Fromage traduction Français
5,370 traduction parallèle
- Onların sütünden biraz peynir yaptım.
Je fais du fromage de leur lait.
Bu kaliteli bir peynir Bob.
Quel délicieux fromage.
Sana meşhur Mac'n Cheese'imi yaparım.
Je ferai mes célèbres pâtes au fromage.
Peynirli ve etli acı burrito.
Du boeuf et un burrito au fromage.
Dört çörek ve krem peynir lütfen.
Quatre bagels et du fromage à la crème, s'il vous plaît.
- İki. Ortada bir dilim peynirle.
Deux, avec une tranche de fromage au milieu.
İki dilim salam, bir dilim peynir, tereyağı ve sıfır mayonez.
Deux tranches de mortadelle, une tranche de fromage, beurre, pas de mayonnaise.
Sonra şöyle küçük bir delik açarsın, et ve peynir için hazırlarsın.
Tu fais un petit trou dedans, pour la viande et le fromage.
Böylece yağa attğın zaman, yağ içeriye girer
Une fois dans l'huile, l'huile entrera et fera fondre le fromage.
Peynirli cips?
Frites au fromage?
Şöyle söylenebilir, şarap-peynir partisinde kötü bir başlangıç yaptık.
Nous avons mal débuté à cette réception "vins + fromage" de la faculté.
Çok içki içip az peynir yedim.
Mais trop de vin, pas assez de fromage.
Peynir yiyip banka soyardım.
Um, manger du fromage et voler une banque.
Küflü peynir gibi bir tat veriyor.
Ca a le goût de fromage pourri.
Hatta küflü peynirden de kötü.
En fait, c'est pire que du fromage pourri.
- Hollanda peyniri ve domatesli.
Fromage de Hollande des tomates.
Lafı açılmışken, muhtemelen neden gelmiş burada Rik Smits formalı bir çocuğun yanında kötü peynirli bir sandviç yiyip portakal suyu içtiğini merak ediyorsundur.
En parlant de cela, tu dois te demander probablement, pourquoi tu est assis ici a manger un mauvais sandwich au fromage, et de boire du jus d'orange avec un gars qui porte un maillot de Rik Smits?
Yanında küflü peynir bulunan bir hayır.
C'est un non, avec du fromage bleu sur le côté.
- Krem peynirmiş.
Du fromage blanc, génial.
- Telli peynirin yarısına gelmiştim.
- J'étais à la moitié d'un bâtonnet de fromage.
Jalapeno popper?
Piments au fromage?
Jalapeno popper tamam oda servisini arayayım...
Piments au fromage? D'accord, je vais voir si je peux...
Tatlım, sana hamileyken bile kokain kullanıyordum şimdi peynir yememe mi takıldın?
Je prenais encore de la coke quand j'étais enceinte de toi, et maintenant tu t'inquiètes que je mange du fromage?
- Soya peynirli, evet.
- Ouais, du fromage de soja.
- Soya peynirli pizzada fındık yok fakat peynirli pizzaya aşçı kendi "fındıklarını" koydu mu, bilemem.
Aucune noix dans la pizza au fromage de soja, mais je ne peux pas promettre que le chef n'a pas mis les siennes dans la pizza au fromage.
Bana CIA'in North Face ceketleri ve birkaç Pirate krakeri olmadığını mı söylüyorsun?
Vous me dites que la CIA n'a pas de vestes "North Face" et un peu de fromage "Pirate Booty"?
Şimdi, iki dilim peynir koyuyoruz. Bir, iki...
Deux tranches de fromage.
Ekmek altın rengi olana, peynir eriyene kadar izlemeni istiyorum.
Je veux que tu t'assures que le pain soit bien doré et que le fromage commence à fondre.
Peynir eridiğinde ve ekmek yanmadan rengini aldığında bana seslen ve olduğunu söyle.
Quand le fromage sera fondu et que le pain sera doré, mais pas brûlé, appelle-moi et je viendrai jeter un coup d' il, OK?
Peynire baksana.
- Regardez le fromage.
Peynirli pizzadan kaldı mı hiç?
Est-ce qu'il reste de la pizza au fromage?
Son isteğin olarak ekstra peynirli.
Comme dernier repas.. Avec supplément fromage.
Ekstra peynirli pizzaya ne dersin? Ha?
Une pizza, supplément fromage, peut-être!
Bırak sorularıma devam edeyim.
Épargnez-moi "le fromage".
Sırf onu görmek için Patates salatası, börülce peynirli makarna falan sipariş ederdim.
Je prenais un salade / tomate, des haricots noirs et macaroni au fromage juste pour voir ce cul.
- Hiç peynir kaldı mı ya?
Il reste du fromage?
Evet, peynirli tarafı üstte kalmıştı tamam mı?
Il a posé le côté de fromage en haut, d'accord? Jeu gratuit.
- Kaju peyniri nedir ya?
C'est quoi le fromage de noix de cajou?
- Kajudan yapılan bir peynir.
C'est du fromage fait à base de noix de cajou.
O peynir olan peynir değil, kaju peyniri.
Ce n'est pas du fromage fromage. C'est du fromage de noix.
Herkese kaju peyniri!
Fromage aux noix de cajou pour tout le monde!
Patlıcanları yok, peynirleri yok...
Ils n'ont pas le parm... le fromage.
Tamam ama kaza olduğunun ortaya çıkması neden bir hastanın intihar etmesinden daha zarar verici olsun?
Comme du fromage. Asseyez-vous.
Bir tüy, biraz parşömen ördek sosisi, badem ve biraz da sert peynir var.
Une plume, quelques feuilles, saucisses de canard, amandes, et un peu de fromage.
Peynir de arkadaki tarladaki ineklerden.
Et le fromage vient des vaches du champ derrière.
Çok şahane.
- C'est incroyable. - Ce fromage...
Buzlu Margaritadan ucuz içkilere kadar...
d'un coktail Margaritas Frozen jusqu'au fromage McMansion...
Biraz ekmekle peynir sadece.
Juste du pain et du fromage.
Bir peynirdi sandviç yedim ve bir tane daha istiyorum.
J'ai mangé un sandwich au fromage et j'en voudrais un autre.
Peynir olmasın dedim, Gary.
J'ai dit sans fromage, Gary.
Peynir sütten yapılır.
Le fromage est fait à base de lait.