English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ F ] / Fırlayın

Fırlayın traduction Français

189 traduction parallèle
Haydi, sözümden caymadan fırlayın gidin.
Allez, avant que je ne change d'avis!
Birazdan gelir üzerlerinizi örterim, şimdi fırlayın.
- J'irai vous border. Allez, zou!
Görüşürüz, Dix. Şimdi fırlayın.
File, maintenant.
Biz fırlayınca siz de fırlayın.
Bien reçu!
Profesör, yataktan fırlayın.
Professeur, debout, au boulot!
Yataktan fırlayın. - "Yataktan fırlaymış"
Debout, au boulot.
Fırlayın, beyler!
Debout, là-dedans!
Fırlayın, gerzek piçler!
Allez, bande d'idiots!
Fırlayın hemen! Çabuk!
Tourne Bouboulia!
Hadi, fırlayın.
Allez, on y va.
Şimdi fırlayın hadi!
Maintenant sortez! Sortez.
Bir koşu aletleri getirin, fırlayın!
Allez chercher vos instruments!
Uzayaltı iletişimlerini sıfırlayın.
R éinitialisez les communications.
Fırlayın.
En avant.
Sıfırlayın Bay Data.
Réglez les chronomètres.
Haydi, fırlayın! Bu adam silah manyağı!
Viens, mon connot!
Teğmen, Dümen Kontrolünü, kendi istasyonunuza transfer edin, ve orijinal rotaya sıfırlayın.
Transfert des commandes à votre poste et changement de cap.
Fırlayın!
Allez.
- Artık, bağırsakların fırlayıncaya kadar osurursun.
Vas-y, explose-toi le cul!
Bay Paris, rotanızı 105 işaret 40 istikametine doğru sıfırlayın.
M. Paris, mettez le cap sur les coordonnées 105, marque 40.
- Hadi çocuklar fırlayın bakalım.
Allez voir votre mère.
Durmasını söyleyip arabadan fırlayıp çıktım ve onu da orada bıraktım.
Je lui ai fait arrêter l'auto et je suis partie.
Geri çekerken de lanetlik hançerini bakın nasıl gelmiş ardından Sezar'ın kanı. Kapılara fırlayıp anlamak ister gibi gerçekten Brutus mu, değil mi diye böyle hoyratça vuran çünkü biliyorsunuz, Brutus koruyucu meleğiydi Sezar'ın.
Quand il a retiré cet acier maudit, le sang de César l'a suivi, pour savoir si Brutus, se précipitant dehors, avait fait le coup!
"Sonra bu adam, o yepyeni desteden maça valesinin fırlayıp kulağına... "... elma şarabı fışkırtmasını sağlayabileceğine dair bahse girmek isteyecek.
Et ce gars va vouloir te parier... qu'il peut faire sortir le valet de pique du jeu... et que ce dernier te versera du cidre dans l'oreille.
Fırlayıp eve gir ve kahve soğumadan karnını güzelce bir doyur.
Alors va vite à la maison et remplis-toi la panse avant que le café refroidisse.
Roketi fırlatmaya hazırlayın.
Préparez au lancement.
Garsonlar, polis, halk binalardan fırlayıp oraya gittiler kuzen Sebastian'ın olduğu yere...
Les garçons de café, la police, les gens... jaillirent des maisons et se mirent à grimper... vers le lieu où cousin Sébastien...
Fırlayıp gitmeden, epey mesafe aldıklarını unutma.
Avant de t'emballer, écoute-moi.
Sıfıra hazırlayın.
Remontez des deux côtés.
Ağzınıza attığınız zaman paslanmaz çelik cıvatalar fırlayıp her iki yanağa saplanıyor.
Une fois dans la bouche, des boulons d'acier inoxydable vous attaquent les joues.
Mekiği fırlatmaya hazırlayın.
Prépare la navette pour le lancement!
Birden fırlayıp beni korkutmaya çalışacaksın.
Tu vas sauter sur moi pour me faire peur.
Usta, caddeye fırlayıp arabanın önüne atlanır mı hiç?
T " as pas trouvé mieux que de courir devant une voiture?
Mezarından fırlayıp, saçlarını mı yolar?
Il sauterait et lui arracherait les cheveux!
İki tane sınıf-1 sondası hazırlayın.
Préparez deux sondes de classe un.
Bir sınıf-1 sondası hazırlayın.
Préparez une sonde détectrice de classe un.
Sırf havaya fırlayışını seyretmek için vuruyorlar adamı.
Ils te trouent la peau juste pour rigoler un coup.
Bir cinayetin davasının ortasında ayağa fırlayıp... "İtiraz ediyorum," diye bağıran 14 yaşında bir kız görüyorum.
Je vois une petite fille, qui du haut de ces 14 ans, bondit au milieu d'un procès et crie : "Objection!"
Şef, Sınıf-4 bir sonda hazırlayın.
Préparez une sonde de classe quatre.
# Kendinizi çok özel bir fırsata hazırlayın
Soyez prêtes pour la chance de votre vie
Foton torpidolarını fırlatmak için hazırlayın.
Préparez-vous à lancer les torpilles à photons.
Çift numaralı foton fırlatıcıları hazırlayın. Emredersiniz efendim.
Armez les lanceurs de torpilles pairs.
Savunma açıkları ile ilgili her türlü bilgiyi istiyorum ve ön foton torpidolarını fırlatmak üzere hazırlayın.
Parez au lancement des torpilles à photons avant.
Bay Kim. sınıf-4 mikro sonda hazırlayın.
- Parez une microsonde de classe 4.
Bakışlarından belli aklını yitirdiğin. Kalk borusuyla uyanan askerler gibi saçların fırlayıp yerlerinden dimdik kalkıverdiler ayağa.
Je vois dans tes yeux ton esprit égaré, et tels des soldats en alarme, tes cheveux se lèvent et restent dressés.
Bir gün Klingon İmparatorluğu Jem'Hadar önünde dize gelecek ve o gün geldiğinde Klingon ölüleri ayaklarımın altında uzanırken burada aciz ve zayıf olarak dikildiğini hatırlayıp güleceğim.
Un jour, l'Empire klingon tombera aux mains des Jem'Hadar. Quand viendra ce jour, où je marcherai sur une litière de Klingons morts, je me souviendrai de votre impuissance et de votre faiblesse, et je rirai bien.
Silahı son güce sıfırlayın.
Réglez les armes sur puissance maximum.
Pilotun tedavisini durdurun ve fırlatma için hazırlayın! Kabine girer girmez, Birim 02 yi gölün dibine saklayın.
Une fois Asuka dans l'Eva, cachez-les au fond du lac.
Rodney'i gördüğünde fırlayışını hatırlarsanız, bence o da bizim kadar korktu.
En voyant Rodney, il était aussi paniqué que nous.
... koltuğun arkasından fırlayıp babasını öldürmüş bir çocuk var.
... qui saute de derrière le sofa et tue son père.
Bunu yerine getirmek üzere o odaya düşünmeye giderken hukuk sistemimizin her şeyden öte zayıfı korumak üzere tasarlandığını hatırlayın.
Et lorsque vous allez vous retirer pour délibérer, n'oubliez pas que notre système de jurisprudence est conçu, plus que tout, pour protéger les faibles.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]