English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ E ] / Exposition

Exposition traduction Français

2,095 traduction parallèle
Ortaçağ silahlarının tanıtıldığı teşhir odasında bize katılın.
Beau boulot! Venez assister à l'exposition d'armes médiévales dans le hall.
- Üretici silah gezgin bir dükkana vermiş.
Le fabricant l'a vendu lors d'une exposition d'armes à feu.
Bu kamyonu eski para sergisi için bazı şeyleri taşımak için kiralamıştım.
J'ai loué ce camion pour transporter du matériel pour une exposition de monnaies.
Güneş ışığı doğrudan gelmemeli.
- Pas d'exposition à la lumière.
Köpek gösterisinde yer alıyor muyuz?
On participe à une exposition canine?
Diğeri çocukları denge aletine koyuyor, parazitlere maruz bırakanlar var, şelasyon terapisi var, hiperbarik oksijen tedavisi var. İnsanlar salgın hastalıkları durdurmak için her şeyi yaparlar.
Un autre met les enfants sur des poutres d'équilibre, exposition aux parasites... thérapie au chélate, traitements hyperbares à l'oxygène.
Önemli olan konu halka yayılmadan,... barış müzakereleri için kızı vaktinde geri getirmek.
L'important est qu'elle assiste à temps aux négociations de paix, avec un minimum d'exposition au public.
1.000 radyoaktiviteden fazlasına maruz kalmak insan hayatında ölümcül- -
L'exposition à plus de 1000 rads peut causer la mort.
Maruz kalma sınırı ciddi seviyenin altında.
Exposition limitée à moins que sérieuse.
Radikal etki terapisi basit, insanları korkularıyla yüzleştirme üzerinedir.
La thérapie d'exposition consiste à exposer les gens à leurs pires craintes.
Etki terapisi seni uçağa bindirip seni bu korkunla yüzleşmeye zorlar.
La thérapie d'exposition serait de vous forcer à affronter cette peur.
Tuhaf bir derleme, Kötü bir teşhir.
Composition bizarre, mauvaise exposition.
Ve harika yeni bir sergi planlıyorum.
Et j'ai une merveilleuse exposition en tête.
En son bu kadar heyecanlı konuştuğunda adı her neyse herifin tablolarını göstermiştin.
La dernière fois que tu étais si enthousiaste, c'était lors de l'exposition de qui déjà?
Sevgili Bayan O'Keeffe, sonbaharda küçük bir toplu sergi düzenliyorum. Samimiyetle umarım ki çiçek tablolarınızla beni onurlandırırsınız.
Chère Mlle O'Keeffe, Je prépare une exposition cet automne, et j'espère avoir l'honneur de recevoir d'autres tableaux floraux.
Sergi sizsiz devam edemez, korkarım ki ben de öyle.
L'exposition ne tiendra pas sans vous, et moi non plus, je le crains.
Şimdi... Yıllık sergiyi toparlamaya başladım.
Alors, j'ai commencé à organiser l'exposition annuelle.
Sergi fikrini çok sevdi.
L'idée de l'exposition lui a plu.
Sergi pek iyi gitmedi.
L'exposition n'a guère marché.
Müze için çalışıyorum. Ona sadece sergisini kurmasına için ediyorum.
Je travaille pour le musée, je l'aide juste à préparer son exposition.
Vatikan'dakiler sizin cömert teklifinizi öğrendiğinde yani David'i ölünce bağışlayacağınızı istediğiniz her şeyi serginize vermeyi kabul ettiler.
Quand le Vatican a appris votre généreux don du David après votre mort, ils ont accepté de prêter ce que vous voulez pour votre exposition.
İki David'in beraberce orada durmasıyla bu kamuya açık şekilde yapılan en muhteşem sergi olacak.
Avec les 2 David comme attractions de l'exposition, ça sera la plus belle collection jamais montrée en public.
- Bilmiyorum. Sanırım bunun maruz kalma süresiyle bir ilgisi olabilir.
Ça a peut-être à voir avec le temps d'exposition.
İkisi de yüksek oranda radyasyona maruz kalmanın belirtileridir.
Rajoute les cataractes. Ce sont les symptômes d'une exposition passée à des taux de radiations élevés.
Ne mesafede yaşıyorlardı? Ne süre maruz kaldılar? O gece çadırda mı kalıyorlardı?
C'est un formulaire pour déterminer leurs historique d'exposition au gaz selon combien loin ils habitent ou s'ils dormaient dans une tente cette nuit la?
Hunt ve Mlllals'ln eserlerl, serglye kabul edllmlştl.
Hunt et Millais ont déjà été accepté pour son exposition.
- Onu sergimize davet edeceğiz.
On l'invite à notre exposition!
- Hangi sergiye?
Quelle exposition?
