Exhale traduction Français
70 traduction parallèle
Leydi onları cezbeden bu harikulade kokuyu yayar.
La belle exhale un merveilleux parfum qui les attire dans son calice.
Burada, bu ölümün boşluğuna akan mezarın yanında.
Ici, près du tombeau qui exhale la mort.
Son çare olarak, aşırı derecede zehir akciğerlerden çıkıp nefes olarak verir.
En dernier recours, le surplus de poison s'exhale par les poumons.
Sabbala, "Vücutlarınız yakında Nagoramata'nın.." "sıcaklığını hissedecek."
Sabbala dit que bientôt, vos corps sentiront la chaleur qu'exhale l'amour de Nagoromata.
Sadece denizin nefesi.
Seul s'en exhale un souffle de mer.
Nazik dostumuzun sırtında bir parça sarı mı gördüm ne?
Sentez-vous monter les effluves de la couardise qu'exhale ce vilain barbu?
Ve dünya kocaman bir rüzgarla nefes veriyor...
Et la terre exhale un grand vent
Mantua'ya giderken yolunu aydınlatsın diye güneşten buharlaşan bir göktaşının ışığıdır.
Je le sais moi! C'est quelque météore que le soleil exhale pour te guider sur le chemin de Mantoue.
Bu gece sen Mantua'ya giderken meşale tutup yolunu aydınlatsın diye güneşin saldığı bir göktaşı o gördüğün.
"C'est quelque météore que le soleil exhale " pour qu'il soit ton porteur de torche " et t'éclaire sur ta route de Mantoue.
Mısırları patlattık. Sen "Waiting to Exhale" i aldın mı?
On a le popcorn, tu as Waiting to Exhale?
Bizi "Waiting to Exhale" in beklemesi listesine aldılar.
Ils nous ont mis sur liste d'attente :
Dağ patikasındaki erik ağacının kokusu aniden geliverir şafakla - Basho
Parfum de prunier qui s'exhale dans l'aube du sentier montagnard - Bashô
Nefes almamak nedir ki nefesi özgürleştirmek huzursuz gelgitlerinden ve nefesin yükselip, gelişmesine izin vermek... ve tanrıyı görmekten başka?
Et qu'est-ce que cesser de respirer si ce n'est libérer le souffle de ses perpétuelles marées afin qu'il s'élève sans entrave et qu'il s'exhale à la recherche de Dieu?
Bu çürüyen et yığınının içinde kapalı kalmayı düşünmek bile zor. İğrenç kokusu her nefesimi dolduruyor, kaçılamayan boğucu bir bulut gibi.
J'avoue qu'il est difficile de penser dans ce morceau de viande pourri dont l'haleine exhale la puanteur, un nuage suffocant duquel on ne peut s'échapper.
O zaman ayaklarımın altında dolaş da benden bir şeyler kapmaya çalış.
Fous-toi à mes pieds. Abreuve-toi des lumières que j'exhale.
Güzellik güç demektir, Julia.
La beauté exhale la puissance, Julia.
Kadir-i Mutlak'ın üzerimize merhamet nefesi vermesi için dua edelim.
Alors prions le Tout-Puissant pour qu'il exhale un souffle de compassion sur nous tous.
Yaptıklarımdan biri de, çorba arabasını alıp, şu gazlı şeyle onu yakmaktı, böylece, çorba kaynar ve sıcak kalıyordu. Bu sayede, çorbanın o buram buram kokusunu duyabiliyordunuz.
D'abord on apporte le chariot à soupe qu'on allume au gaz pour que la soupe bouillonne et exhale ses parfums.
Sende "Waiting to Exhale" var mı?
Tu as "Où sont les hommes"?
Bende "Waiting to Exhale" var mı? Çık bakalım yukarıya!
Est-ce que j'ai "Où sont les hommes"?
Kendi doğal vücut kokusundan utanmayan bir erkeğinin olması hoş olmalı.
Quelle chance d'avoir un homme qui n'a pas honte des effluves qu'il exhale.
Çantayı aldığım gibi arka bahçeye gittim. Barbeküyü açtım, içine ispirto döktüm. Waiting to Exhale'deki gibi.
J'ai pris le sac, je suis allée dans l'arrière-cour, j'ai pris le barbecue, l'essence, et j'ai mis le feu.
biraz daha katlan bu kötü dünyamıza, benim hikayemi anlatmak için,
absente-toi quelque temps encore de la félicité céleste et exhale ton souffle pénible dans ce monde rigoureux
İleri Derece Nefes Tutma Bugünlük bu kadar.
[Exhale]
Derin bir nefes al.
Mm-hmm Et respirez profondement. ( Exhale brusquement ) Ok.
Pekala, hadi toplanın.
[Exhale profondément] Très bien, on se regroupe.
Yapma ama. Haydi seni şu kostümün içine sokalım.
Allez, allons te mettre dans ton costume ( exhale )
Bu dairede tek başına beş dakika duramayacağına dair Exhale'de bir SPA terapisine iddiaya girerim.
Je parie une journée au SPA à exhaler que vous ne pouvez pas rester 5 minutes toute seule dans l'appartement.
Yemeğinizin nefes kesici bir aroması var.
Votre repas exhale un arôme succulent.
Kral olmak çok güzel.
( Exhale profondément ) C'est bon d'être le roi.
O kadar çok demek ki.
( Exhale ) Wow, combien, hein?
Bu yüzden uyku hapı alıyorum. Kusura bakma.
( exhale ) Je ne sais pas quoi dire.
Bugün güzel bir gün oldu.
( exhale profondément ) Ça a été une bonne journée.
Harika bir senaryo ama patronlarını ve, Tanrı esirgesin, jüriyi bu hikayeye ikna etmekte zorlanabilirsin.
( Exhale profondément ) J'aimerais voir ce film. Mais vendre cette histoire à tes boss, ou, Dieu pardonne-moi, à un jury...
Bunu hiç düşünmüş müydün?
( Exhale ) Oh...
Yine de, insan kimseye güvenemiyor.
Mais... ( Exhale ) tu ne peux pas faire confiance à tout le monde.
İki, üç, nefes ver.
Deux, trois, exhale.
- Tam olarak nasıl söyleyebilirim?
( exhale ) Comment te dire, exactement?
Bilmiyorum.
[exhale] Je ne sais pas.
Tamam.
- [Exhale] - Bien.
Çocuğum, sesime kulak ver.
[Exhale brusquement] Enfant, écoute-moi.
â ª Exhale on another sigh â ª â ª Rebecca sucks â ª
♪ Expirez sur un autre soupir ♪ ♪ Rebecca craint ♪
Bilmiyoruz acı içinde bağırdı ve öldü.
Il a exhalé un cri de douleur puis s'est éteint.
.. müzikal yolculuğumuz, dokuzuncu ay gece yarısı...
... navette musicale, Exhalé du minuit de septembre...
Dr. Hodgins sporları hepimizin üzerine üflemiş olabilir.
Le Dr Hodgins a peut-être exhalé des spores sur nous.
Hazırım.
[Efface la gorge ] [ exhale force] je suis prêt.
Ben sadece...
Je ai juste... [exhale]
- Ne var?
[Exhale force] Quoi?
Tamam.
[Porte bips ] [ respirait lourdement ] [ exhale ] [ exhale]
Yaparken sığır etiyle birlikte kloru ağzıma geğirmişti.
Elle a exhalé un mélange de corned beef et de chlore.
Bunun nasıl yapılacağını öğreneceksin.
[Exhale] Tu apprendra comment faire ça.