Feminist traduction Français
314 traduction parallèle
Senden iyi feminist olur Alfie.
Tu ferais une bath suffragette, Alfie.
Biliyorum bunu itiraf etmek inanılmaz derecede feminist karşıtı fakat, o seksi küçük buldoğu özledim.
Toi et moi... je me disais que samedi, on pourrait sortir ensemble. Juste nous deux. Ça serait super, j'adorerais, chérie.
Başrollerde, kadınların mutfaktan çıkmaması gerektiğini düşünen komiserinden sürekli fırça yiyen alkolik, huysuz ama sevecen bir üsteğmen ve feminist görüşlü genç, güzel ve cıvıl cıvıl bir kadın polis var.
Les personnages sont un vieux lieutenant de police bienveillant, qui est mis sous pression par le commissaire, un inspecteur inflexible, buveur, et rétrograde quant à la place des femmes, et une belle et brillante jeune policière, qui se bat en faveur du féminisme.
Sen bir feminist olarak, kadın üstünlüğü konusunda ne düşünüyorsun?
Tu es féministe, que penses-tu du matriarcat?
Alt katta oturan bir arkadaşı var. Margaret. Feminist türden.
Il y a Margaret, une amie à elle... qui est du genre MLF.
Evet, feminist harekette oldukça aktiftir.
Oui, elle est très active au sein du mouvement féministe.
Sen de şimdi feminist mi oldun?
Et tu es féministe?
İlk feminist cenaze merasimi olacak.
Les premières funérailles féministes.
- Sadece bir avukat değil. Ayrıca Sierra Club, UNICEF'lede bağlantılı,..... ve samimi bir feminist.
Il est membre du Sierra Club, d'UNICEF et c'est un féministe convaincu.
Bu lanet bir feminist, annelik taktiği olmalı!
Tu nous fais encore ta féministe maternelle à la con.
- Feminist olana mı?
- La féministe?
Feminist mi?
Une féministe?
Feminist Ransom konuşma süresini 6 dakika aşmış durumda.
La féministe a parlé six minutes de trop
Flint'in feminist radyo programının arkasındaki isim ve sunucuydu. Ama şimdi Amway'in temsilcilerinden biriydi.
Après avoir animé une radio féministe, elle était devenue concessionnaire Amway.
Cherry Reynolds. 10 yaşında. Yakın zamanda feminist şiir kitabı yayımladı.
Cherry Reynolds, 10 ans, a publié un recueil de poèmes féministes.
Bu kendi kariyerini kendisi yöneten bir kadın için feminist bir başarı mıdır?
Est-ce pour une femme une conquête féministe que de maîtriser à ce point sa carrière?
Baskan, feminist seçmenlerin gözüne girsin diye buradasiniz.
Vous êtes là pour que le président puisse attirer les votes féministes.
Ben feminist oylari için buradaysam, sen hangi kesimi temsil ediyorsun?
Je suis là pour les votes féministes. Et vous, pour quelle population?
Feminist.
Une féministe.
" Bu Kore filmi kostümlü bir melodramdı. Kıyafetler ve hepsinden önemlisi de şapkalar olağanüstüydü. Süper feminist, göz alıcı ve şeytani kostümlerdi.
Ce film coréen est un mélodrame costumé, les habits et les chapeaux sont délirants, super féministes, flamboyants et démoniagues, tourné comme "trip" à la Spielberg dans des rythmes futuristes, il y a aussi "Festin nu" de Cronenberg.
Ve anti-feminist biri. - Watty.
En plus il est macho!
Şimdi de feminist mi oldun?
Le MLF! C'est nouveau, ça!
Tek arzum Seri katil annenin hayatını... bu feminist kahramanın hak ettiği gibi... en saygın biçimde TV ekranında görmek.
J'espère pouvoir porter la vie de "Serial Mom" à l'écran, avec toute... la dignité que mérite cette héroïne de la cause des femmes.
Neden bu ailedeki tek feminist hep ben oluyorum?
Pourquoi je suis le seul féministe?
Şimdi AlDS oldun. Feminist bir bilinçaltı geliştirdin.
