Fredrik traduction Français
73 traduction parallèle
- Kaba olma, Fredrik.
- Bon, je n'ai rien dit.
Fredrik!
Fredrik!
Fredrik, bunun anlamı... Uykunda konuştuklarının ne anlama geldiğini sezdi bence.
Alors, c'est qu'elle a entendu... elle a entendu tes divagations.
Fredrik Egerman aşık, buna inanamıyorum!
Fredrik Egerman aime! Ce n'est pas possible!
Hayır, Fredrik Egerman!
Non, Fredrik Egerman!
Fredrik Egerman'la gideceğim.
Avec Fredrik Egerman.
Su birikintisine dikkat et, Fredrik!
Attention, ne marche pas dans l'eau!
Bence, Fredrik çok yakışıklı görünüyorsun!
Quel chic! Il ne te manque qu'un bonnet de nuit.
- Fredrik.
C'est Fredrik.
Fredrik Egerman'a bak şimdi.
Regardez-moi Fredrik Egerman.
- Adı da Fredrik!
Il s'appelle Fredrik!
Dikkat edin de, Bay Fredrik Egerman ailenizdeki daha genç birisi koca olarak yerinize geçmesin.
Et vous, Fredrik Egerman, essayez de défendre auprès de la jeunesse votre rôle de mari.
- Burası tiyatro değil, Fredrik hayatım.
Nous ne sommes plus au théâtre.
Fredrik, kıyafetlerinin kuruyup kurumadığına baksam iyi olacak.
Je vais dans la cuisine voir si tes habits sont secs.
- Fredrik tiyatroyu hep sevmiştir.
Il s'intéresse beaucoup au théâtre.
Büyük bir düşüş yaşadın, Fredrik Egerman.
Ta chute fut grande!
Şimdi söylesene, neden oğluna Fredrik ismini verdin?
- dis-moi une chose. Pourquoi le petit s'appelle-t-il Fredrik?
Birkaç yıl önce, Karin ve kocası Fredrik diplomatik kariyer peşinde koşuyorlardı. Memleketlerine döndüklerinde birkaç ay malikanede kaldılar.
Karin et son mari Fredrik... un diplomate... retournent, des années auparavant... au pays natal, et séjournent quelques mois au manoir.
Bu gerçek değilmiş gibi, Fredrik. Bak olay şu... Her an için gözyaşlarına boğulabilirim.
C'est si... je suis au bord des larmes.
Fredrik'e telefon edeceğim.
- J'ai une idée. - Dis toujours.
Fredrik? Ben, Johan.
Frederik?
- Baron Axel Fredrik Cronstedt, 1751.
- Le Baron Axel Frederik Cronstedt, - en 1751.
Fredrik, nasılsın?
Mon Dieu, tes lunettes...
Fredrik olmalı bunu...
Fredrik a dû les récupérer
Sen artık beni çekici bulmuyorsun. Ama senin Fredrik'i suçlamanı kabul etmiyorum...
Visiblement, je ne t'intéresse plus, mais... je ne supporte pas que tu accuses Fredrik.
Fredrik, burada oturabilirsin.
Mets-toi là, Fredrik.
Fredrik, annen burada.
Fredrik, ta maman...
Fredrik Allen, LIFE dergisinde şunları yazdı. " Morgan hisseleri kazanç sağladı...
Après avoir reconstitué les pièces du puzzle quelques années plus tard, Fredrik Allen de LIFE Magazine écrivit :
18. yy'dan beri ailesi New York'da bankacılık yapan ve amcası Fredrik'in, "Federal Rezerv" yönetim kurulunda bulunduğu başkan Roosevelt, uluslararası bankerlerin istediği şeye çok sıcak bakıyordu ve istedikleri bu şey savaştı.
Roosevelt, dont la famille était dans les banques new-yorkaises depuis le 18ème siècle, dont l'oncle Fredrik était dans le conseil d'administration originel de la Réserve Fédérale, se montrait très compatissant envers les intérêts des banquiers internationaux,
Lars'ın ağabeyi, Pernille'nin kocası ve Viola ile Fredrik'in de babası.
Marié avec Pernille. Père de Viola et Frederiks.
- Fredrik Clinton'u arıyorum.
- Je cherche Fredrik Clinton.
Fredrik, sana ihtiyacımız var.
Fredrik, nous avons besoin de toi.
Fredrik?
Bien... Fredrik?
Hans von Rotting, Fredrik Clinton.
Hans von Rotting, Frederick Clinton.
Fredrik Clinton.
Fredrick Clinton.
Çünkü Fredrik Oma geldi.
Parce que votre Fredrik Oma est arrivé.
Adı Fredrik Myhr'di.
Fredrik Myhr.
Fredrik Myhr'i arıyorum.
Je cherche Fredrik Myhr.
Polis hala müzisyen Fredrik Myhr'i arıyor.
La police n'a toujours pas de trace du musicien Fredrik Myhr.
Evet, tüm aile fertleri burada.
Toute la famille est là. Fredrik et...
Bu Fredrik ve Carl.
Et Carl...
- Fredrik 8'i hatırlıyor musun?
- Tu te rappelles Fredrik S?
Bu film, Pirate Bay kurucuları Gottfrid Svartholm Warg, Fredrik Niej ve Peter Sunde'yi anlatmaktadır.
Ce film suit les fondateurs de The Pirate Bay, Gottfrid Svartholm Warg, Fredrik Neij Peter Sunde
Fredrik nerede?
Où est Fredrik?
Where is Fredrik?
Où est Fredrik?
Ne güzel!
Fredrik!
- Fredrik... buraya gel.
Viens voir.
Fredrik?
Excuse-moi de vous réveiller.
Ne yapıyorsun?
Que fais-tu, Fredrik?
Ben Fredrik.
Je m'appelle Fredrik.
Fredrik Clinton diyaliz makinesine bağlanıyor.
En ce qui concerne Frédéric Clinton :