English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ F ] / Frankıe

Frankıe traduction Français

466 traduction parallèle
Frank'e mi asıldın?
Tu lui chipes son flirt?
Frank, seninle Belle Watling'e mi gitti?
Vous a-t-il suivi chez Belle?
Frank'e, oradan yazacakmış, deyin.
Désolé. Dites à Frank que je lui écrirai de Californie.
- Frank'e ne diyeceğiz?
- Que va-t-on dire à Frank?
- 12 frank 75'e.
- Pour 12,75 francs.
Gine de çıkacağım. Ama uyarıyorum, beni Paris'e çağırmanızın doyurucu bir sebebini alamazsam yarım milyon Frank olsa da olmasa da ilk trenle gidiyorum.
Je le ferai tout de même, mais je vous préviens, à moins d'avoir ce soir une explication satisfaisante quant à votre demande de venir à Paris, je prendrai, congé par le premier train disponible, demi-million de francs ou pas.
Frank bu gece Bay Sackett'e gitmeyecektim.
Je n'allais pas voir M. Sackett.
Frank, seni Sackett'e ihbar edemem.
On avait perdu la boule.
Haydi, Frank'e söyle.
Va, dis-le à Frank.
- Frank'e gereken bu kadar, çünkü...
C'est ce que Frank désire, je...
Beni buraya çağırdın çünkü Frank'e olan inancımı sarsmak istedin.
Vous vouliez ébranler ma confiance en Frank.
- Frank'e bir şeyler olmuş.
Quelque chose est arrivé à Frank.
Sana sormadım, Bay Frank'e sordum. - Anne, allahaşkına.
C'est à M. Frank que je parle!
Şimdi sen 1000 frank istiyorsun ya 500'e razısındır ama 300 lazımdır.
- Si tu me demandes 1 000 francs, c'est que tu en espères 500.
Gelecek kompozisyon sınavında... kağıdın ilk 5'e girerse, sana 1000 frank, evet 1000 frank veririm!
Si, à la prochaine composition française, tu es dans les... dans les cinq premiers, je te donne 1 000 francs.
Dün gece Bayan Lane'e neden Frank'in peşine düştüğünü anlattın, duydum.
Hier, je t'ai entendu dire à Mme Lane pourquoi tu pourchassais Frank.
Genç dostum, eğer 1,000 frankım olsaydı birkaç dakika içinde onu 16,000 yapardım. Çünkü gelecek koşuda Cumulus'e oynardım.
Dites-vous bien, mon jeune ami, si j'avais mille francs, j'en aurai seize mille dans quelques minutes, parce que je jouerai Cumulus dans la prochaine.
Aslında pezo da değildin geceleri halde çalışıyordun. Çünkü istediğinde para vermeden sevişebileceğin kız arkadaşınla..... sevişebilmek için 500 frank kazanmak zorundaydın. Ama kazandığın parayı sana vermesi için, lrma'ya vermek üzere Lort X'e vermekten çok yoruldun.
Mais tu n'étais pas mac, tu travaillais au marché pour gagner de quoi coucher avec ta propre poule, avec tu aurais pu coucher gratis, si tu ne t'étais pas tué à gagner l'argent de lord X, pour Irma, qui te le rendait.
Frank'e haber vereyim.
Faut que je le dise à Frank.
Frank'e ver.
- Que Frank se le farcisse!
Frank, Dean ve Sam'e söyle, biraz daha dişlerini sıksınlar.
Dis à Frank, Dean et Sam qu'ils vont devoir attendre.
Frank'e hazır olduğunu söyledim.
- J'ai raconté à Frank que tu en avais déja une.
Hiç kimse Frank Wayne'e hüküm veremez.
Personne ne jugera Frank Wayne.
Frank'e aşık mısınız?
Vous êtes amoureuse de Frank?
Bunu onlara nasıl yaparım? Bunu Frank'e nasıl yaparım?
Comment suis-je arrivée á faire ça aux enfants et á Frank?
Frank'e söyle onunla şahsen pazarlık yapmak istiyorum.
Dites à Frank que je veux négocier avec lui. Personnellement.
Yetkililer, Madam Guérin'e çocuğun bakımı için yılda 150 frank verecek.
Ma gouvernante recevra 150 francs par an pour ses soins et peines.
Frank'e bir daha görüşemeyeceğimizi söyledim.
J'ai dû lui dire que je ne le verrais plus.
Filmi Frank'e göstermeyecektin.
Fallait pas montrer le film à Frank.
Tıpkı kardeşime... Frank'e yaptığınız gibi.
Pareil qu'avec mon frère Frank...
Frank'e sadık kalmalıydım. Frank mi?
- J'aurais dû rester fidèle à Frank.
Frank'e hakaret edilmesine izin vermem.
Je tolère pas qu'on insulte Frank.
Frank, Müdür Delaney'e bana anlattığın her şeyi bildirdim.
J'ai raconté au commissaire Delaney tout ce que tu m'as dit.
Frank'e İngiliz usulü pişmiş yumurtalı ve Kanada usulü... domuz pastırmalı sandviç... ve büyük bir bardakta taze sıkılmış portakal suyu getir.
Deux œufs au plat, une tranche de bacon et un grand verre d'orange pressée.
Ben gidip Frank'e neler olduğunu anlatayım.
Je vais dire à Frank ce qui se passe.
Oraya dön ve Frank'e... aramızdaki meseleyi çözeceksek, fazla vaktimiz olmadığını söyle.
Retournez là-dedans dire à Frank que s'il veut qu'on règle ça entre nous, il ne reste pas beaucoup de temps.
- Peder Frank'e ne söyledin?
Tu as dit quoi au Père Franck?
Frank'e projeksiyon makinesini hemen çalıştırmasını söyle. - Salonun ışıklarını da kapat.
- Dites à Fred de démarrer le projecteur et d'éteindre les lumières!
Bay Frank'e bir mesaj iletebilir misiniz lütfen?
C'est un message pour M. Frank.
.. Los Angeles Koçları. Koçlar, Korsanları uzatmada 13'e 10 yendi. Frank Corell'in 45 metredeki...
... les Los Angeles Rams ont battu les Buccaneers aux prolongations 13 à 10 sur un 45 yards de Frank Corell...
Frank'e evet.
Oui, Frank.
... - Frank onu Bay Hewitt'e vermemi... Ben Alf Hewitt.
Parce que Frank m'a dit de la donner à M. Hewitt...
Hani beni Frank'e götürecektin.
Je croyais qu'on devait rejoindre Frank.
Frank'e söyle, bu adamı anlaşma için hazır bekletiyorum.
Dis à Frank que je garde ce type au frais.
Ya Frank'e ne olacak Tony?
Et Frank, t'en fais quoi?
Frank... Frank`e deki
Dites à...
Frank`e kardeşi için endişelenmesini söyle.
Qu'il s'inquiète plutôt pour son frère.
Sadece Frank`e bir mesaj getirmiştim.
J'ai un message à transmettre à Frank.
Frank Bennet`e bakmıştık.
On cherche Frank Bennet.
Git Frank'e söyle, Frank.
Va dire à Frank, Frank...
Karbüratör için de Frank'e borçlusun.
Et Frank, pour le carburateur

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]