Fta traduction Français
3,407 traduction parallèle
Sınıfta çok tatlı bir kız var... - Anne...
Une de mes élèves est charmante.
Çarpma işleminde sınıfta en iyi benim.
Je suis le meilleur en multiplications.
Sınıfta size gösterdim. Çıplaktım.
Je me suis présenté à votre classe nue.
Amy Yamata sınıfta potansiyeli olan tek kişi.
Amy Yamata est la seule qui a du potentiel
Altıncı sınıfta yaptığımız kaçamak kadar sıcak değil tabii.
Pas autant que notre rencard quand on était en 6e.
Rita Stump. 3. sınıfta.
Rita Stump, CE2.
2. sınıfta pantolonuna işediğini hatırlıyor musun?
Tu t'es fait dessus en CE1.
Brad, sınıfta yaptığımız şeyi yapalım.
On devrait montrer ce qu'on a appris.
- Sınıfta görüşürüz.
- On se voit en classe.
Bir sınıfta müzik dersi vermeye başladım.
J'ai commencé des cours de musique.
Sadece--yemeğini sınıfta yemelisin.
Tu... Tu dois manger en classe.
bunun nedeni senin 5. sınıfta olman ve onun 2. sınıfta olması, ve senden daha büyük bir, çocuk olarak, iyi bir örnek olmanı istiyorlar.
Il est en CE1, et comme tu es plus âgé, tu dois montrer l'exemple.
Şimdiden sınıfta garip bişeyler yapmadın, değil mi?
T'as encore rien fait de bizarre en classe, non?
sınıfta top yakalama mı?
Vous jouez en classe?
Herkes gittiğinde, sınıfta oturup kitap okuyabilirim
À la place, je pourrai rester en classe et lire.
Ta altıncı sınıfta öğrendiğim hâlde, eyaletleri ve başkentlerini sayabiliyorum.
Je peux encore nommer les États et toutes les capitales... que j'ai appris en sixième.
Evet, beşinci sınıfta bundan daha kötüsüne maruz kalmıştın basket yapmaya çabalarken potanın altına vurmuştun.
- Il vivra. Ouais, il a eu pire que ça en cinquième, en heurtant le panier de Basket.
Ya birinci sınıfta seyahat ederim, Mike, ya da hiç etmem.
Je voyage en première classe, Mike, ou je ne voyage pas du tout.
Sınıfta benim arkamda oturuyor.
Elle est dans une classe en dessous de moi.
- Evet, yarın sınıfta sonbahar festivali yapıyoruz.
Oui, on va fêter l'automne en classe, demain.
Sınıfta kendini biraz daha göstermelisin.
Tu as juste besoin de montrer plus à ta classe.
Eğer neye atıfta bulunduğunuzu bilseydim, derdim ki, bu sözde savaşı korkak Elias başlattı, ben değil.
Si je savais de quoi vous faites allusion, Je dirais que cette soi-disant guerre a été commencé par ce lâche Elias, pas moi.
Lisede üç sene profesör Kim'le aynı sınıfta okuduk.
Lui et moi étions meilleurs amis au lycée.
Sınıfta nasıl öyle ağlama rolü yaptın?
Comment tu fais pour pleurer comme ça en cours?
Herkesin sınıfta olması gerekiyordu.
Ils auraient dû être en classe.
Cuma'yı, 4. sınıfta Suzy Misner'larda kaldığımda izlemiştim. Ödümü fena koparmıştı. Sonrasında kamplarda en fazla 2 gün kalabildim.
à la soirée pyjama de Suzy Misner en CM1, et ça m'a complètement fait flipper, donc je suis seulement restée 2 jours au camp.
Rica ederim, artık 4. sınıfta değilim, Bayan Allen.
S'il vous plait, je ne suis plus en CM1, Mme Allen.
- 4. sınıfta, Bay Bard'ın sınıfından.
273 ) } – En CM1 avec M. Bard?
ve bir keresinde ingilizce hocan, ödevinin arkasına "sınıfta olman bir memnuniyet verici" yazmıştı.
Ton prof d'anglais a même écrit "un élève charmant" au dos de ton bulletin.
Monica Lee, 17 yaşında, Riddington'da son sınıfta.
Monica Lee, 17 ans, lycéenne à Riddington Prep.
Ama bu bildiklerini sınıfta değil yatakta öğrendi.
Elle a tout appris au lit, pas en classe.
- Daha 3. sınıfta. - Dış dünya nasıl biliyor musunuz?
Est-ce que vous avez une idée du monde dans lequel on vit?
Bu benim 7.sınıfta Indiana Jones'u kazandığım zaman giydiğim t-shirt.
J'avais ce t-shirt quand on m'a élu Indiana Jones Junior.
Yani sınıfta kaldı.
Vraiment sales.
- Çünkü sizin sınıfta Cartman var ve o % 1!
Parce que vous avez Cartman qui est le 1 %!
Üçüncü sınıfta mısın?
- C'est la maternelle?
Uh, belki de bir üst sınıfta olmalısın? Evet, belki de.
Vous devriez peut-être aller dans le cours avancé?
Hâlâ 7. sınıfta giydiğim sütyenimi giyiyorum.
Je porte toujours le même soutien-gorge qu'en 5ème.
Beşinci sınıfta yetenek yarışmasında birinciliği hak etmiştin.
Tu méritais la première place au concours de talents en CM1.
Lisede de aynı sınıfta okuduk.
vous voulez bien faire l'interview?
Sınıfta bir tek siz yoksunuz!
Vous n'êtes pas toutes seules!
Karımla birinci sınıfta Yunanistan'a uçmuştuk.
Ma femme et moi allions en Grèce.
10. sınıfta bir kızla " Doğruluk mu, Cesaret mi?
C'était en secondaire IV. Vous aviez joué à action ou vérité.
Sınıfta herkes performansımdan çok memnundu.
En classe, tout le monde était très heureux de ma performance.
Sen Donny Berger'sın. 7. sınıfta öğretmenini düzmüştün.
Vous avez baisé votre prof en 5e.
Bir yıl sınıfta kaldığım yazıyor.
Ils m'ont fait redoubler.
Dokuzuncu sınıfta mankenlik yaparak başladım.
J'ai été mannequin en 3e.
Yedinci sınıfta en büyük göğüsler benimdi.
J'avais les plus gros seins en cinquième!
... ve bu şans aslında, seni bir sanatçı yapabilir. Üzerime gelme sebebin, bütün bu zorlamaların sınıfta bu potansiyeli bir tek bende gördüğün için miydi? Tanrım.
Oh.
Evet, son sınıfta.
A la fac.
Sınıfta mı kaldın?
T'as redoublé?