Fayed traduction Français
400 traduction parallèle
Adı Joseph Fayed, Green Üniversitesi'nde doçent.
Il s'appelle Joseph Fayed, professeur à l'université de Green.
Muhtemelen haklısın, Jack, Fayed'i tutuklamanın haricinde ne yapabiliriz?
Tu as probablement raison, Jack, mais que pouvons faire à part arrêter Fayed?
Adı Joseph Fayed.
Il s'appelle Joseph Fayed.
Fakat Fayed'i bulmamız için bize yardımcı olmazsan bu, hayatının sonuna kadar onu son görüşün olmuş olur.
Mais à moins que vous nous aidiez à contacter Fayed, ce sera la dernière fois que vous le verrez pour le reste de votre vie.
10 dakika içinde Fayed'in evinde olabilirler.
Elles peuvent être chez Fayed dans dix minutes.
Fayed'e gidip Marwan'la konuşman gerektiğini söylemeni istiyorum.
Que vous alliez chez Fayed pour lui dire que vous devez parler à Marwan.
Dina Araz'la, bizim için gizli çalışması ve Fayed'e yaklaştırması için bir anlaşma yaptık.
Nous avons obtenu un marché avec Dina Araz pour travailler sous couverture avec nous et approcher Fayed.
Beni Fayed'e götürecek.
Elle me conduira chez Fayed.
Peki ya Fayed bize inanmazsa?
Que se passera-t-il si Fayed ne nous croit pas?
Ben Fayed.
C'est Fayed.
Fayed, Napier'e dönüyor.
Fayed tourne dans Napier.
Fayed de.
Ainsi que Fayed.
Tamam, Fayed'in arabasının tünelin içinde olduğu sırada, üç araç çıkmış.
Ok, pendant que la voiture de Fayed était dans le tunnel, 3 véhicules en sont sortis.
Fayed kendini şehit etti.
Fayed s'est sacrifié.
Beni Joseph Fayed ismi üzerinden buldunuz, belki de bilmek istersin, kendini şehit etti.
Vous m'avez localisé grâce à Joseph Fayed qui, vous serez intéressé de le savoir, s'est suicidé.
Benle olan tek bağlantınızın Fayed olduğunu bilseydim, bu konuda yardımcı olabilirdim.
Cela m'aiderait si je savais que c'était le seul lien que vous aviez avec moi.
Prenses Diana, bugün Mohamed al-Fayed'e ait bir yatla Akdeniz'e yelken açtı. Al-Fayed'in oğlu ile birlikte!
La Princesse Diana navigue sur la Méditerranée sur l'un des yachts de M. Mohamed AI Fayed's aujourd'hui.
Görünüşe göre, Dodi al-Fayed ölmüş.
Apparemment Dodi Fayed est mort.
Bay Fayed dün gece gömülmüş.
Je vois que M. Fayed a été enterré la nuit dernière.
Silah tüccarı Amir Fayed'in cinayet davasında 16. günde sürpriz yok ve Savcı Joshua Lindsey için kayda değer bir ilerleme olmadı.
Le 16éme jour du procès pour meurtre du trafiquant d'armes Amir Fayed, a apporté peu de surprises et aucun réel progrès au procureur Joshua Lindsey.
Fayed iş ortağı olan ve eskiden polis muhbiri olduğu ortaya çıkan Jack Toland'ı öldürmekle suçlanıyor
Fayed est accusé du meurtre de jack Toland, un associé qui s'est révélé plus tard, être un informateur de la police.
Ancak savunma Fayed'in hayırsever, diplomat... ... ve en önemlisi masum olduğunu söylüyor.
Mais la défense a peint une solide image de Fayed comme diplomate, philanthrope et par dessus tout, un homme innocent.
Amir Fayed'in kızının dadısıydı.
Elle était la nourrice de la fille de Amir Fayed.
Fayed'in adamlarından birini, Jack Toland'ı öldürdüğünü gördü.
Elle a vu Fayed assassiné un de ses gars, Jack Toland,
Fayed'in öldürmekle suçlandığı adamın mı?
Le type dont Fayed est accusé d'être le meurtrier?
Dün gece 10 : 30'da Memur Richard Colden Amir Fayed adına kayıtlı bir cep telefonunu aramış
La nuit dernière à 22 : 30, l'officier Richard Colden a appelé un portable, payé par nul autre qu'Amir Fayed.
Eee, Fayed için ne yapıyordun?
Alors, pourquoi vous bossiez quand même pour Fayed?
Bay Fayed'in Jack'in polise konuştuğunu keşfettiği geceydi.
C'était la nuit où M. Fayed à découvert que Jack informait les flics.
Fayed kendini kaybetti.
Fayed a perdu la tête.
Kapıdaki bekçi Bay Fayed'in evde olmadığını size söylemiş olmalı.
Le garde aurait dû vous le dire, M. Fayed n'est pas à la maison.
- Çünkü az önce Fayed adına kayıtlı numaralardan birini aradın.
Parce qu'il me semble que tu as composé - un des numéros payé par Fayed.
Ayrıca, Fayed'e iki polis memurunun güvenlik evinde katledilmeleriyle ilgili suçlamalar da yöneltildi.
Parmi les charges retenues contre Fayed, le meurtre de deux policiers de L.A...
Abu Fayed.
Voici Abu Fayed.
Fayed ismindeki bir adamla 4 gün önce temasa geçtik.
Un certain Fayed nous a contactés il y a 4 jours.
- Fayed'in abisi, 1999'da Lübnan'daki büyükelçimizin kaçırılma olayına karışmıştı.
Le frère de Fayed était à l'ambassade au Liban, en 1999.
Jack'in sorgulaması sırasında Fayed'in abisi öldü.
Le frère de Fayed est mort pendant que Jack l'interrogeait.
Neden Fayed, Assad'ın yerini söylediğinde Jack'i kurtarmak için bir plan yapmıyoruz?
Et si on le récuperait après que Fayed nous ait dit où est Assad?
Fayed'in, bizim takip kanallarımızı ortaya çıkaracak kaynakları var.
Fayed a les moyens de détecter notre surveillance.
Anlaşmaya göre Fayed'e uydu yayınımızı, telsiz frekansımızı ve hava sahamızı izleme olanağı tanıyoruz.
Fayed a exigé qu'on lui donne accès à notre couverture satellite, à nos fréquences radios et couloirs aériens.
Fayed'den yerini öğrenir öğrenmez harekete geçeceğiz.
On s'en occupera dès que Fayed nous aura dit où le trouver.
Fayed, ben geri dönmeden ararsa beni bilgilendirin.
Si Fayed appelle avant mon retour, appelez-moi.
- Sana söylemiştim. Fayed gözlem protokollerimize sahip.
Je t'ai déjà dit que Fayed contrôlait nos systèmes.
Fayed arıyor.
Fayed est en ligne.
Fayed yayını öğrenmiş.
Fayed a piraté ta transmission.
Fayed, bu habersiz gelişen bir işlemdi.
Fayed, on a fait ça dans notre dos.
Başka yöne dönüyor, Fayed.
Il se déplace, Fayed.
Fayed.
Fayed?
- Fayed'i kaybetmiş olabiliriz.
- On a dû faire peur à Fayed.
- Bill, Fayed'den haber var mı?
- Bill, des nouvelles de Fayed?
Bizimle irtibata geçmeliydi.
Fayed aurait déjà dû nous contacter.
Bizi Joseph Fayed üzerinden doğruca Marwan'a götürmesini ümit ediyoruz.
Joseph Fayed.