Evdeydim traduction Français
357 traduction parallèle
- Bütün gün evdeydim, değil mi, Little Boy?
Je suis resté chez moi. Hein?
Tüm akşam üstü evdeydim ben.
Moi? J'ai passé tout l'après-midi ici.
Şey, ben... Evdeydim.
J'étais chez moi!
Hayır, evdeydim ama yataktaydım.
Non, j'étais chez moi, mais au lit.
Kaza olduğunda ben burada, evdeydim.
J'étais ici quand ça s'est passé.
Yedi gibi evdeydim, garaja girdim.
Je suis arrivé vers 19 h au parking de mon immeuble.
Dün gece hastaydım. Evdeydim.
J'étais souffrante, chez moi.
Polisin öldürüldüğü gece ben karımla birlikte evdeydim.
J'étais chez moi avec ma femme quand l'agent a été tué.
Evdeydim ve şimdi aniden kendimi burada buluyorum.
J'étais chez moi... et puis me voici ici.
Kulüpte çalışıyordum, ama onun dışında hep evdeydim.
Je ne sortais que pour aller à mon travail.
Evdeydim. Ailemle beraberdim.
J'étais à la maison, avec ma famille.
- Tüm gece evdeydim.
- Chez moi.
İşten eve gelir gelmez... evdeydim. Evet?
Oui, après mon travail.
Evdeydim ve seni bekledim.
Je t'ai attendu.
Evet, evdeydim.
Oui, bien sûr.
Şanslıymışım ki evdeydim.
Et j'étais chez moi.
Silvia'yla birlikte yalnızdı ben ise evdeydim.
C'était un jour si heureux qu'il s'enferma chez lui, seul, avec Silvia et moi.
Ben evdeydim.
J'étais dans une maison.
Öldürüldüğü gece, nasıl desem, o kötü şöhretli evdeydim.
J'étais là quand il a été abattu dans ce lieu mal famé.
- Evdeydim tabii.
Chez moi, naturellement.
Bütün gün evdeydim.
Je ne suis pas sortie.
Tüm öğleden sonra evdeydim.
J'étais là tout l'après-midi.
- Evdeydim.
- J'étais à la maison.
Evdeydim.
Où étiez-vous? chez moi.
O zamanlar, evden çıkıp noel zamanı, evdeydim 2-3 yıl kadar önce.
Il y a environ trois ans. C'était Noël. J'étais à la maison.
Trafik nedeniyle sanırım 6.45 gibi evdeydim.
Avec la circulation, je suis arrivé chez moi vers 18h45.
Evdeydim, rahattım, güvendeydim.
J'étais à la maison, bien au chaud et en sécurité.
Zaten evdeydim! Telefonun başında...
- J'y ai passé la nuit, à téléphoner.
- Evdeydim. - Sen neredeydin?
Chez moi.
Evdeydim...
J'étais...
Bir haftadır evdeydim ama Elaine postalarımı daha dün verdi her ne kadar defalarca istemiş olsam da.
Ce n'est qu'hier qu'Elaine m'a remis mon courrier, bien que je le lui aie réclamé plusieurs fois.
Dün gece evdeydim.
Je ne suis pas au spectacle.
Eğer Kevin yada Matt'le olsaydım, şu an evdeydim. - Ne var? Ne oluyor sana...
Avec Kevin ou Matt, je serais déjà à la maison...
Altı ayım kalmıştı. Altı ay sonra evdeydim.
Dans six mois, je rentrais chez moi!
Öğleden sonra evdeydim.
J'étais chez elle cet après-midi.
Pazartesi evdeydim.
J'étais à la maison lundi.
- Şimdi öğle yemeği için evdeydim.
C'est pas vrai. On a déjeuné ensemble.
- Söylediğim gibi, evdeydim.
Chez moi, je l'ai dit
Evdeydim. Ama bir şey çıktı.
Oui, mais il s'est passé quelque chose.
Bir gün, evdeydim
Un jour, je retournai chez nous.
Telefonumun kablosu çıkmış olmalı çünkü bütün gün evdeydim.
Mon téléphone devait être décroché. J'ai passé la journée à la maison. En effet.
Dün öğleden sonra 3'le 5 arasında bir görgü tanığın var mı? - Evdeydim.
- Ton alibi, hier, entre 15 et 19 heures?
Günlüğünde Draycott ismi vardı. O ismi hiç kullanmadım. Ayın 5'inde evdeydim diyorum.
C'est un Hilton Connicks, de sa série de garçons des années 50.
Ben evdeydim.
J'étais là, moi.
Seçim olduğu gece ben evdeydim.
Um- - La nuit des élections, j'étais à la maison.
Çirkindim ve tüm yaz evdeydim.
J'étais vachement moche, alors je restais toujours cachée à la maison.
Beş yaşındayken, çok kötü bir kulak enfeksiyonu geçirmiştim bir hafta boyunca evdeydim ve çok üzgündüm.
À cinq ans, j'avais eu une forte otite, j'avais passé la semaine au lit et j'étais très triste.
- Karımla birlikte evdeydim.
- J'étais chez moi.
Yani yaklaşık bir saat boyunca evdeydim.
Je comptais dîner tôt.
Evdeydim.
J'étais chez moi.
" Bütün gece çocuklarımla evdeydim.
" Je t'ai jamais vu, connasse!