Esyalar traduction Français
15,995 traduction parallèle
Eşyaları kim alacak?
Qui va s'en charger?
Eşyalarını topla.
Faites vos valises.
Sizin Bahriyeli geçen hafta eşyalarını toplayıp gitti.
Votre Marine... il est parti, il a récupéré ses affaires la semaine dernière.
Bütün eşyaların burada.
Toutes tes affaires sont là.
Eşyalarımı nereye getireceğimi ve sözleşmem kaç günlük onu söyle yeter bana.
On me dit où apporter mes affaires, et pour combien de temps suis-je sous contrat.
Yine de eşyaları taşıyabilecek miyim?
Je pourrais encore porter des choses?
Eşyalarımın çoğu burada zaten.,
La plupart de mes affaires sont déjà ici.
Bu sabah Frank'in eşyalarını karıştırdım.
J'ai fouiné dans les affaires de Frank ce matin.
Akşam eve gelince eşyalarını toplamana yardım edeceğim ve yatağımda yalnız uyanacağım.
Ce soir, je rentrerai et je t'aiderai à finir de rassembler tes affaires. Et demain, je me réveillerai seul, et dans mon lit.
Eşyalarımız dolaplarda kaldı dostum.
Nos affaires sont dans nos casiers, mec.
Hep benim eşyalarımı alıyorsun.
Tu prends toujours mes affaires.
Aşağı inip kamaran da Lara'nın eşyalarına bakabilir miyim, bir günlüğü ve ya katilini bulmamıza yardımcı olacak birşey olabilir.
Puis descendre dans votre cabine pour jeter un oeil aux affaires de Lara, si elle avait un journal ou une chose qui nous aiderait à trouver son tueur.
Bu gemide eşyalar her zaman çalınır.
Les choses sont volées tout le temps sur ce vieux bateau.
- Bütün eşyalarını alın.
Emballez tout son matériel.
Hırsızların eşyalarımı çalmasına karşı kapılarda indüksiyon bobinleri var.
De l'induction entoure le cadre de la porte. Au cas où des vilains volent mon équipement.
Evet, ben duygusal eşyalar sanıyordum.
Oui, je pensais à des bagages émotionnels.
Avusturya'dan gelecek yolculuk eşyalarım gelir gelmez İspanya'ya gideceğim.
Dès que le reste de mes affaires de voyage arrivera d'Autriche, je partirais pour l'Espagne.
Onlar Don Carlos'un Avusturya'dan kişisel eşyaları.
Ce sont les bagages de Don Carlos provenant d'Autriche.
Prens Carlos'un eşyaları şarap mahzeninde saklanacak.
Les bagages du prince Carlos doivent être stockés dans la cave à vin.
Gitmeliydim ama eşyalarım nerede olduğunu kanıtlamak imkansız.
Je devais l'être, mais mes bagages ont été impossible à localiser.
Geride bir uşak bırakabilirdim ama bu eşyaları elden korumak isterim.
Je pourrais laisser un valet derrière, mais je préfère garder ces éléments à portée de main.
Eşyalarını biraz daha sessiz tamir etmeye çalışacağım.
Je vais essayer de corriger vos trucs plus calmement maintenant.
Arabasını hazırlıyor, eşyalarını yüklüyor.
Il est juste, comme, le chargement de sa voiture, mettre tous ses trucs là-dedans.
Bende kalan eşyalarını toplamadı.
Il n'a pas pris le reste de ses affaires
Ayrıca polis tarafından teslim edilen kişisel eşyalarını da görmek isterim.
Et voir les effets personnels rendus par la police.
Eşyaları burada ama kendisini göremedim.
J'ai vu ses affaires, mais pas elle.
- Harika eşyalarımı alıp geleyim ve işe başlayalım.
Fais ce que tu as a faire. Bien, Je vais juste prendre mes affaires et m'y mettre.
Tamam, ben eşyalarımızı alayım.
Je vais chercher nos affaires.
