Felt traduction Français
59 traduction parallèle
Sanlrlm felt ; olmasmdan étiirii.
C'était dû à sa paralysie, il me semble.
Çok geçmeden gözyaşlarına dönüşecek olan memnuniyet hissiyle doluyduk... ta ki deniz üzerimize kapanıncaya kadar. "
All at once what "happen" as we felt is no more. Our joy has changed to grief.
I've never felt so empty.
Je ne me suis jamais sentie aussi vide.
FBI`dan Mark Felt. Aylarca haberlere konu olmuştu.
Mark Felt, le type du FBI, c'est dans la presse depuis des mois.
Biz, o kadar uzun zaman, ait olmamadık ki, bir anda bir'duruma'ya da topluma karışmak bizim için doğal olmayacaktı.
There were never felt part of something and suddenly be accepted in a'scene'or one company? would not be normal state, for us.
Ondan hoşlandığımı hissettim galiba o gece, onunla sevişmek istedim ama o gitti.
I felt a little'attracted to you I wanted to sweep that night... but... and? forth.
Pekâlâ.
Très bien, Felt.
Dünyanın sarsıldığını hissettim...
l've felt the earth shake
And now men, what we women have felt, for all these years.
Les hommes... voilà ce que les femmes éprouvent depuis tant d'années.
¶ And I've never felt this way before ¶
YUKON JACK M'A MIS UNE DROITE.
* İtiraf etmeliyim biraz iyi geldiğini * * Gördüğünde, düşündüm nasıl hissettiğini *
I must admit it helped a little bit to think of how you felt when you saw it
Daha önce hiç böyle hissetmemiştim.
I haven t felt like this before
I haven't felt this strong since my California congressional days.
Je n'ai jamais été aussi fort que depuis le congrès de Californie.
* Hiç böyle hissetmedim daha önce *
No, l've never felt like this before
* Biz bu sihirli fanteziyi hissederken *
As we felt this magical fantasy
* Hiç böyle hissetmedim daha önce *
No, I never felt this way before
* Hiç böyle hissetmedim * * Evet, yemin ediyorum ki *
- Never felt this way - Yes, I swear
* Hayatımın * * Hiç böyle hissetmedim *
And I never felt
Fiyakalı giyince iyi hissederdin, değil mi?
When you dressed up sharp and you felt all right?
Terden sırılsıklam olmanın bir getirisi yok sanardım.
I felt there s no use getting Into heavy sweating
Beni dikizlemeye başladı ve değişimi hissettim. Zamanın bir önemi yoktu, olmayacaktı da.
He stared at me and I felt a change never would again
♪ Tüm dünya ayaklarımın altında gibi hissederdim ♪
♪ I felt the earth beneath my feet ♪ ♪ Ooh, ooh ♪
* Hem çok yanlış geldi, hem de çok doğru geldi *
It felt so wrong It felt so right
* Hem çok yanlış geldi * hem de çok doğru geldi *
It felt so wrong It felt so right
* Harika bir histi * * Muhteşem bir histi *
♪ It never felt so good ♪ ♪ It never felt so right ♪
* Uzun zaman önce, çok eskilerde * * Hiç böyle hissetmemiştim daha önce *
♪ It was long ago and it was far away ♪ ♪ It never felt so good ♪
* Çok daha iyiydi * * Hiç böyle hissetmemiştim daha önce *
♪ And it was so much better ♪ ♪ It never felt so right ♪
* Muhteşem bir histi * * Çok eskilerde *
♪ It never felt so good ♪ ♪ And it was far away ♪
* Harika bir histi * * Dünden çok daha iyiydi *
♪ It never felt so right ♪ ♪ And it was so much better than yesterday ♪
* Harika bir histi, muhteşem bir histi *
♪ Felt so right ♪ ♪ Felt so good ♪
Bana vurdu ama öptü gibi hissettim.
♪ he hit me ♪ ♪ and it felt like a kiss ♪
Hesap yapmayı baya sevdim.
♪ well, you done, done me and you bet I felt it ♪ ♪ I tried to be chill but you re so hot that I melted ♪
♪ Bize keçelerden çarşaf verdi ♪
( soupirs ) ♪ He gave us sheets made of felt ♪
* Bu kadar yalnız kalmamıştı hiç *
♪ than she s ever felt before ♪
" Ben Mark Felt.
Il a dit : " Bonjour, ici Mark Felt.
* Hiç böyle kullanılmış hissettin mi?
Have you ever felt so used up as this
* "Hatırlıyorum ben de neler hissettiğimizi otururken sahilde" *
You said I remember how it felt sitting by the water
* Çok iyi hissetti kendini *
Felt good in his hands
* Ve ruhumuz huzura ulaştı *
And the soul felt its worth
* Kilitli kapılar arkasında daima güvende hissettik kendimizi *
♪ under lock and key we always felt secure ♪
♪ It sure felt out of sight
♪ It sure felt out of sight
* Gölgeni duvarda hissettim, dolaşırken kulüpte *
♪ walking through the club ♪ I felt your shadow on the wall ♪
# It felt like springtime on this February morning #
♪ It felt like springtime on this February morning ♪
- Daha önce hiç...
- Et, je ne l'ai jamais felt -
♪ Öleceğimi sandım
♪ I felt like I could die
♪ Şehvetin kıvılcımını hissediyorum. ♪
I felt a spark of desire
That night, she felt one monster on top of her... diğeri de içindeydi.
Cette nuit là elle sentait un monstre sur elle et un autre à l'intérieur.
# O kadar mutluyum ki ölebilirim dediğin zamanları #
♪ Like when you said you felt so happy you could die ♪
? And i felt it with my jimmy?
" C'est ma teub qui me le dit
Kendimi bir çeşit isyankâr gibi hissediyordum,
I felt a rebel... because...?
Seninle yatağa doğru çıldırmak istiyorum.
♪ And I thought what I felt was simple... ♪ Je vais te faire peur vers le lit.