Evian traduction Français
59 traduction parallèle
Vittel, Evian, Perrier?
- Vittel, Evian, Perrier.
- Evian sodanız nasıl?
Comment est votre eau d'Evian?
Jean Louis ile yemek yiyeceğiz. Eşi Evian'da.
Je dîne avec Jean-Louis, sa femme est à Evian.
Karısı her zamanki gibi Evian'da kürde.
Sa femme est en cure.
İçecek bir şey? - Sadece bir Evian, lütfen.
- Juste de l'Évian.
- Şey, avion, Evian suyu.
- Un avion... Evian. - Un quoi?
Evian sodası olsun lütfen.
Non, une Evian, s'il vous plaît.
- Limon kokteyli yok mu?
- Une Evian avec du citron?
- Nick, Evian mı?
Evian?
Evian buzsuz lütfen.
Évian, s'il vous plaît. Sans glace.
Salata ve meyveli soda.
Je voulais une salade de cresson avec un Evian.
Evian, "naiv" in tersten yazilisi.
"Evian", c'est "naïve" à l'envers.
Bir parça Izgarada sığır eti, biraz kızarmış peynir köftesi, bir de Evian diyet kola alacağım.
Pour moi, les Tronçons de boeuf barbecue Des boulettes de fromage frites Et un évian
Ama görüyorum ki, suyunuz var ha?
Mais vous avez de l'Evian, pas vrai?
Ona kahverengi pirinç, sebze ve maden suyu getir.
Riz complet, légumes verts et Evian
- Evian marka değil ama ne yapalım.
C'est pas de l'Evian, mais... Bois, toi.
- Jerry, yine limonlu maden suyu mu?
Evian rondelle, comme d'habitude?
Biri bana Evian'ımı versin.
Passez-moi mon Evian.
Bu küçük eleman, Evian şişesinin üstündeydi.
Ce coquin était sur sa bouteille.
Ben salata ve Evian su alayım.
Je vais prendre une salade et un Evian.
Gel oğlum.
viens boire ton evian.
Bu Evian suyu değil.
- C'est pas de l'Evian.
Tabi maden suyu da olabilir?
De l'Evian. Sauf si vous avez du Perrier.
Altının getirdiği para sayesinde Kadim Springfield, Evian Su Fabrikası'nı Fransa'dan satın alıp buraya getirdi.
Avec l'argent gagné grâce à l'or, le Vieux Springfield a pu racheter l'usine d'eau Evian et la faire venir de France.
Evian. Evian.
Évian!
Peki! Bu Evian ve bu da maden suyunuz.
voilà votre Evian et votre eau minérale-rondelle.
Bir şişe 95 yılı Lynch-Bages ve bir şişe su alabilir miyiz?
Pouvons-nous avoir une bouteille de Lynch-Bages 1995 et une bouteille d'Evian?
Konukları için Evian, ıslak mendil ve terlik koyun.
Provisions d'Evian et de chaussons pour ses hôtes.
Başlangıç olarak ne almak isterdiniz? Evian ya da pellegrino?
De l'Évian, de la San Pellegrino?
Ben mi? Evian?
Moi?
Perrier? Le Crystal Geyser?
Evian, Perrier, Le crystal geyser?
- Avian ya da ne olursa.
De l'Evian.
Evian var.
- Non. De l'Evian.
Bu sıcakta havuz kenarında oturup üzerine Evian püskürtülürken kokteyl içmek dışında ne yapılabilir?
Que faire d'autre par cette chaleur à part s'asseoir près de la piscine et boire des cocktails en s'aspergeant d'Evian. - N'est-ce pas le summum?
Bir bardak Evian alabilir miyim?
Je pourrais avoir un verre d'Evian?
- Musluk suyu mu olsun, şişeden mi?
Tu veux quoi? Evian ou eau du robinet?
- Bana Evian bulabilir misin? - Buzlu.
Rapportez-moi de l'Evian, avec de la glace.
O zaman sana bir kamyon dolusu Evian * alıp çöle gitmeni öneririm.
Alors je te suggère un voyage dans le désert avec un camion remplis d'Evian.
Motor boğulmuş... - su içinde. - evian içinde.
Le moteur est inondé... d'eau, d'Evian
Çiçeklerimi Evian'la sulamıyorum, anlarsın ya.
Je n'arrose pas mes plantes avec de l'eau d'Evian.
1991'de Evian Fransa'da, Bilderberg Grubunun karşısında iken,... ki bu dünya hükümet gücü yapısının tepesidir...
A Evian en 1991, devant le groupe Bilderberg le sommet de la hiérarchie du vrai pouvoir mondial
Buraya bir fahişe getirdin kendini yatağa kelepçelettirdin şişesi 20 dolardan Evian marka su içirtip ardından üzerine işettin.
Vous invitez une pute ici, elle vous menotte au lit, elle boit une bouteille d'Evian à 20 $, et vous pisse dessus.
Ben Trish Evian, Supernatural dizisinden Jared Padalecki ile birlikteyiz.
Trish Evian avec Jared Padalecki de la série Supernatural.
Bende hemen arkanızda Evian'la * bekliyor olacağım.
Je reviens avec votre Evian.
Torpidoda.
- J'ai besoin d'Evian et d'aspirine.
Tatlım, Evian nerde biliyor musun?
Vous avez de l'eau d'Evian?
Evian değil Pellegrino, seni salak kaltak!
Pas d'eau plate, de l'eau gazeuse, connasse!
Ben de Pınar suya biraz para harcadım.
J'ai investit dans une bouteille d'Evian.
Hadi ama, hiç Fiji ya da onun gibi bir şey yok mu?
De la Cristalline? Vous avez pas d'Évian?
Fiji'ni getireceğiz. Rachel'ı göndereceğim.
Rachel va apporter de l'Évian.
Fiji getireceğiz. Sorun yok.
- De l'Évian, pas de souci.