Belki böyle bir sergiyi duyurabilirim.
Peut-être que je pourrais aider à faire la promotion d'une telle exposition.
Yani böyle bir sergi, şayet Bay Ruskin katılmazsa aslında gerçekleşmeyecek. Ama o da henüz katılmayı kabul etmedi.
Une telle exposition n'existe pas vraiment à moins que M Ruskin ne devienne impliqué, mais il n'a pas encore donné l'accord de son implication.
Ve bu yüzden sergimize katılmak zorundasınız, Bay Ruskin.
C'est pourquoi vous devez assister à notre exposition, Mr Ruskin.
Pekala öyleyse. Stüdyonuzu ziyaret edip devam eden işlerinizi bir göreceğim. Ve eğer işleriniz de manifestonuza uygunsa, serginize katılacağım.
Très bien alors, je visiterai vos ateliers et verrai vos travaux en cours, et si c'est à la hauteur de votre manifeste, j'assisterai à votre exposition.
Sergiyi yapmalı ve birinin bizden hoşlanacağını umut etmeliyiz.
Nous devons aller de l'avant avec cette exposition et seulement espérer que quelqu'un nous apprécie!
Sergiyi yapmak zorundasınız zira Haftalık Telgraf'ta sizin adınıza bir makale yayımladım.
Vous devez aller de l'avant avec l'exposition parce que j'ai publié un article à votre demande... Dans le Weekly Dispatch.
Artık Ruskin'in karısını, John Ruskin'i sergiye getirmesi için ikna etmek sana kaldı.
Maintenant, il vous reste à tous les deux à convaincre l'épouse de Ruskin d'amener John Ruskin à notre exposition.
Bay Ruskin'e eşlik ederseniz sizinle sergimizde yeniden karşılaşmaktan büyük bir zevk duyarız.
Mais ce serait un grand plaisir si nous pouvions nous rencontrer à nouveau, à notre exposition... Si vous accompagniez Mr Ruskin?
Sanatsız, salonsuz ve patronsuz başlayan blr sergl eleştlrel beğenl, para ve Ruskln'I getlrmlştl.
Une exposition qui avait commencé sans oeuvre, sans salle et sans mécène reçut l'acclamation de la critique, de l'argent, et Ruskin comme champion.
- Vitrindeki kamerayı mı sattınız?
- La caméra d'exposition?
Julie'nin babasının arabasından kalanlar, bir sanatçı tarafın alınmış ve sergi alanının ortasına koyulmuş.
L'épave de la voiture du père de Julie a été acheté par un artiste, et représente le clou d'une exposition qui a lieu ici.
Bu görev Chuck'ın kimliğini olayın içine sokarak potansiyel olarak açığa çıkma riski taşıyor.
Cette mission compromet notre couverture en risquant une exposition.
Yarın yeni işletim sistemini dünyaya sunacak olan Roark'un, Gelecek Teknoloji Fuarı var.
Demain a lieu l'exposition des nouveautés de Roark Instruments, et ils vont sortir un nouvel OS * pour le monde entier.
Tablonun, 1977'de Metropolitan Sanat Müzesi'nde açılan ve Profesör Papakota'nın derlediği eserlerden oluşan bir sergiden çalındığını öğrendim.
La toile a été volée lors d'une exposition au musée d'art Métropolitain. Une exposition organisée par le professeur Papakota en 1977.
New York'a, 1977 yılında bir sergiyle birlikte gelmiş.
Elle est venue à New York en 1977, pour une exposition d'art.
Kültür Bakanı bana serginin taşınacağını söylüyor.
Le Ministère de la Culture m'a dit que l'exposition était déplacée.
- Yeni açılan Kadim Sanatlar müzemizin açılışına davetlisiniz.
AU VERNISSAGE DE L'EXPOSITION MONDIALE SUR L'ART ANTIQUE
Madison Square Garden tarihin en büyük ticaret gösterisi için büyük bir panayır olacak.
Madison Square Garden est notre ticket pour l'exposition universelle, La plus grande foire de l'histoire.
Ya onları gün ışığına maruz bırakmak ve sarımsak...
Et l'exposition au soleil ou à de l'ail?
Neyse ki erken fark ettik de çok maruz kalmadın.
On s'en est aperçus tôt, ce qui a limité l'exposition.
Kuzey, insanı değiştirir derler.
Traumatisme, blessure, exposition à des produits. On est prêts, Dr Blake.
Bu endüstride bir bayanın dikkat çekmek için yapabileceği en iyi şey, ya bir taşralı albümü yapması ya da lezbiyen bir ilişkisi olmasıdır.
Pour avoir de l'exposition, il faut faire un album country ou avoir une relation lesbienne.
Sergi kapandı.
L'exposition est terminée.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]