Evoque traduction Français
1,041 traduction parallèle
Evliliği akla getirir.
Evoque le mariage.
Onu hatırla. Onu unut.
Evoque-la, oublie-la!
Bn. Warwick kuzey çayırını tarif etti. Neden böyle, dedim.
Quand Mme Warwick a évoqué ce pâturage, j'ai voulu savoir pourquoi.
Dün, ev yapımında kitapların nasıl saklanacağını görmüştük.
Nous avons évoqué les livres dissimulés dans les fausses constructions d'une maison.
Brutus. Demek istediğim... onda hem dayanıklılık hemde güç var.
Il évoque la robustesse et la force.
Seninle bir çok anımız var.
Que le souvenirs cela évoque pour moi.
Girer girmez her şey Stanley diye bağırıyor adeta.
Tout, ici, n'évoque qu'un mot : "Stanley"!
Çöl kelimesi insanın aklına kum tepeciklerini, vahaları ve serapları- -
Ce terme évoque des images de dunes, d'oasis, de mirages...
Bu size neyi hatırlatıyor beyler?
Ça vous évoque quoi?
özel takdirname almaları için personelimden bazı isimleri sıralayacağım -
je tiens à faire l'éloge des membres d'équipage suivants, afin qu'on évoque leur mémoire :
Bunlardan daha başka tasarlamak istemiyorum.
"évoque les conditions de vie de l'homme moderne..." Je ne veux plus dessiner ça.
Bu, cumhuriyetimizin kurtuluşu için bizim ordumuzun önemini gösteren bir alegori.
C'est une allégorie qui évoque notre armée dans la libération de la République.
- "Glennahurich" neyi ima ediyor?
- Que vous évoque "Glennahurich"?
Oyun daha çok aşırı duyarlı zihinler için cinayeti telkin ediyor, sanırım.
Cette pièce évoque le meurtre pour les esprits impressionnables.
Beraber olduklarınızdan birisi, bu kadını anımsatıyor mu?
Ce portrait vous évoque-t-il l'une de vos collaboratrices?
Taşkın bir ruh halindeyken, bulutları kan olarak tecrübe ediyorsa eğer başka nasıl çizebileceğini tartışıyordu.
Il explique que si les nuages lui ont évoqué le sang dans un moment d'anxiété, alors c'est ainsi qu'il devait les peindre.
Onu kasten serbest bırakmış olamaz mıyız sence?
Vous n'avez pas remarqué que nous ne l'avons pas évoqué à dessein?
- Amanda'nın dans ettikleri, vals hakkında konuştukları bir bölüm var.
Vous vous souvenez du passage où elle évoque la valse?
Bu tarih size bir anlam ifade ediyor mu?
Cette date évoque quelque chose pour vous?
Yagyu ve Izu'nun fikriydi.
Yagyu et Izu l'ont évoqué.
Hayır! Üzgünüm ama çocukları kesinlikle Terra'nın görüntülerinden uzak tutmalıyız.
Désolée, mais on a volontairement éloigné les enfants de tout ce qui évoque Terra.
Bu yaranın nasıl olduğuna dair bir fikrin var mı? .
Cette blessure ne t'a rien évoqué?
Bazı şeytani cadı doktorlar bu zombileri yaratıyor, ama eminim ki bunun doğal bir açıklaması vardır, ve bunu bulmaya kararlıyım
C'est leur chaman qui a évoqué ces zombies. Mais il doit y avoir une explication rationnelle, il suffit de la trouver.
Bir çocuğun doğuşu ile dünyanın başlangıcı ve sonu, sonsuzluk ve diğer gizemleri açığa çıkar.
La naissance d'un enfant évoque le mystère d'autres origines... la naissance et la mort des planètes, l'infini et l'éternité.
Umarım seninle yatmayacağımı da biliyorsundur ve bu konuyu açmazsın.
Tu dois savoir que je ne coucherai pas avec toi, alors n'évoque pas le sujet.
- "Niye yazmadığını..."
Quelqu'un a-t-il évoqué Louise?
Annenizle ilgili akliniza gelen iyi ºeyleri, yalnizca iyi ºeyleri... kelimelerle tanimlayin. - Annem mi?
