Foot traduction Français
3,965 traduction parallèle
Bu beyaz kadınlar rahatsız olur diye korkuyorsun. Bu futbol oynayan adamlardan korkuyorsun, yoksul Hintli köyünden kaçacağınımı sanıyordun.
Tu as peur de déranger cette femme blanche, peur de ces types qui jouent au foot pensent que tu t'es enfuie de ton village en Inde.
Bu futbol. Çay değil.
Ici, c'est le foot, pas le salon de thé.
Çok geçmeden futbola tekrar başlarsın.
Tu pourras bientôt rejouer au foot.
- Top oynamak isteyen var mı?
- Personne pour du foot?
O 9 yaşındayken suçiçeği, ve onun omuz çıkığı Üniversitede futbol oynarken.
Il a eu la varicelle à 9 ans, et il s'est démis l'épaule quand il jouait au foot à l'université.
Bu da Kevin'ın futbol takımı.
C'est l'équipe de foot de Kevin.
Kız demin kafana futbol topu attı ve sen de piyango vurmuş gibi gülüyor musun?
Cette fille vient de te lancer un ballon de foot dans la figure. et tu souris comme si tu venais de gagner à la loterie?
Langırt oynuyoruz. Ne yapsan röveşata...
C'est du baby-foot, ils font tous ça.
Ve beraber futbol maçı izlediğimiz ve annenin bize tepsiyle atıştıracak şeyler getirdiği zaman da cennettir.
Quand on regarde le foot et que ta mère apporte à grignoter.
Ve o şelalede... balık tutuyor... oğluyla futbol maçı seyrediyor, çılgınlar gibi bağırıyor.
Il pêche... près d'une cascade. Et il regarde le foot avec son fils. En hurlant comme un fou.
Mahalledeki çocuklar futbol maçına çağırıyor.
Des enfants du voisinage l'ont invité à jouer au foot.
Bu çocuğun futbol oynamasının ne kadar gerekli olduğunu anlatamam.
Je ne peux pas vous dire à quel point il a besoin de jouer au foot.
Tek öğrendikleri beyin sarsıntısıyken futbol oynamasına izin mi vereceksin?
Tu vas le laisser jouer au foot... après tout ce qu'on sait sur les traumas crâniens?
Bu çocuklar bizim takımdaki herkesten 10 kat daha iyi top oynuyor.
Ce type joue dix fois mieux au foot que n'importe qui dans mon équipe.
Ya koroyu ya futbolu seçmem gerekiyordu. İkisine birden vaktim yoktu.
J'étais entre le chant et le foot et je n'avais pas de temps pour les deux.
En büyük kızı Shanna benim futbol takımımda.
Son aînée, Shanna, elle est dans mon équipe de foot.
Futbol antrenmanı için portakal doğradıktan sonra Santiago'nun hizmeti gibisi yok.
Après avoir coupé des oranges pour le foot, il n'y a rien de mieux que se faire coiffer par Santiago.
Ben de salı günleri 1.00 de çocukları futbol antrenmanından almadan önce.
Moi, le jeudi à 13 h, avant de récupérer les enfants au foot.
Umarım gerçek futbolu unutmamıştır.
J'espère qu'il n'appelle pas le foot football.
Ben futbolda Bax'den çok daha iyiyim.
Je joue bien mieux au foot que Bax.
Ben inanmıyorum. Sadece ayakla topa vurulan oyunu izlerken susuyor.
Le seul moment où il se tait, c'est quand il y a du foot!
Kütüphaneyi kapalı bir mekana taşıdı striptiz kulübüne perde taktırdı ve az daha salon futbolunda ikinci lige yükselmemizi sağlıyordu.
La biblio couverte, c'était elle. Les rideaux au club de strip-tease aussi. Elle a failli nous avoir une équipe de foot.
Muhtemelen bir futbol takımında falansınızdır, değil mi?
Je suppose que vous étiez sûrement dans une équipe de foot ou quelque chose comme ça, non?
Ağabeyimin fantezi futbol liginde boş bir sandalyesi var.
Mon frère a une place dispo dans sa ligue de foot virtuelle.
Bahçede futbol oynarken topu falan mı tuttun?
Y avait il un match de foot dans le jardin?
- Futbol maçı nasıldı?
Comment etais le match de foot?
O zamanlar futbol takımındaydım. Yani kendimi çok havalı hissediyordum.
Je venais d'entrer dans l'équipe de foot, donc j'étais assez fier de moi.
Oğlunun Alexandria'da futbol maçı yok muydu?
Son fils n'avait pas un match de foot à Alexandria?
Ben "Pacman Jones" * um!
J'suis Pacman Jones! ( joueur de foot US lançant des billets dans une vidéo )
Ama Foot Locker'e yapılacak büyük bir soyguna engel olduğu için hakem kıyafeti vermişler.
Mais il a cet uniforme depuis qu'il a cambriolé Foot Locker.
Ayrıca bir dolu Foot Locker anahtarlığı ve bir tane de, ayaklarınızı ölçmek için bu metal zımbırtılardan.
Et des porte clés Foot Locker. Et un truc en métal pour mesurer les pieds.
Futbol için bir fan kulübünde var mı?
Tu as créé un fan-club de foot?
- Çin bizim ülkemizde yaptığımız renklerde yapabilir mi?
Ils en font aux couleurs des équipes de foot? Comme ça? Wadjda!
Futbol kampında tanışmışlar.
Ils se sont rencontrés à un camp de foot.
Eşya listesi kutunun sandık, karton kutu, veya ne olduğuyla ilgili bilgi veriyor mu?
Est ce que la note dit si c'est une caisse, un vestiaire de foot, un carton?
Futboldan başka bir şey yok mu?
Il y autre chose que du foot?
Mitolojiyle futbolu da karıştırdın, güzel.
Tu mélanges ta mythologie et les joueurs de foot. Ok.
Ya da Koca Ayak da olabilir.
Ou Big Foot.
Eskiden profesyonel futbol oynardı.
Il était joueur de foot professionnel.
Ben fantezi futbol ligi için başka bir ortak bulurum.
Je me trouverai un autre partenaire pour la ligue de foot virtuelle.
Steven, Yaprak Ryan futbolcuydu.
Steven, Ryan Leaf était un joueur de foot.
Şunun için Redskins'in Süper Bowl'u kazandığını sunar gibi haber yapmak istemiyorum.
Je ne veux pas l'annoncer comme un résultat de foot.
İdmandan eve dönüyordum.
Elle me ramenait du foot.
Avrupa futbolu.
Le foot européen.
Tamam futbol kupalarını anladım ama burada bir sürü şey var.
Les coupes de foot, je comprends.
Tamam, Brick Holmes futbolcu.
Brick Holmes était joueur de foot.
Herhangi bir tekne değil. A 38-foot yat.
Pas juste n'importe quel bateau.
Futbol ortak noktamız, beraber takılıyoruz spordan konuşuyoruz.
On a le foot, on traîne ensemble, on parle de sport.
Ya da o resimleri Vickie'nin annesinin Youface sayfasında paylaşmayabilirdin Bayan Hooper...
Et je serais allé au match de foot avec mes amis, et rien de cela ne se serais produit. Ou alors il suffisait de ne pas poster ces photos sur le page Facebook de Vickie, Miss Hooper.
Selam. Selam, antrenman nasıldı?
Alors, le foot?
- Futbol hayranı mısın?
- Tu es un fan de foot?