Everett traduction Français
771 traduction parallèle
Tabii.
Everett!
Everett!
Everett!
İnsan ırkının olgunlaştıkça korkunç değişimlerden geçtiğini düşünmüyorsan sana Everett Winston'ın partisini hatırlatırım.
Si tu ne trouves pas que les êtres changent en vieillissant, souviens-toi de la soirée chez Everett Winston.
Everett Winston partisi falan hatırlamıyorum ben.
- Je ne m'en souviens pas. - Tu te rappelles notre lune de miel?
Balayından döndüğümüz haftanın ertesinde Everett Winston bizi bir partiye davet etti.
Une semaine après notre retour, Everett Winston nous a invités à une soirée.
Everett Winston'ın partisine gitmek yerine evde oturmamız dışında.
On peut échapper à la soirée d'Everett Winston.
Ne diyorsun sen? Everett Winston kasabayı üç yıl önce terk etti.
Everett Winston a quitté la ville il y a trois ans.
- Adım Vince Everett.
- Je m'appelle Vince Everett.
Vince Everett'ı alkışlayalım.
Accueillons tous, Vince Everett!
Vince Everett.
Vince Everett.
Bu mektupların Vince Everett'a geldiği duyulursa... itibarım sarsılır.
Tout ce courrier pour Everett peut me faire ombrage.
Evet, ama bunlar Everett'a gelmiş.
Oui mais c'est le courrier d'Everett.
Müdürü iyi tanıyorum, mektupları Everett'a dünyada vermez.
Si j'ai bien jugé le directeur, Everett ne l'aura jamais.
Everett, hazır mısın?
Everett, tu es prêt?
Gerçek bir yıldızsın Everett.
Tu es une vraie vedette, Everett.
Everett deneme bandı 1, kayıt 1.
Everett, maquette 1, prise 1.
Everett deneme bandı 2, kayıt 1.
Everett, maquette 2, prise 1.
Seni arkadaşım Vince Everett'la tanıştırayım.
- Je te présente Vince Everett.
Bu Bay Everett, Peggy'nin birlikte çalıştığı şarkıcı.
Chérie, c'est M. Everett, le chanteur avec qui Peggy travaille.
Sizi gördüğümüze sevindik Bay Everett.
Ravis de vous voir.
Bay Everett cezaevindeydi. Öyle mi?
- M. Everett était en prison.
Eminim Bay Everett caz müziğiyle ilgileniyordur.
Je suis süre que M. Everett s'intéresse au jazz.
Siz ne dersiniz Bay Everett?
Qu'en pensez-vous, M. Everett?
Treat Me Nice, Vince Everett.
"'Traite-moi bien', Vince Everett. "
Reklamlar yüzünden Vince Everett'ın... şarkısını dinleyemediğinden yakınan o kadar çok kişi aradı ki... kaydı tekrar çalacağız. Şarkıyı isteyenler : Betty, Mary Jo, Linda, Julie...
Vous vous plaignez de ne pas avoir pu entendre le disque de Vince Everett... à cause de l'annonce, alors, nous allons le repasser... pour Betty, Maryjo, Linda, Julie... la bande du magasin de garniture auto de Ray et...
İşte Vince Everett Treat Me Nice adlı şarkıyı söylüyor. Plak, yeni kurulan Laurel şirketinden çıkmış.
Alors le voilà, Vince Everett interprète "Traite-moi bien"... pour le nouveau label Laurel.
Artık para kazanacağınızdan kuşkum yok Bay Everett.
Maintenant, je pense que vous avez du potentiel, M. Everett.
Bunu tahmin etmiştim Bay Everett.
Je vous ai devancé, M. Everett.
Bay Everett daha avantajlı anlaşmalar yaptı.
M. Everett put décrocher des contrats plus avantageux.
Yeniyetmelerin, Bay Everett'ın eşsiz şarkı söyleme tarzını... iç gıcıklayıcı bulduğunu duydum.
On m'expliqua que le style unique de M. Everett donnait... le frisson aux jeunes.
Bay Everett'ın bu eğlencelerinin iş amaçlı olduğu konusunda... maliye bakanlığını ikna edebileceğimden emin değildim.
Je ne pensais pas pouvoir convaincre le fisc... que tous les frais de réception étaient liés à ses affaires.
Teşekkürler Bay Everett.
Merci, M. Everett.
- Everett'ın arkadaşıymış.
- C'est un copain d'Everett.
Everett'ın anlaşmasının bir parçasıydı.
C'est le contrat d'Everett.
Everett başımızı ağrıtabilir.
Everett risque d'en faire une jaunisse.
Everett için ne yapmış merak ediyorum doğrusu.
- Je me demande ce que lui doit Everett. - Je suis sans le sou...
Bay Everett, başrol oyuncumuz Bayan Sherry Wilson.
M. Everett, voici Mlle Sherry Wilson, votre partenaire.
- Bay Everett nerede?
- Où est M. Everett?
Bay Everett, biraz konuşabilir miyiz?
J'ai une nouvelle inouïe. M. Everett, puis-je vous parler?
Aynen geçen hafta göründüğü gibi Bay Everett.
C'est revenu comme la semaine dernière.
Bakın Bay Everett... bu hastalıklı düşüncelerin size bir yararı yok.
Ecoutez, M. Everett... vos craintes morbides vous nuisent.
Talihsiz bir olay. Dr.Everett'e rastladım, o söyledi.
Le Dr Everett m'en a parlé.
Papaz Everett?
Everett Bishop?
Teklifini yeniden değerlendirebilir miyim, Everett.
Je me demandais si votre invitation tenait toujours, Everett.
Ah, Everett.
Oh, Everett!
Bekliyor olacağım, Everett.
J'ai hâte, Everett.
- Rahatsız ettiğim için özür dilerim, Şef Mattocks ama Muriel Everett şimdi aradı.
Désolée de vous déranger, mais Muriel Everett vient d'appeler.
- Ama Şef, Muriel Everett demişti ki...
- Mais Muriel Everett a dit...
- Everett.
Everett.
Everett, gel buraya!
Everett, viens ici!
Lütfen Everett Winson'a özürlerimizi ilet. Ve çok üzgün olduğumuzu söyle.
Dis-leur qu'on est confus.