Evlatlık traduction Français
1,653 traduction parallèle
Çocuk evlatlık verilmek üzereymiş.
Il allait sûrement finir en foyer d'accueil.
Evlatlık mı verelim?
Une gentille famille d'accueil?
Luke'a iyi bir baba olamayacağını düşünerek, onu evlatlık vermiş.
Persuadé qu'il n'allait pas être un bon père en étant seul, il a fait adopter luke.
ve bana yardım etti... çocuğu doğurup evlatlık vermem... konusunda ikna etti.
Et il m'a aidée. Il m'a convaincue d'avoir l'enfant et de le faire adopter.
Beni evlatlık almış olma ihtimaliniz var mı?
est-ce que j'aurais pu être adoptée?
Onu 17 yıl önce evlatlık verdiğimde bu haklardan feragat etmiştim.
J'ai abandonné mes droits il y a 17 ans lorsque je l'ai présenté à l'adoption.
Radha Badri amca`nin öz kızı değil mi? Hayır, evlatlık alındı.
Radha n'est pas la fille d'oncle Badri?
Sonra Badri abi onu evlatlık aldı ve ona kendi kızı gibi baktı.
Sa mère est décédée quand elle était jeune. Alors frère Badri l'a adoptée et l'a élevé comme sa fille.
El Diablo moda tutkusu olan zengin bir bayan tarafından evlatlık edinildi.
El Diablo a été adopté par une dame riche... et passionnée de mode.
Onu evlatlık verdim.
J'ai fait adopter mon enfant.
Evlatlık verilip verilmediğini söyleyebileceklerini umuyoruz.
J'espère qu'ils nous diront qui l'a adopté.
Evlatlık olduğum ortaya çıktı.
Ils m'avaient adoptée. Mes vrais parents...
Evlatlık bir bebekle ilk günümüz ve o işe geri dönmek zorunda kaldı.
Notre premier jour avec un bébé adopté, et il doit retourner au travail. - Merci.
İngilterede eğer çocuklar yaramazlık yaparsa, onu evlatlık verirler.
Chez nous, les enfants impolis avec leurs parents sont proposés à l'adoption.
Dr. Cullen ve Bayan Cullen'ın evlatlık çocukları.
Ce sont les enfants adoptifs du Dr. Cullen.
Evlatlık almayacağız. Son sözüm bu.
Nous n'adopterons pas d'enfant.
Sence ailen 17 yaşındaki birini evlatlık alır mı?
Tes parents voudront-ils adopter un garçon de 17 ans?
Evlatlık olarak evet...
- Adoptés.
Eminim onun saçlarını da en az sizinkiler kadar güzel yapacaksınız. Böylece, bugün evlatlık edinilir.
Je suis sûr que si tu le rends aussi brillant que tes cheveux, il sera adopté dans la journée.
Oğlumu görmek için evlatlık ailenin evine gittim. Beni bağışlaması için ona yalvaracaktım.
Alors, je vais voir un de mes gosses dans sa famille d'accueil et je lui demande de me pardonner.
Belki de evlatlık almalıyız.
On pourrait en adopter un.
Seni evlatlık olarak almalarına asla izin vermemeliydim.
Je n'aurais jamais dû te donner en adoption.
Çocukların hiç tanımadığı bir evlatlık?
Un parent placé en foyer ou adopté, quelqu'un que les enfants n'ont jamais connu?
Seni evlatlık almak için önermeyeceğini söyleyen o korkunç kadın mı?
L'horrible dame qui n'a pas voulu te recommander?
Tanışmamızdan önce evlatlık olarak vermek zorunda kalmış.
Elle l'avait fait adopter avant de me rencontrer.
Ezra'lar kaybolmadan önce, bir evlatlık çocukları varmış.
Avant leur disparition, les Ezra avaient adopté un enfant.
Neyse neticede Bruno ile uzunca konuşabildik. Evlatlık alma ve diğer geri kalan konuları ve ondan vazgeçtiğimi söyledim.
Du coup, avec Bruno, on a discuté de l'adoption et du reste, et j'ai arrêté.
Çocuğu evlatlık verdi.
Elle a proposé le garçon à l'adoption.
Bütün bu evlatlık hikayesini biliyorlardı.
Pour l'histoire de l'adoption.
Hikayeni yayınladım ama evlatlık hikayesini atladım.
J'ai couvert ton histoire. J'ai exclu toute l'histoire de l'adoption.
Bebeğimizi dünyaya getirebilmek ve evlatlık verebilmek için biraz uzaklaştım, hepsi bu.
Je suis partie pour avoir notre bébé. Pour qu'il puisse être adopté.
Hayır, evlatlık ajansıyla olan görüşmem için bu şekilde giyindim. Ev değelendirmemi yapacaklar bugün.
Non, je suis habillée car l'agence d'adoption m'évalue à domicile, aujourd'hui.
Adı Bev, ve beni evlatlık için değerlendirecek.
Elle s'appelle Bev, et elle m'évalue pour une adoption.
Liz'in evlatlık alma sürecinin değerlendirilmesi için buradayım.
Je viens pour l'évaluation d'adoption de Liz.
Bence evlatlık alma mükemmel birşey.
Je pense que l'adoption est une chose merveilleuse.
9 kardeşimin 3'ü evlatlık.
3 de mes frères et soeurs ont été adoptés.
Liz'in evlatlık işlemlerini değerlendirmek için buradayım.
Je viens faire l'évaluation d'adoption de Liz.
Senin doldurman için de bir form vardı, ama ona evlatlık alındığını söyledim.
Il ya un formulaire pour toi aussi, mais je lui ai dit que t'étais adopté,
Ezbere konuşuyorsun, Brad. İyi de, biyolojik ailen seni reddedince sen zaten, başka bir aileye evlatlık gitmemiş miydin?
Techniquement parlant, Brad, vos parents biologiques ne vous ont pas répudié quand ils vous ont mis à l'adoption?
Mac'in aynı gecede iki randevusu vardı ve Harry evlatlık olduğunu öğrenmişti.
Mac, 2 rendez-vous le même soir et Harry découvrant qu'il était adopté.
Çünkü baban tarafında cinsel istismara uğradın, ama seni evlatlık veren o değildi.
Car ton père t'a volé ton enfance en abusant sexuellement de toi, mais il ne t'a jeté nulle part.
Aslında evlatlık için bir bilirkişi dosyası yaptırdım.
En fait, j'ai déposé une demande d'adoption au tribunal.
Eğer olmazsa... Eğer kendi çocuğumuz olmazsa. Evlatlık edinmeyi düşünür müsün?
Si on n'y arrive pas... si on ne peut pas avoir de bébé, est-ce que... tu envisagerais l'adoption?
Ailem onu evlatlık almış.
Mes parents l'ont adoptée.
Onu evlatlık verdim.
Je l'ai fait adopter.
Ama bir çocuğunu evlatlık verdiğini bilmiyordunuz, değil mi?
Pourtant, vous ne saviez pas qu'elle avait fait adopter son bébé?
Evlatlık verme ajansı öyle demişti.
C'est celle fournie par l'agence d'adoption.
Kahretsin. ( Hafiften özürlü çocuk - lütfen beni evlatlık edinin. )
Fait chier.
Evlatlık alınmış çocuklarda pisikolojik rahatsızlıklar görülebiliyor.
Les enfants adoptés peuvent avoir des maladies mentales.
Bebeği evlatlık vermek zorunda mı kaldın?
Et vous avez donné le bébé à adopter?
Zarardan başka birşey değil " denilerek evlatlık verilmiş biri gibi hissediyorum.
C'est un déchet ".