Des mots pour décrire les bonnes choses qu'évoque votre mère.
Annenizle ilgili akliniza gelen... iyi ºeyleri, yalnizca iyi ºeyleri kelimelerle tanimlayin.
Des mots pour décrire les bonnes choses qu'évoque votre mère.
Hayatı temsil eden bir ışık bu... Sevgiye ve eve dair hatıralar... dünyevi zevkler... umutsuzca arzuladıkları... ama artık sahip olamayacakları şeyler...
C'est une lumière qui évoque la vie... la nostalgie de l'amour, de la famille... et des plaisirs terrestres... tout ce qu'ils désirent désespérément... mais ne peuvent plus avoir.
Cinayet fikri genellikle denizi ve denizcileri düşündürür.
L'idée de meurtre évoque souvent... l'idée de mer, de marins.
Tanrı'nın en muhteşem eserlerinden biri, ne görüyorsun?
Votre corps. Ça vous évoque quoi?
Tony dün gece için ne dedi?
Il a évoqué la nuit?
.. olaya bakan polis memuru çok hunharca işlenmiş bir cinayet olduğunu söyledi.
Un agent a évoqué un acte d'une brutalité inimaginable.
Bana ne anlama geldiğini söylemenizi istiyorum.
Vous répondrez ce qu'il évoque pour vous.
Wernher von Braun'dan söz ettim ve her şey yolundaydı.
J'ai évoqué Wernher von Braun et tout s'est arrangé.
Dün fizyolojiye değindik.
Hier, nous avons évoqué l'aspect physiologique.
Bay Forrester size hiç karısından boşanacağını söyledi mi?
M. Forrester a-t-il évoqué la possibilité de divorcer de sa femme?
Bayan Forrester size hiç kocasından boşanacağını söyledi mi?
Mme Forrester a-t-elle déjà évoqué la possibilité de divorcer?
ESERLERİNDE SİR ARTHUR CONAN, SHERLOCK HOLMES'UN GENÇLİK YlLLARlNDAN BAHSETMEMİŞ VE DR. WATSON İLE YETİŞKİNLİK DÖNEMLERİNDE TANlŞTlKLARlNl
Conan Doyle n'a pas évoqué l'adolescence de Sherlock Holmes, et lui a fait rencontrer Watson à l'âge adulte.
Siz de beraberimde götüreceğim bir kaç anı bıraktını Madam Austin.
Tu en as évoqué un ou deux que j'emporte avec moi, Mlle Austin.
Nathan White ismi size bir şeyler hatırlatıyor mu?
Le nom de Nathan White vous évoque-t-il quelque chose?
Ohio'lu bir senatör adamın kendisi olduğunu iddia ediyor.
Un Député d'Ohio n'a evoqué que de son caractère.
Kısaca bahsettim, kötü niyetim yok...
Je l'ai juste évoqué, je ne voulais pas...
Bu ormanlık alan düzeni çok popüler efendim. Belki de Dünya'yı çok iyi taklit ettiği içindir.
Cette forêt reconstituée a beaucoup de succès parce qu'elle évoque la Terre.
Bu işe annemi karıştırdığını düşünerek... 71.50.
Comme vous avez évoqué ma mère... 71,50 $.
Evlenmeden çocuk olmaz. Sadece hayırsız bir evlat ebeveynlerini sorgular.
Seul un fils maudit évoque les rapports de ses parents.
Parayı düşününce aklına ilk gelen şey ne?
Qu'est-ce que l'argent vous évoque? Quelle est votre première sensation?
"beyaz derililer ölüme yakın bir şeyi çağrıştırıyor."
"la couleur blanche de la peau... " évoque décidément quelque chose de pareil à la mort.
Onu hatırlatacak hiçbir şey olmayacak.
Rien qui l'évoque!
Boyunun etrafında kesik olduğunu gösteren delil var başka bir deyişle boğazı kesilmiş.
Tout évoque une blessure par incision au cou : La gorge tranchée.
Mahkemede John Phillips QC Profesör Cameron'ın ifadesinin Londra'daki cinayet davasında nasıl şüpheli olduğunu anlattı.
A Darwin, Me Phillips a évoqué un échec du Pr Cameron lors d'un procès londonien.