Gains traduction Français
678 traduction parallèle
Anne McTeague, haftalık kazançtan hakkına düşeni istemişti.
LA MÈRE McTeague demande sa part des gains hebdomadaires.
"Sandow ve Küçük Mısır arasında sahte romantizme ne gerek var? Sandow'u Küçük Mısır'la evlendirelim çocuklarını seninle 50-50 kırışalım."
Marions-les et nous partagerons les gains de leur progéniture. "
- Kontratına karşı bütün kazancım.
Tous mes gains contre son contrat. Oh, non.
Gemideki balıktan alacağım payı hesaplıyorum.
Je calcule mes gains.
- Kazandıklarınız, efendim.
- Vos gains, monsieur.
Kazandıklarınla idare eder umudunu hiç kaybetmezsin, belki ufaktan ilerleme bile gösterebilirsin. - Sağ ol.
Tu pourrais équilibrer tes gains et regarder le monde en face... et même gagner un peu de terrain.
Kaptan Stuart, emrindeki gemileri iyi yönetmiş biridir.
Le capitaine Stuart a augmenté les gains de tous ses vaisseaux.
Gelir kaynağın da bürosunda.
La source de vos gains est dans son bureau.
Dilsiz olanın o sekretere kazancından pay verdiğini de gördünüz. - Evet.
Le muet a donné la moitié des gains à la secrétaire.
Kazandığım tüm parayı istedi, ben de bir bayanı asla reddetmem özellikle de silahlıysa.
Elle voulait tous mes gains, et je ne refuse rien à une dame, surtout quand elle est armée.
Hesabına bu yılın mahsül gelirlerini de ekledim.
J'y ai ajouté les gains de l'année.
Piyasaları çöktü.
[.. Les gains ont chu de moitié. ]
Gelir iki kişilik olmaz.
Vous mangerez quoi? Vos gains à la loterie?
Öyleyse 8 ve 16 olacak.
On m'a doublé les gains.
Puan başına 20 sentine. Kazandıklarının yarısını ben alırdım.
Les enjeux étaient infimes, elle me donnait la moitié de ses gains.
İlk kârım senin olacak, sadece senin çünkü kumpanyamın bir parçası olacaksın, değil mi Melina?
Mes preliers gains seront à toi, parce que tu ferais partie de ma troupe, hein, Melina?
Mutluluk üzerine devam et ama yarışlara gitmeden önceki tahmin hissinden başka birşey değil, hangi ata oynayacağına karar vermek ve kazandıklarını nasıl harcayacağına.
Vous nagez dans le bonheur, mais ce n'est rien d'autre que l'anticipation de ce que vous ressentez avant d'aller aux courses, planifiant sur quel cheval vous allez parier et comment vous allez dépenser vos gains.
Gömleğini yatır. Kaybederse daha çok kazandırır.
- Les gains seraient meilleurs s'il perdait.
Çabuk, çabuk, kazandıklarınızı toplayın.
Vite! Vite, récupérez vos gains.
Elissa'ya karşı bu akşam kazandıklarım!
Mes gains de ce soir contre Elissa!
Onun kazanacına onlarca köle yeterli!
Il pourrait s'acheter des douzaines d'esclaves avec ses gains.
Parasını boksörler mi ödemeli, yoksa komisyon mu?
Par une retenue sur vos gains ou payée par la fédération?
Sen bana 1000 dolar ver, ben de kazancımı paylaşayım.
Vous m'avancez un millier de dollars et je partagerai mes gains.
Önce ne kadar kazanabileceğinizden emin olmalıyım.
Pas avant d'être suer de vos gains potentiels.
Plak şirketinin % 10'u, kazancınızın % 5'i.
Pour 10 % des parts et 5 % de vos gains.
- Kişisel kazancımın da % 4'ü.
- Et 4 % de mes gains.
Kazandığın parayı da bana ver, doğru insanlara ulaşmasını sağlayacağım.
Donnez-moi vos gains. Je les restituerai...
Herhangi bir kişisel kazanç ikincil derecede önemliydi.
Les gains personnels passaient au second plan.
Şimdi ise konu, kazancımızı korumak.
Aujourd'hui, il s'agit de préserver nos gains!
Tüm kızlar haftada bir gün, o günkü..... kazançlarını emekli fonumuz için bağışlayacak.
les filles donnent une fois par semaine leur gains à notre caisse de retraite. Qui est pour?
Çiftçileri iki kez vergilendirmeye çalıştığın için borçlarını ödediklerine dair makbuz vereceksin bana.
Vous vouliez doubler vos gains. Je veux un reçu signé de votre main.
190 pound kazandınız, lordum.
Vos gains, milord. 190 livres
Bay Tuttle benim için bunları topla.
M. Tuttle rassemblera mes gains.
San Remo kumarhanelerinde iflas etti.
Il a perdu tous ses gains au casino.
Bizim kazandığımız paralarla yaşıyor.
Il vit de nos gains.
Eğer sen içine s.çarsan..... benim kazandıklarımda b.k olup gidecek.
Si vous ratez... mes gains seront perdus.
O zaman öyle görünüyorki kazancını yarı yarıya pay etmeliyiz.
Donc on devrait partager les gains en deux parts égales.
Bu yolculuğa birlikte çıktığımıza göre..... kârımızı yarı yarıya paylaşacığımız konusunda hemfikir olmalıyız.
Puisque nous avons été réunis pour voyager ensemble, nous devons nous mettre d'accord sur l'égalité du partage des gains.
Ödülü hesabıma yatırın.
Mettez mes gains à la banque.
Altıncı avımın ödülünü almaya geldim.
Retrait des gains de ma 6ème chasse.
Ödül Bayan S. Li Dia Poletti tarafından teslim alınmıştır.
GAINS ENCAISSÉS PAR LIDIA POLETTI
- Ödül parasını.
- L'argent de mes gains.
Paranın yarısını pedere veririz.
On donnerait la moitié des gains au pasteur.
Bu Haru'nun koruma için bir gecede kazandığı.
Cela devrait couvrir les gains de Haru pour cette nuit.
Kazandıklarımı şuradaki bakara masasına götürün.
Amenez mes gains à la table de baccarat.
Aldığı parayı çerçeveletip şöminenin üstüne asmalı. - Böylece kocası bunu asla unutamaz.
Faudrait qu'elle fasse encadrer ses gains pour que son mari n'oublie jamais.
Paranı ayakkabında saklarsın.
Place tes gains alors.
Kazandıklarımı alırken beni bağışlayın.
Je vais chercher mes gains.
- Ben de bu bahse girmek isterim.
- On partage les gains?
İçkiler benden!
Tu gaspilles encore tes gains.
- Bilmiyorum hanımefendi.
Un mois de gains en 3 jours.