English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ F ] / Farklıydı

Farklıydı traduction Français

1,927 traduction parallèle
Evet. Bu çok farklıydı.
C'était original.
Düğmeleri farklıydı.
Les boutons étaient différents. Brooks Brothers.
Her zaman farklıydı.
Elle a toujours été différente.
- Diğerlerinden farklıydı.
Il a aboli la ségrégation sur les ondes.
Yani daha önce de vampir suyu partnerlerim oldu ama bu tamamen farklıydı.
En fait... j'avais déjà eu 4 partenaires de V, mais là, c'était... hors du commun.
Okul müdürü olarak, birçok çocukla tanıştım, ancak Matt farklıydı..
{ \ pos ( 192,280 ) } J'ai vu beaucoup d'enfants, mais Matt était unique.
Birbirlerinden farklıydılar.
Ils étaient différents.
Eski kemanların daha kısa sapları vardı ve keman sapının açısı da farklıydı ve yeni tarz ortaya çıkınca buraya bir kesik atıldı.
Jadis, les violons avaient un manche plus court et une touche différente. Quand les nouveaux modèles ont été introduits, une coupe était faite ici.
Bana bir menü verdiler ama sipariş vermedim. Farklıydı.
Ils m'ont apporté une carte, je sais pas si c'est ça...
Sara ise farklıydı.
Sarah était différente.
Chuck ölü bedenlerin konuştuğunu daha önce de görmüştü, fakat bu farklıydı.
Chuck avait déjà vu des cadavres parler, mais c'était différent.
- Adamım, tahmin ettiğimden çok daha farklıydı.
- Oh, homme, Un très différent que je pensais que ça allait être.
Onunla çok farklıydı.
Avec elle, c'était différent.
- Yani bu sefer bazı... şeyler farklıydı.
- Il y a donc eu une différence dans cette dispute.
O tamamen farklıydı.
C'était complètement différent.
O gerçekten de, Çok farklıydı, bu kadar eşsizdi, Ve iddiasızdı,
Si improbable, elle est si différente, si unique si imprétentieuse, etjuste sans airs
Bu sefer birşeyler farklıydı.
Mais il s'est passé quelque chose de différent.
Üç delikli zımbalar olsaydı, o, farklıydı.
Mais, si tu as des perforateurs, là, c'est autre chose.
O kadın elimi yakaladı fakat eli farklıydı.
Elle m'a attrapé. Mais sa main était différente.
Ve... en önemlisi de, her şey oldukça farklıydı.
Mais surtout complètement différent.
Kan testiniz de çok farklıydı.
Vos analyses étaient étonnantes.
Biz çok... farklıydık.
On était trop... différents.
Onun yaşındayken sen ya da ben çok mu farklıydık sanki?
Est-il vraiment différent de toi et moi quand on avait cet âge?
Evet ama o farklıydı.
- C'était différent.
Biz dışardaki herkesten farklıydık.
on était loin. loin de tous.
Geri geldiğimde her şey farklıydı.
Depuis que je suis revenu, les choses sont différentes.
Hayatım farklıydı.
Ma vie est différente.
Çok farklıydı.
Trop différent, quoi.
Bakın, 30 saniye önceki durum tamamiyle farklıydı.
Ce qui était très compliqué il y a 30 secondes ne l'est plus.
- Hayır, o farklıydı.
- Non, c'était différent.
Edward diğerlerinden farklıydı.
Edward est différent des autres.
Farklıydık.
Nous étions différent à l'époque.
Çok farklıydık.
Réellement différent.
Şartlar farklıydı.
{ \ pos ( 192,170 ) } Les circonstances étaient différentes.
Biz diğer baba kızlardan farklıydık, anlıyor musunuz?
Juste... des différents entre père et fille, vous savez?
O, diğer öğretmenlerden farklıydı.
Elle était différente des autres profs.
St. Petersburg'daki konservatuardan çok farklıydı.
Très différent du conservatoire de Saint-Pétersbourg.
Arabalar farklıydı ve ilk olayda farklı bir silah vardı.
Les voitures sont différentes, l'arme utilisée la 1ère fois est différente.
O olay farklıydı.
C'était différent.
Tabii ki haberler bizim buradakilerden biraz farklıydı.
Bien sûr, l'émission était un peu différente là-bas.
Stres nabzı farklıydı, dürüst değildi.
Son pouls étant filant, malhonnête. Filant?
İşte bu şey bu müziği farklı kılıyor Bu bizim geleneksel müziğe karşı çıkışımız mıydı?
Ce qui rendait cette musique différente c'était notre rébellion contre la structure traditionnelle des chansons.
Ama Joel farklı bir torbacıydı.
Mais Joel était pas du même genre.
Mesela o hayaller ışığında, birbirinize daha bir farklı davranır mıydınız?
Peut-être agiriez-vous différemment avec l'autre tout en vivant vos rêves?
Ama oldukça farklı bir yerden geldiğimi biliyorum. Bu konuda haklıydı.
Mais pour ce qui est de croire que je venais d'un endroit très différent, il était dans le vrai.
Ama ben bütün bu farklılıkları bilecek kadar şanslıydım.
Mais j'ai eu la chance de connaître quelque chose de différent.
Mükemmel bir saha ajanıydı fakat bu o zamanlardı, işler artık farklı.
C'était un excellent officier de terrain, mais c'était avant. - Tout a changé, maintenant.
Hayatını farklı yaşar mıydın?
Ferais-tu les choses différemment?
Onda farklı bir şeyler var mıydı?
Il était différent?
O çok farklıydı.
Il était très différent.
Çünkü ben de oradaydım, hayalini gördüm yanlız bu farklıydı....... sanki, o dünyanın bir parçası gibiydim sanıyorum, oyunu onun oynadığı şekliyle görüyordum.
Parce que j'étais moi aussi là-dedans. J'ai eu une vision. Seulement, c'était différent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]