Eti traduction Français
2,911 traduction parallèle
Genellikle geriye kalan eti kemiklerden ayıran kişi ben oluyordum.
Tu vas juste rester là? Fisher.
Lütfen bunun insan eti olmadığını söyleyin.
- Pas une viande humaine, j'espère?
% 100 gerçek dana eti...
- Alors, "100 % pur boeuf."
Çok güzel, içinde at eti yok.
{ \ pos ( 192,210 ) } Garanti sans viande de cheval.
Sanırım o kanunlar ayrıca, sığır eti yediğin takdirde üç ay boyunca bir inekle birlikte yaşayıp idrarını içmen gerektiğini de söylüyor.
Je croît que le code dit aussi que si tu manges du boeuf, tu dois vivre avec des vaches pendant trois mois et boire leur urine.
Umarım dolapta sandviç yapmana yetecek kadar köpek balığı eti kalmıştı.
J'espère que pour vos sandwiches, il restait assez de viande de requin.
Et için değil. Balık eti nereden baksan sebze sayılır.
Leur chair est quasiment un légume.
Önce eti, öldürme katına alıyoruz.
On commence par emmener la vache à l'abattage.
Domuz eti eksikliğimin olduğunu söyledim.
J'ai parlé d'une déficience en porc.
Fırında domuz eti, ananas, balkabağı, kabak dolması ; pişirmeyi Odette teyzenden öğrendiği havuç yemeği.
Jambon cuit et ananas, potiron et chayotes farcies, quelques carottes cuisinées à la façon de tante Odette.
O eti isli tavama attığım zaman karşında gerçek bir et bulacaksın.
Si je l'avais passé à la poêle, j'aurais eu un bon bout de viande.
- Ama dana eti enfes. - Larry, ne diyorsun sen ya?
Mais la viande de bœuf est délicieuse.
- Benimkinin eti budu yerinde.
- La mienne est pleine de vivacité.
- Domuz eti yer mi?
- Il mange du porc?
Bilmiyorum, kendi söylese daha iyi. Domuz eti yer misin?
Je sais pas mais il peu parler pour lui même, si tu t'adresse a lui directement.
Dinle, annen ve benim Aşağıya inip eti öğütmemiz gerekiyor.
Votre mère et moi descendons préparer la viande.
Evet, onlar bodrum katında. - Şu anda eti öğütüyorlar.
Ils sont au sous-sol, en train de hacher la viande.
Onlar gerçekten eti öğütüyor.
Ils hachent vraiment la viande.
İnsan eti değeri FDA tarafından izin verilen % 4'ün üzerinde bir değerdeyse, Restoranın kapanacak!
Si elle contient plus des 4 % de restes humains autorisés par la FDA, votre restaurant sera fermé.
Öyleyse testlerini yap, dostum. Çünkü sığır eti.
Fais tes analyses mec, car c'est du bœuf.
Restoranlar için insan eti satıyorlardı.
Pour vendre des cadavres aux restaurants.
O eti burada test edebiliriz. Gezici laboratuarda, Dimi?
On peut analyser la viande ici, dans ce laboratoire?
- Hala insan eti servis ediyor musunuz? - Hayır.
- Vous servez de la chair humaine?
Açıkça bellidir ki insan eti yok- - Şş, şş. Evet, evet.
Ça établit clairement qu'il n'y a pas de chair humaine...
Testleri hızlandırmayı başardık, Ve 100 % sığın eti bul — Şş, şş! Ron!
Nous avons fait les tests, et on a trouvé une viande 100 % bœuf.
- Dana eti ister misiniz?
Peut-être du veau?
Dana eti ister misiniz?
Je peux vous proposer du veau.
Sığır eti. Sulu.
Filet de porc... bien juteux.
Biraz alabilir miyim? Sosis, domuz eti, fasulye ve dondurma.
- Du porc, des haricots, de la glace.
Erişteli koyun eti çorbası yapar mısınız? Erişteli koyun eti çorbası, elbette.
Vous avez de la soupe de mouton... avec des nouilles?
- Ah Dong, eti değiştir hemen!
Dong, sers autre chose.
- O ne? İnsan eti.
- De la chair humaine.
Hanın çubuklarını kullanan kişilerin eti.
Celle de ceux qui utilisent les baguettes d'ici.
Eğer insan eti olsaydı bu kadar tartışmazlardı.
Ils ne se battraient pas pour de la chair humaine.
Sığır eti için demek. Bernardas.
- Pour lui parler du bœuf...
Sığır eti falan yok burada.
Il n'y a jamais eu de bœuf, ici.
Sığır eti yok, büyük boynuzlu Amerika geyiği var sadece.
Mais il a failli tomber sur un élan. Un bel élan en rut! Avec de beaux bois...
2C'den gelen konserve sığır eti ve lahana kokusu.
L'odeur de corned-beef et de chou du 2C.
Daha fazla insan eti gerekiyor.
Nous sommes en manque de chair.
Frankenştayn'ın ellerinde muazzam bir güç var ve aslen kendisi de bir zombi gerçi fazla büyük değil ve eti de gözükara arzulamıyor.
rankenstein a une grande force et peut développer une puissance incommensurable, c'est un zombie à vrai dire, mais un gros zombie pas aveuglé par l'envie de chair fraîche.
Onun eti olduğunu bilmeden yedim.
Je l'ai mangé sans savoir.
- Eti uzatır mısın Donna?
Donna, tu me passes la viande?
Anladın mı, damarlarda dolaşan cesaret. Kasları gevşetiyor ve eti güzelleştirip taze tutuyor.
Tu vois, du courage dans le sang, ça relâche les muscles, et ça rend la viande moelleuse et tendre.
Vay canına. Demek eti taze tutacak sırrı buldun ve şimdi chili'ni yapmak için cesur ineklerin etini kullanıyorsun.
Ainsi, tu as découvert le secret pour attendrir la viande, et tu prends la viande de boeufs courageux pour faire ton chili.
Hayır, av eti.
- Non, c'est du chevreuil.
Dana eti, yine dana, ve Vince Vaughn.
- Kirsten, mêmes questions. Je t'écoute.
İnsan eti? ! Dur, dur, dur, dur.
Chaire humaine?
İnsan eti değilse bile, başka bir şeydir.
Tu ne vois pas qu'il est coupable?
İnsan eti, bu taraftan. Uh, merhaba.
Chaire humaine, par là.
Sığır eti için!
- Bernardas...
Eti bol tuzlayın ve en güçlü içkiyi getirin. - Emredersiniz Leydim.
La viande doit être sursalée et la bière très forte.