Ez traduction Français
380 traduction parallèle
Yoluna çıkarsam, ez geç.
Mais s'il le faut, écrase-moi.
Kendinden utanmalısın. Senden yardım istemeye geldi. Sense onu korkutuyorsun!
Vous devflez avciw home de lui faire peur au lieu de l'aider!
Onları harekete geçir, durmadan ez onları savaşa zorla.
Menez-les, fouettez-les, forcez-les à faire la guerre.
Üzümleri ez. Karımı ezme.
Pressez le raisin, pas ma femme!
Böğürtlenleri ez ve dinlendirmeye bırak.
Si vous les pressez et les laissez reposer.
ANNE BAİLEY'NİN YURDU
CH EZ MA BAILEY PENSION
Araba 62, 518 Oak Caddesi'ne.
Voiture 62, a / / ez au 518 Oak Street.
Ez, benimle golf oynayacağına söz vermiştin.
Pas du tout.
Bu harika! - Ne? - Ez!
C'est merveilleux!
Hayır, kesinlikle düşündüğün şey değil.
- Quoi? - Ez! Oh non, ce n'est pas ça.
Bana güvenebilirsin Ez, orada olacağım.
Je viendrai, moi, Ezra. Bien.
- Merhaba Ez.
- Bonjour, Ez.
Onu seviyorum Ez.
Je l'aime.
Sonra da her gün Victor amcanın mısırlarını ez.
Ensuite, marche sur les cors de ton oncle Vic!
Bak Mike, yoluna çıkarsam sakın korna çalma. Ez beni.
Si un jour je te gêne, ne prends pas de gants avec moi.
Yavaşça ez. Yavaşça...
Tu n'as qu'ŕ crever.
Gel ve beni ez, Fitz.
Faites voir!
Onları ez ve mahvet!
Ecrasez-les!
Bir saray değil belki. Ez azından çatısı akmıyor.
C'est pas un palais mais il ne pleut pas.
Felsefeyle kafa şişirmiyorlar ez azından.
Mais rarement de philosophie sur la vie!
Ez azından ben suçumu kabul ediyorum.
Moi, j'admets mes fautes.
Ez onları, Charley.
Ecrasez-les, Charley.
Ez.
Ecrasez-les.
Bu k ez birkaç vuruş görelim, tamam mı?
Et touchons nos cibles, cette fois.
Kaşıkla ez ve it onu.
Détruits par une cuiller.
Ve en ez sizin kadar inandığı şey için ölmeye hazır birisi.
Il est prêt à mourir parce qu'il croit en quelque chose. Comme vous.
Pis, kızıl mikropları ez!
Ecrabouille ces salopards de rouges!
Ez onları! Ayaklarınla ez onları, Annika!
Écrase-les, piétine-les, Annika!
Ayaklarınla ez onları, Annika!
Piétine-les, Annika!
Ez onu.
Renverse-le.
- Gece yarısı treni gelmedi, Ez.
- Le train de minuit est à l'heure Ez?
- Gece yarısı treni gelmedi, Ez.
- Est-ce qu'il est à l'heure Ez?
Kendi işine bakmayan adamın başına ne geldiğini duymadın mı, Ez?
Mêlez-vous de ce qui vous regarde ou ça va mal tourner.
Ez, ben sana ne söyledim...?
Ez, je vous ai dit...
Ez beni.
Fais-moi l'amour.
Sadece biraz kay ve beni ez geç, olur mu?
Fais un tour de piste et dégomme-moi, OK?
Ez onu!
Chope-le!
İsmi Siam-EZ olan bir yiyecek.
Il s'appelle Siam-EZ.
Onları saat 20.00'ye kadar bölgeden çıkaramazsan EZ-4 serpmeye başla.
Si vous n'arrivez pas à faire évacuer d'ici 20h... commencez à arroser au EZ 4.
EZ-4 ne?
C'est quoi le EZ 4?
Çenesini ez!
Écraser ses mâchoires!
Ayaklarının altında ez onları!
Piétine-les.
Ez onları bu gece.
Tu les auras!
Git dışarıdakileri ez.
Va écraser les passants!
Camlara dayayıp ez ki güzel kokusu bütün odaya nüfuz etsin ve bütün kötülükleri kovsun, ayrıca şu küçük odayı da unutma.
Ecrasez-les contre les vitres pour que l'arôme remplisse la pièce entière... et éloigner tout mal, et n'oubliez pas la petite pièce là-bas.
- Ez ayağımı efendi! Benimkini ez!
- Fais-moi mal au pied, Seigneur!
Devam et Ez.
Vas-y, Ez.
Ez onları.
Exterminez-les, tous!
Ez onları!
Rentre dedans, rentre dedans!
Ez onu!
Ecrase-le.
Ez onu!
Écrase-le!