Farkındayım traduction Français
8,531 traduction parallèle
Evet, farkındayım.
Je sais. Je sais bien.
Evet efendim, başarısız olduğunun farkındayım.
Oui, Monsieur, je suis consciente que ça a échoué.
- Evet, farkındayım. Temizlemeye...
- Je sais, je sais, j'ess...
Kaza yüzünden hala üzgün olduğunun farkındayım.
Vous êtes encore bouleversé par l'accident.
- Neden öyle yaptığının farkındayım...
- Je sais pourquoi vous...
Alicia'nın uzak durmaya çalıştığının farkındayım.
Je sais qu'Alicia a besoin de me garder à distance.
Biz burada testosteron dolu bir haftasonu geçirirken eşlerimizin sıkıntıdan patladığının farkındayım.
Nos femmes ont été livrées à elles-mêmes tout ce long week-end viril de testostérone-assoiffé de sang.
Ricky'nin bunu test ettiğinin farkındayım.
Il en faut aussi avec Ricky.
Tanıştığınız andan itibaren o Walter denen çocuğun seni büyülediğinin farkındayım.
Je sais que vous avez été hypnotisé par ce gamin, Walter, à la minute où vous l'avez rencontré.
- Farkındayım.
Je le sais.
Bana cevap vermek zorunda olmadığının farkındayım. Ama şunu unutma ki seni bu dünyayla ben tanıştırdım, tamam mı?
Je sais que tu n'as pas à me répondre, mais n'oublie pas que je t'ai initié à ce monde, ok?
bu departmanla kötü bir başlangıç yaptığımın farkındayım ama iyi bir aday olacağıma gerçekten inanıyorum.
Ce bureau et moi sommes partis sur de mauvaises bases. Mais je pense faire un très bon candidat.
Kime öfkeli olduğumun gayet farkındayım.
Mais merci de lui rappeler.
Dışarıdan nasıl göründüğünün farkındayım. Sanırsın bunağın tekini oyuncaklarıyla beraber bir yere tıkmışlar.
Je sais, on dirait un barjot qui joue avec ses jouets.
Hata yaptığımın farkındayım ve özür dilerim.
C'était mal et j'en suis désolé.
hızla yayılabileceğinin gayet farkındayım.
A 6 mètres par seconde.
Farkındayım.
Je sais.
- Zor olacağının farkındayım ama şirket için en iyisinin bu olduğunun farkındasındır.
Je sais. Je sais. Ça doit être dur, mais vous réalisez que c'est le mieux pour l'entreprise.
- Evet, farkındayım.
- Oui, je réalise. - Ok.
Bugün biraz sıkıntı çıkardığımın farkındayım.
Ecoute, je sais que j'ai été une sorte de nuisance aujourd'hui.
Bunun farkındayım.
Je le sais.
Berbat bir iş olduğunun farkındayım ama belki bana başka bir kapı açabilir.
Ecoute, je sais que mon travail craint, mais ça peut éventuellement mener à quelque chose.
Şaka yaptığının farkındayım Claire ama bazen bu sözlerin acıtıyor, tamam mı?
Je sais que tu plaisantes Claire, mais parfois... Parfois les mots sont durs, tu sais?
Nasıl göründüğünün farkındayım patron, biliyorum.
Je sais de quoi cela à l'air, chef.
Beth'in bizim için öneminin farkındayım.
Je sais que ce qui compte c'est Beth, ok?
Farkındayım.
J'en ai conscience.
Benim kötü bir insan olduğumu düşündüğünün farkındayım belki de öyleyim, ama kendimi düzeltebilirim.
Je sais que tu penses que je suis une horrible personne, et peut-être que c'est le cas, mais je n'ai pas à l'être.
Hikayeyi ve içindeki dramı ne kadar iyi bildiğinin farkındayım.
Je reconnaîs quel cycle c'est pour toi et comment thématique c'est.
- Bir hafta erken olduğunun farkındayım.
C'est une semaine en avance.
Bunun farkındayım.
J'en suis conscient.
- Acı çektiğinin farkındayım.
Écoute, je sais que tu es blessé. Ah oui?
Farkındayım.
J'ai remarqué.
Bunun farkındayım. Ama bunun bir önemi yok.
Merci, je suis au courant de ça.
Bu haksızlık farkındayım ama burada daha fazla kalmayacaksın.
C'est déloyal, mais ici tu ne pourras plus mentir bien longtemps.
Sınırlarımın yeterince farkındayım.
Je sais déjà parfaitement quelles sont mes limites.
- Bunun zor olduğunun farkındayım.
Je sais que c'est difficile.
- Onun da farkındayım.
- Ça aussi, je le sais.
Yaptığım şeyin sadece aileme değil işimize de zarar verdiğinin farkındayım.
Je sais que mon comportement a fait du tort non seulement à ma famille mais aussi à l'entreprise.
Farkındayım, özür de diliyorum.
Je sais et je suis désolé.
Teşekkürler, her şeyin farkındayım.
Je sais tout ça, merci.
- Çok karıştı farkındayım.
Écoute, je sais que c'est le bazar.
Sadece ben mi neler döndüğünün farkındayım?
Tu vois pas à quoi il joue?
Farkındayım Julian, işte zaten bu yüzden gelmen gerek.
Je suis au courant de ça, Julian, c'est pourquoi vous devez revenir.
- Farkındayım.
- Je sais.
- Farkındayım.
Je sais.
Sanırım hepimiz bunun farkındayız.
Je pense qu'on s'en est tous rendu compte.
Farkındayım.
- Je sais.
Kulağa çok çılgınca geldiğinin farkındayım, ama anlamalısın.
Ça a l'air dingue, mais vous devez comprendre.
Evet farkındayım.
Je sais.
Ne yaptığımızın farkındayım.
J'ai compris.
- Farkındayım.
J'en suis conscient.