alors tant mieux.
Enayi olma!
Ne sois pas poire.
Öylece kalırsın, beklersin enayi gibi.
Tout ça, ça passe et tu restes là. Sous la flotte, tu attends comme un cave.
- Ne ile? - Enayi parasıyla. İçki yasağından beri etrafta, birinin keşfetmesini bekliyor.
L'argent des poires, depuis la prohibition, ça ne manque pas.
Ciddi misin? Beni enayi yerine koyamazsın.
Pour qui me prenez-vous?
Paranı almıyor musun? Her gece senin gibi bir enayi çıkmasını beklemiyorum.
Faut-il être poire!
O bir enayi.
Il est dingue. Je fais pas confiance aux miens.
Merhaba, enayi.
Salut abruti.
Tanıştıktan sonraki sabah bana kim olduğunu söylediklerinde, benimle bir enayi gibi oynamaya çalışırken.
- Quand? Me faire passer pour un naïf quand j'ai appris qui tu étais le lendemain de notre rencontre.
Benimle bir enayi gibi oynadığını mı söylüyorsun?
Tu veux dire que tu t'es joué de moi?
Aslına bakarsan, bunu yaptığın için enayi olman lazım.
En fait, tu étais bien naïve de la faire.
Bu dünyadaki tek enayi olamam.
Je ne peux pas être le seul pigeon au monde.
Senin bu havacılar tam bir enayi.
L'armée de l'air, de vrais pigeons...
Bir yurtsever! Peki biz hepimiz enayi miyiz?
Et pour vous, on n'est qu'une bande de gogos, c'est ça?
O adamlar enayi miydi?
Eux aussi, c'étaient des gogos?
Kendime yeni bir enayi bulacağım.
Je trouverai un autre jobard.
- Beni enayi yerine koydun.
- Tu m'as bien eue.
Nasıl bir enayi olduğumu düşündüm sadece.
Je pensais quelle poire j'étais.
Daha ne kadar büyük bir enayi olabilirdim? Yavaş-yavaş öğreniyordum.
Jusqu'où peut-on être idiot, j'étais en train de le découvrir...
Biliyor musunuz, belki de ben enayi yerine koyulan kişiyim siz de hedefteki kişisiniz.
Je suis l'enjeu et vous la cible.
- Dinle... - Ne kadar büyük bir enayi olduğumu düşünmüşsündür.
Tu dois me prendre pour un vrai con!
Yakayı ele vermişsin. - Enayi.
- Comme un cave!
Hayır. Mike O'Hara gibi tescilli enayi olmak için... kendi kendinize uydurduğunuz bütün yalanları düşünmeden yutmanız gerekir.
Il faut être un vrai imbécile comme Mike O'Hara... pour croire à tous les mensonges qu'on se raconte à soi-même.
Hadi, enayi.
Allez, pauvre cloche!
Biri ona enayi olduğunu söylese sence vazgeçer mi?
Si quelqu'un lui disait qu'iI était nul... vous pensez qu'iI arrêterait?
Ve hiçkimsenin size... faşizme karşı savaştığınız için enayi demesine izin vermeyin.
Personne ne saurait critiquer la lutte contre le fascisme.
İnsanın bunu dikkate almamak için enayi olması gerekir?
Mais il faut jouer une cote pareille!
Enayi olma.
Ne sois jamais poire.
Merhaba, enayi.
Salut l'abruti.
- Seni enayi yerine koyuyor.
- Ça fait de toi un crétin.
- Enayi diyene de bak.
- Qui est le crétin?