Fee traduction Français
1,999 traduction parallèle
Aşağı 9, Central City, kuzeyi Söylüyor "Jockamo fee nane"...
Basse-9e, Central City, Uptown À chanter Jockamo fee na nay
Efsaneye göre peri kanı vampirlere sarhoş edecek kadar lezzetli gelir.
D'après la légende, le sang de fée est délicieux et enivrant pour les vampires.
Cidden onun bir peri olduğuna inanmamı mı bekliyorsun benden?
Tu veux vraiment me faire croire qu'elle est une fée?
İnsan-peri karışımı ki bu da onu ortaya çıkmasından koruyan şey.
C'est un croisement entre fée et humaine, ce qui l'empêche d'être détectée.
Eğer onu tamamen süzerseniz içeceğiniz son peri kanı olur.
Si vous la drainez complètement, vous ne boirez plus jamais de sang de fée.
Gerçek bir peri bulmak için yüzyıllardır bekledim.
J'ai attendu des siècles pour trouver une vraie fée.
Ama bitkisel olduğunu söylediler- -
Des doigts de fée.
Küçük bir peri için güzel bir yer gibi gelmiyor mu?
Ça ne semble pas être un bon endroit pour une petite fée?
Tinkerbell gibiyim Finn.
Je suis comme la Fée Clochette.
Peri kraliçeden mi?
La fée Clochette?
Peri tozu.
La poudre de fée.
Bir daha asla bir periden çikolata almayacağım. Söz veriyorum.
Je n'achèterai plus de chocolats à une fée.
Akbaba ya da Bamya gibi?
Genre condor ou doigts de fée.
- Siz ikiniz 5 yıllık bir peri masalında yaşadınız.
Vous avez vécu 5 ans dans un conte de fée.
Peri masalı teması gibi...
comme celui des contes de fée.
"Jackamo fee nane"...
Jockamo fee na nay
Tinker Bell'i mikrodalga yapan sensin. Ben sadece parçaları birleştirdim.
C'est toi qui as fait cuire la fée Clochette.
Her neyse, Tinker Bell'ler peri anlıyorum.
D'accord, Clochette est une fée.
Eğer bir perinin beğenisini kazanmak istiyorsanız bir kase taze krema koyun.
Pour gagner les faveurs d'une fée, on met un bol de crème fraîche.
Ne kadar güçlü olursa olsun periler dökülen taneleri sayacaktır.
Même si elle est forte, la fée doit se pencher pour compter les grains.
Yani sen benim mavi perim misin?
Vous êtes ma Fée Bleue?
Tıpkı esmer peri kızı gibi.
Comme une Fée Clochette chirurgien et brune.
Burayı kim dekore etti, diş perisi mi?
La Fée des Lilas?
Alicia, benim bir iyilik meleğim yok veya Chicago'nun politika makinesini arayamam.
Je n'ai pas de fée-marraine à appeler, ni la machine politique de Chicago.
Periyi tepeye koymaya yetiştim mi?
J'arrive à temps pour mettre la fée au sommet?
İkinci John, sen orman perisisin.
John n ° 2, vous êtes une fée des bois.
Evet, bu sabah komodinin üzerinde taze dilimlenmiş greyfurdu bulduğunda onu oraya kimin koyduğunu sormuştun. Ben de greyfurt perisi demiştim.
Ce matin, quand tu as vu les raisins, tu as demandé qui les avait mis là, j'ai répondu "la fée du raisin".
Ben onu masal zannediyordum.
Je croyais que c'était un conte de fée.
Şuna bak, tam evcimen olmuşsun.
T'es une vraie fée du logis.
- Tam değil Tinker Bell.
- Pas exactement, Fée Clochette.
Bunu daha güzel yapabilecek tek şey, yanımda kocaman göğüslü bir perinin olması olurdu.
Il me manquait juste une fée aux gros seins avec moi.
- Bir peri misin?
Es-tu une fée?
Seni peri tozuyla har vurup harman savursam bile umurumda değil. Bunun asıl olay olduğunu sanmıyorum.
Je m'en fous si je dois t'y trainer avec de la poussière de fée.
İyilik Perisi!
Je suis la... bonne... fée!
Az önce bir ayı postu üzerinde diş perisini siktim!
Je viens de claquer la fée des dents sur un tapis en peau d'ours.
Diş perisi bile onları daha sık görür.
Même la fée des dents les voit plus souvent.
- Diş perisi de ne?
- Qui est la fée des dents?
- "Diş perisi de ne?"
- "Qui est la fée des dents?"
"Diş perisi de ne?"
"Qui est la fée des dents?"
İşte diş perisinin ne olduğunu bilmeyen bir ebeveyn.
Voici un père qui ne sait pas qui est la fée des dents.
- Bir de diş perisi değil mi?
- Et la fée des dents?
- Bunu da tartışmak istiyor musun?
- Tu veux entendre parler de la fée des dents, maintenant?
- Görüşürüz, hayatım.
Salut, ma petite fée.
Odada peri tozu olarak gezdi.
Il voyage à travers la pièce comme de la poussière de fée.
Lütfen git ve hayal dünyanda alıştığın şekilde yaşa. Güzelce...
Sortez et retournez dans votre joli conte de fée.
Bugün senin peri annenim.
Je suis votre bonne fée, ce soir.
Ancak buraya kadar peri annen olabilirim.
Ma tâche de bonne fée se termine ici.
İyilik perisi mi giydirdi?
Un cadeau de votre bonne fée?
Ama sonra peri anne gelip sana bunu söylememi istedi seni görmeye geldiğimi.
Mais, ma bonne fée m'a dit de venir vous dire : "Je suis venue pour vous."
Peri anne, büyüyü sadece gerçek aşkının öpücüğünün bozabileceğini söylemişti.
Selon Marraine la Bonne Fée, seul un baiser brisera le sortilège.
Waffle perisinin masal olduğunu sanıyordum.
Je croyais que la Fée des gaufres était une légende!