Aujourd'hui, il y a le SIDA, l'éveil de la "conscience féministe",
Ne sanıyorsun, onun evden çıkmaya çalışan bir feminist olduğunu mu?
Tu crois que c'est une féministe?
Sakın o feminist boklarından olduğumu zannetme ama...
Tu vas penser que je suis féministe ou j'sais pas quoi.
Gittikçe büyüyen bir feminist ordusu eşitlik talebiyle... ülkeyi boydan boya katediyordu.
Une vague féministe déferla sur le pays, réclamant l'égalité.
Yağlar feminist bir konudur, David.
Le poids, David, est une question féministe.
Kendimi hep öncü bir feminist olarak düşündüm.
Je suis une féministe avant la lettre.
Yeniden yazılması gerekiyor ama feminist bir içeriği olabilir.
Une réécriture inclurait un discours féministe.
Ateşli bir feminist bile senden daha adildir.
Une militante aurait été beaucoup plus juste.
Feminist bir dergide kadının yerinin evi olduğuna inanan bir editör olması mantıklı mı?
Le patron d'un magazine féministe peut-il être machiste? Mon client n'a jamais...
Onu kötü, feminist fikirlerinle boğdun. Sen Zek'in başına gelen en kötü şeysin!
Tu es ce qui est arrivé de pire à Zek!
Bak, bu adam-potansiyel damadın, böyle ; feminist-bozuk psikolojili zırvalıklara ayıracak zamanı-enerjisi yok.
L'homme-marie-potentiel n'a pas le temps-energie de composer avec ton feminisme-pseudopsycho a la con.
Nesin sen, feminist mi?
T'es féministe?
Post-feminist. Kontrol ve güç sende.
Tu t'affirmes, et tu as le pouvoir.
"Tayland yemeği, feminist yazıları ve bağımsız Rock müziği yapan öfkeli kız müzikleri."
la cuisine Thaïïlandaise, " " la littérature féminine, la musique de filles en colère, tendance rock alternatif ".
Evet hayatım boyunca bu mesajı aldım. "Eğer cinselliğinizi kullanırsanız feminist hareketi geriye götürürsünüz." Bu çok saçma.
On me l'a toujours signifié. Si vous vous servez de votre sexualité... vous faites reculer le mouvement féministe.
Çünkü bu seni zayıf kılıyor. Kötü bir feminist oluyorsun. Bütün kadınlar senin gibi.
Mais vous êtes toutes faibles.
Bakın, daha ellerinde feminist forvetleri var.
- Et toi? Leur féministe prend le relais.
Bir kısmı feminist yazarlar tarafından yazılan makalelerde, kadınların içten içe, kontrol edilmekten ve onları elde edebilecek erkeklerden hoşlandıkları yazılı.
disent qu'une femme aime être dominée. Au moins un peu. Et qu'elle veut un homme capable de la prendre.
Bu aptal bir güzel istediğim anlamına mı geliyor? Hayır. Ama şişman, öfkeli bir feminist de istemiyorum.
Pas une greluche ni une grosse féministe enragée.
Feminist hareketin davetiyesiyle takas edelim mi?
Je te l'échange contre "Femmes battues".
Bu feminist olay yüzünden düşerim.
Le féminisme, c'est pas mon truc.
Kızım da burası için feminist laflar ediyor.
Ma fille me fait son baratin féministe!
Bana bu post-feminist, art-school saçmalıkları sökmez, ayçiçeği eğer gerçek ismin buysa tabi, tamam mı?
La ramene pas avec ton education artistique post-feministe, fleur bleue, C'est ca ton petit nom de glacon, non?
Annenin feminist grubundan, o da erkeklerden nefret ediyor.
Elle aussi déteste les hommes.
Penetrasyon, 10 milyon liret ceza verilmesi gereken bir suçtur. New York Columbia Üniversitesi'ndeki feminist grup bu yönde...
Le collectif féminin de Columbia Université à New York...
- Sen feminist misin?
- Féministe?
Anti feminist biri olduğunu düşünmemiştim. Hayır.
ni comme anti-féministe.