Eyeliner traduction Français
59 traduction parallèle
Göz kalemini ver.
Donne-moi ton eyeliner.
Oh, hadi. Göz kalemi... rimel, yanaklara allık ve pudrala gitsin.
Un petit pancake, eyeliner... mascara, fard à joues... et un peu de poudre.
Benim rimelim ve göz kalemim kaldı. Seninse beş blokluk yolun.
Le mascara, l'eyeliner... plus que 5 blocs.
Eyeliner, aslında. l bir kalem yoktu.
A l'eye-liner. Je n'avais pas de stylo.
Çizgilerin inceliğine bakılırsa göz kalemi olmalı.
C'est fin, donc peut-être un eyeliner.
Dünyada hiçbir şey de seni sinsi psikopat bir sürtükten başka bir şey yapmaz.
Tout l'eyeliner du monde ne fera pas autre chose de toi qu'une salope psychopathe.
- Ayakkabılara uyan göz kalemi?
- 18 $. - L'eyeliner assorti.
Evet kaşları traş edilmiş ve göz kalemiyle üstünden geçilmiş.
Ses sourcils ont été rasés et redessinés avec de l'eyeliner.
Marshall, göz kalemi mi çektin?
Marshall, tu portes de l'eyeliner?
Cidden, göz kalemim güzel duruyor mu?
Sérieusement, mon eyeliner est bien?
Ahbap, göz kalemi çekmişsin.
Mon pote, vous portez de l'eyeliner.
Sürmelerini görüyor musun?
- Tu as vu l'eyeliner?
Göz kalemim mi?
- Mon pinceau d'eyeliner?
Gloria Starks'ın intihar notunun arabasının ön camına siyah bir göz kalemiyle yazılması ve suç mahalinde göz kaleminin bulunmaması ne kadar ilginç.
Le mot sur le pare-brise de Gloria Starks a été rédigé à l'eyeliner. Mais elle n'avait pas d'eyeliner.
Kısık sesli ve gözü sürmeli olan desem?
Celle à la voix grave et à l'eyeliner?
Anahtarlar, telefon, göz kalemi. Biraz nakit para. 250 $
Clés, téléphone, eyeliner, et 250 billets.
Kör ama göz makyajı konusunda çok hevesli.
Aveugle, mais très enthousiaste quant à l'application d'eyeliner.
Neyse, eğer birisi kurallara uymuyorsa bu kesin Harmony Butler olur çünkü o Shanita'ın gözkalemini çaldı ve yatakhanenin duvarına pipisi olan şişman bir kadın çizdi ve üzerine senin adını yazdı.
Si quelqu'un a violé une règle, c'est Harmony Butler. Elle a volé l'eyeliner de Shanita et dessiné une grosse avec un pénis sur le mur du dortoir avec votre nom.
Göz rimeli aptal.
De l'eyeliner, bonhomme.
Rimelin akıyor. Evet.
Ton eyeliner coule.
Hadi, biraz daha göz kalemi çekmek için Walgreens'e uğramam lazım.
Viens, on va passer chez Sephora pour racheter de l'eyeliner.
Göz kalemim, hemen getir.
Mon eyeliner a coulé amène-le moi.
Mükemmel bir vücut ve göz kalemi, okul dansını... 35 GÜN ÖNCE Mükemmel bir vücut ve göz kalemi, okul dansını... 35 GÜN ÖNCE 35 GÜN ÖNCE... kazanmaya yetmezmiş.
Un corps parfait et de l'eyeliner ne suffiront pas 35 JOURS PLUS TÔT à gagner le concours.
Gözüne kalem mi çektin sen?
Est ce que tu portes de l'eyeliner?
Ne, göz kalemi çekmeyi bilmemen mi?
Quoi, tu ne sais pas comment mettre de l'eyeliner?
O kadar göz boyası ile ağlamaya başlarsa yandık.
Avec tout cet eyeliner, A dieu ne plaise, elle se met à pleurer.
Hayır, gözlerine sürme çekmiş.
Non, de l'eyeliner partout.
Çok güzel de, bu sürme işi ödümü bokuma karıştırdı benim.
Ecoutez, c'est super. Mais l'eyeliner m'a foutu la trouille.
Elimde pala, gözümde sürme.
La machette et l'eyeliner noir.
Belki de sürmeyi öylesine çekmiştir.
Peut-être que l'eyeliner est juste l'eyeliner.
- Ve ben sürmeyle ilgili hiçbir şey bilmiyorum
- Et je ne sais pas grand chose sur l'eyeliner.
Bunu al ve gözündeki sürmeyi sil.
Prends-ça et enlève ton eyeliner.
- Göz kalemi çektin demek.
- Wow, eyeliner. Wow.
Bazıları göz kalemi kullanıyor, - hepsi değil, korkma.
Pour que tu saches, certaines d'entre elles portent du eyeliner, mais pas toutes, donc ne soit pas effrayée.
Ama geleceğin daha geleceği var, ve bu parayla yumuşak ayıcıklar ve eyeliner gibi somut şeyler almak istiyorum.
Mais le futur est trop incertain, et j'ai besoin de cet argent pour des vrais trucs, comme des ours Haribo ou de l'eye liner.
Bu göz kalemi.
- C'est du eyeliner noir.
"eyeliner'ımın yerini gördün, ver artık şu hapları" derim.
"Tu vois mon eyeliner, file m'en".
Tanrım, göz kalemini gittikçe daha iyi kullanıyorsun.
Oh, mon Dieu, tu deviens vraiment bon avec cet eyeliner.
"İlginç zaman geçirmek için Caroline'ı arayın." yazacak kadar göz kalemim yoktu da ondan.
Parce que j'avais plus assez d'eyeliner pour écrire, "Viens t'éclater à donf avec Caroline".
- Çok fazla göz kalemi sürüyorsun, ben...
Tu mets trop d'eyeliner...
- Yeni göz kalemi almış.
- Nouvel eyeliner.
Sanırım göz kalemin akıyor.
Je crois que ton eyeliner coule.
Sadece göz kalemimi düzeltmeye geldim.
J'essaye de réparer les dégâts de mon eyeliner.
Göz kalemin iyi.
Ton eyeliner n'a rien.
Deri bakımı ve göz kalemi konusunda mı?
Un cuir assouplissant et de l'eyeliner?
Göz kalemi mi bakıyordunuz?
Vous cherchez un eyeliner?
- Ekstra kazançlar mı? - Evet, beleş eyeliner.
L'eye-liner gratuit.
Eyeliner'la ilgili verebileceğiniz bir ipucu var mı?
Un conseil de pro sur l'eyeliner?
Göz kalemi mi çektin? Seni özledim.
Tu as mis de l'eyeliner? Ohh... Tu m'as manqué.
Woody Squire, sürme çekmiş ve dudak piercingini kendi delmiş biriydi.
Bien, Woody Squire... Eyeliner et anneau à la lèvre. Il s'était percé lui-même et ça c'est infecté juste avant le bal de promo.
Göz kalemin.
Ton eyeliner.