Eski bozuk eşyalar yeni çalışan eşyalara bin basar.
Les vieilles choses cassées sont tellement mieux que les nouvelles choses qui fonctionnent.
Eşyalarımı kütüphanede bıraktım.
Je quittai mon truc dans la bibliothèque.
O zaman eşyalarımı toplayıp odama çıkayım.
Ça ne fait pas de toi un cas de charité. Ça fait de toi l'un d'entre nous. Soit tu laisse ta fierté de côté, soit pas, tu vois.
Peter, hayatım, eşyalarımı alır mısın?
Peter, apporte moi mes affaires.
- Tamam, eşyalarına bir bakacağım.
OK, je vérifie dans tes affaires. On te rappelle.
Bu eşyaların bazılarını yeniden kontrol etmem gerekecek.
Je vais devoir revérifier certains objets.
Sonra onları indirip Cadılar Bayramı eşyalarını koyuyorum. Sonra Şükran Günü ve Noel ve Sevgililer Günü ve Paskalya ve 4 Temmuz için olanları. Ve sonra da yeniden okul açılışınkini.
Puis, je les enlève et j'installe les articles pour Halloween, puis pour Thanksgiving, pour Noël, pour la Saint-Valentin, pour Pâques, pour le Jour de l'Indépendance, puis à nouveau pour la rentrée scolaire.
Artık eşyaları geri getirmiyor unuttun mu?
Elle ne peut pas ramasser.
- Sadece eşyalarımı almaya geldim.
Je récupère juste mes affaires.
Tamam millet, eşyalarınızı toplayıp dışarı çıkmanızı istiyorum.
Je vous demanderais de prendre vos affaires et de sortir.
Kaçınca, eşyalarını çalışıyorduk.
Ils prennent la fuite. On prend leurs affaires.
Çaldığın eşyaları göstereceksin bize. Gidelim.
Tu vas reconnaître tous les objets que tu as volés.
Tamam, eşyaları için Hank'i oteline götür. Sonra da işlemler için emniyete kadar eşlik et.
Pourquoi n'amènerais-tu pas Hank à son hôtel, prendre ses affaires, et l'emmener au HPD.
Ayrıca yerde bazı eşyalarını bulmuşlar.
Ils ont aussi trouvé certaines de ses affaires sur le sol.
Şimdi onun eşyalarını arayacağım.
Je vais aller chercher toutes ses affaires maintenant.
Asistanın da, geri kalan eşyalarını yarın taşıyabilir.
Et ton assistant pourra ramener le reste de tes affaires demain.
Bunlar tek mi eşyaların?
Tu n'as que ça?
- Aynen, bekle de eşyalarımı alayım.
Oui, laisse-moi prendre mes affaires.
-... garajın içindeki eşyaları yerinden oynattınız mı?
- ENQUÊTES CRIMINELLES -... avez bougé des objets?
Garajın kuzeybatı tarafından başlayarak olası bir kanıt izi veya biyolojik kanıt var mı diye bakmak için eşyaları tek tek yerlerinden kaldırdık.
On a commencé dans le coin nord-est du garage et on a déplacé les objets pour voir s'il y avait des preuves évidentes ou des traces de dépôt biologique.
Jüriye, orada bulunan eşyaların her birinin emniyet mensupları tarafından kaldırılıp incelendiğini mi söylüyorsunuz?
Êtes-vous en train de dire au jury que chacun de ces objets a été examiné par les forces de l'ordre?
Banyodan çıkan bütün eşyalar ;
Tout ce qui était dans la salle de bains :
Bu eşyaların hiçbirinin üzerinde Brendan Dassey'yi Teresa Halbach'in ölümüyle ilişkilendirecek DNA, parmak izi ya da başka bir bilimsel kanıt yok, evet mi hayır mı?
Aucun de ces objets n'a d'empreintes ou d'ADN dessus, ni aucune preuve scientifique reliant Brendan Dassey à la mort de Teresa Halbach, oui ou non?