Foie traduction Français
3,318 traduction parallèle
Sağ üst kadranda sertlik var.
Il hallucine car son foie lâche.
Ama karaciğer yetmezliği oluşmaz.
- Mais rien au foie.
Ateşin düşmüş karaciğer fonksiyonların da neredeyse normale döndü.
- Plus de fièvre, et le foie fonctionne normalement.
O zaman karaciğerine bir de biz vuralım. Biyopsi alın.
donc attaquons son foie faites une biopsie.
Karaciğer biyopsi sonucu çıktı.
la biopsie du foie arrive
Her ne ise, şimdi de karaciğer tutulumu var.
Quoique ce soit, ça implique le foie.
Karaciğeri iflas ediyor.
Son foie est en train de lâcher.
Hepatik damarında tıkanma tespit ettik karaciğere giden kan akımını kısıtlıyordu.
On a trouvé un obstacle dans sa veine hépatique, qui limite l'afflux de sang jusqu'à son foie.
Buzağı ciğeri biraz yanık ama Merlot'ın tadı yerinde.
Le foie de veau est un peu brûlé, mais le Merlot est bon.
Aramızda kalsın, takım elbiseliler orada kusarken pek de eğlenememiş olmalılar.
Entre nous, des gens du business recrachant leur foie gras a une certaine valeur distrayante.
Adli tıp karaciğer testi yaptı.
- Le médecin légiste a testé le foie.
Diğer ikisi tehlikeli psikotropik uyarıcılar. Bunlar Banks'in ciğer ve böbreğini mahvetmiş.
Les deux autres sont de dangereux stimulants psychotropes qui ont dévasté les fonctions de son foie et de son rein.
Ciğerlerim buna izin vermez.
Mon foie ne le supporterait pas.
Karaciğerin etrafı hassas.
Vous êtes vraiment sensible, spécialement autour du foie.
İğneler karaciğeri çok zorlar.
Les injections sont mauvaises pour le foie.
Haplar, uzun vadede, yüksek dozda - karaciğer ve mideyi.
Pilules, long terme et longues doses Foie et estomac.
Önce karaciğeri çıkaralım böylece inferior vena cava'yı görebilirsiniz.
Tout d'abord, nous prenons le foie, et vous pouvez voir la veine cave inférieure...
Baban sinirli ayyaşın tekiydi. Karaciğerini yok etti.
Mon père était un alcoolique qui a détruit son foie
Şey, diğer ayrıntıyla tutarlı.. Lana gibi, Jessica da gövdenin altındaki bölgesine.. .. böbrekte ve karaciğerde ciddi..
Bien, l'autre détail qui est compatible avec Lana, c'est que Jessica a été poignardée trois fois au niveau de l'aire oblique externe de son torse, ce qui a causé d'importants dommages à son rein et à son foie.
Bugünkü karaciğer naklinde bana yardımcı olacaklar.
Elles feront la greffe de foie avec moi.
Bir parça karaciğer verdin diye ikimiz de ölene kadar başıma kakıp duracaksın. Tıpkı her şeyi kaktığın gibi.
Tu continueras à me soûler avec ce foie jusqu'à notre mort, comme le reste.
Yine başladık.
Garde ton foutu foie. - Et voilà.
- Karaciğerini alacağım.
Je prends son foie.
Günlerimi, o karaciğer senin bu pankreas benim şu pankreas senin bu bağırsak benim dolaşarak geçirmeyi tercih ederim. Her an herkes yanlış yapabilir.
Non, je préférerais passer mon temps à sauter du foie au pancréas, de l'estomac à l'intestin, qui peuvent mal tourner à tout moment.
Artık çalışan bir karaciğerin yeni sahibisiniz.
Votre nouveau foie fonctionne très bien.
O yüzden bir daha asla karaciğerim hakkında bir şey söylemeyeceksin.
- Si. Donc plus jamais tu ne parleras de mon foie.
Karaciğerim senin için öldü!
Mon foie n'existe plus pour toi!
Ah, Samar, benim kaz ciğerim mi?
Tu as trouvé mon foie gras?
Karaciğerin sağ lobunda uzun ve derin kesikler mevcut.
Il y a une longue et profonde lacération dans le lobe droit du foie.
Şimdilik dalağı dalağı alıp bekletelim ilk olarak karaciğere dikiş atacağız.
d'accord, laissons la rate de côté pour le moment, et nous suturerons le foie en premier
Karaciğer dikiş kitini hazırla sıra ona geliyor.
suture du foie et laissons-les entrer.
Gerçek şu ki ; ciğerim yanıyor.
La vérité est que mon foie est malade.
Patronun tümbelirtiler gösteriyor fulminan karaciğer yetmezliği için.
Votre patronne a tous les symptômes d'une foudroyante défaillance du foie.
Hepatoloğa Çağrı ve ona temasa almak karaciğer nakli ekibi.
Appelez l'hépatologue pour qu'il contacte l'équipe des greffes du foie.
Ne, y - var Bir karaciğer nakli yapmak için?
Quoi, vous devez lui transplanter un foie?
Bu ilaç karaciğerine hasar verip, kalbine hasar verebilir.
Ce truc peut causer des problème au foie et des maladies cardiaques.
Karaciğerinin yakınındaki bir metastazı alayım dedim çok büyük bir kanaması oldu.
Alors que j'approchais du foie, elle saigna.
Karaciğer sıcaklığına göre ölüm saati 22 : 00 gibi.
La température du foie place la mort aux environ de 10H00.
Olay yerinde ölçülen karaciğer sıcaklığına göre dün gece 9 : 00 - 10 : 00 arasında ölmüş diyebilirim.
Au vu de la température du foie prise sur la scène de crime, je dirais que l'on peut situer l'heure de la mort entre neuf et dix heures hier soir.
Doktorum karaciğer kanseri olduğumu söyleyeli iki ay kadar bile olmadı.
Il y a deux mois de ça, mon docteur m'a dit que j'avais un cancer du foie
Karaciğer kanseri olduğumu ve eğer böyle bitecekse birini yanımda götürmekten çekinmeyeceğimi söyledim.
Je leurs ai dis que j'avais un cancer du foie, et que je n'avais plus rien à perdre.
Şöyle bir bakıldığında bile bu adamın karaciğerinden ağır akşamcı olduğu anlaşılıyor.
Une rapide inspection de ce foie nous dit que c'était un gros buveur.
Troponin seviyelerin normal. Ama beeyaz hücre ve karaciğer testlerin normal değil.
- non votre taux de troponine est bon mais votre taux de globules blancs et l'analyse de votre foie sont anormaux.
Ah, burda.. Burada perşembeleri karaciğer yıpranma muayenesi oluyor.
Heu, jeudi on a eu un cas de défaillance du foie.
Karaciğer ve beyin için çok zararlı.
C'est épouvantable pour votre foie et ce n'est pas si bon pour votre cerveau non plus.
Karaciğeri zarar görmüştü.
Son foie était abîmé.
Karaciğerdeki hasar yüzünden kanserden bile hızlı şekilde ilerliyordu.
À cause de l'état de son foie, ça le tuait plus vite que le cancer.
Trevino'nun karaciğeri.
Le foie de Trevino.
Psikozun sebebi karaciğer yetmezliği olabilir.
La psychose pourrait être provoquée par la rupture du foie.
- Akciğerler ve karaciğer de senin.
Ce sont vos poumons et votre foie aussi.
Karaciğer bir bilgi hazinesidir.
Le foie est une mine d'informations.