Gecikme traduction Français
1,047 traduction parallèle
Bu zorunlu gecikme onları çoşturdu. Birbirlerinden ayrılmıyor, hile yapmıyorlardı.
Cette retenue forcée les exalta, ils ne se quittaient pas, ils ne trichaient pas, la Terre promise était en vue.
Evini bulmam bir kaç günümü aldı. Gecikme için kusuruma bakma.
J'ai eu du mal à trouver votre demeure.
Yani eğer gecikme sürecekse indirme bölgelerimizi değiştirmek için izin istiyorum.
Eh bien... s'il y a encore un délai... je demanderai une modification de nos objectifs.
Ne yazık ki, deniz kuvvetleri bu gecikme için her halükarda sizi suçlayacak.
Il est bien regrettable que l'Amirauté vous rende coupable du retard.
Hepinize iyi akşamlar... ve gecikme için özür dilerim...
Bonsoir à tous, désolé pour le retard!
Gecikme olmayacak Bir Numara.
Il n'y en aura pas.
28000 ceza, dava masrafları, gecikme faizi ve diğer masraflar da eklenince toplam 50,780 liret borcunuz gözüküyor!
28 000 lires d'amende, plus les frais de majoration de retard, plus les intérêts, recouvrement... La somme se monte à 50 780.
Evet. Gecikme için özür dilerim.
Oui, c'est un malin.
Bu gecikme beni çok sinirlendiriyor. Sanırım gidip...
Je vais voir ce qu'il en est du bateau.
Gecikmesin. - Gecikme.
Sans faute.
Dinleyin, ısrar ediyorum... Maaşımdan tam olarak, 20 dk. gecikme kesintisi yapmanızda ısrar ediyorum.
Ecoutez, je vais insister... afin que vous ne me payiez pas mes 20 minutes de retard.
10 dakika gecikme işe yarar.
Il faudrait le retarder de 10 mn.
Gecikme yaşanmamalı.
Aucun retard ne sera toléré.
Gecikme size bir sürprize malolabilir.
Le retard vous prive de l'élément de surprise.
Biraz gecikme olacak, buradan lütfen.
Petite interruption, amiral. Par ici.
Evet, yaklaşık 25 yıllık bir gecikme, değil mi?
Oui. C'est environ 25 ans trop tard, n'est-ce pas?
Emrimi kısa bir gecikme ile yerine getirmem önemli değil.
Un léger retard dans mes consignes sera sans gravité.
Saat 8'de, gecikme.
Ne soyez pas en retard.
- Teknik bir gecikme olduğunu söylemiştin.
- Vous m'aviez parlé d'une panne.
Bir gecikme daha, yalnız 42 dakika kaldı.
Encore un retard et plus que 42 minutes...
"Gecikme hava ikmali için durmaktan kaynaklanıyor."
"Retard causé par plein d'air à faire."
Bize de gerekli olan şey buydu sanki. Bir gecikme daha.
On n'avait pas besoin d'un autre retard...
Bu gecikme neden? Sizi engelleyen ne?
Qu'est-ce qui vous retarde?
Kusura bakmayın, çok kısa bir gecikme olacak.
Il y aura un peu d'attente.
Gecikme ve arkadaşını da çağır.
Ne soyez pas en retard, et amenez votre ami pour ma copine.
Buluşmada gecikme, büyük ihtimal her şey yolunda.
Le docteur a juste un peu de retard. Kirk, terminé.
Bu gecikme yüzünden hergün itibar kaybediyorum.
Je perds la face chaque fois à cause du retard.
Hemen git, sakın gecikme.
Partez vite et dèpêchez-vous.
Ama çok gecikme.
Mais ne tardez pas trop.
Üç günlük gecikme, bir yıldan çok daha iyidir.
C'est mieux qu'un an.
Kaptan'ın seyir defteri, gecikme.
Journal de bord du capitaine, différé.
Makul gecikme izni verildi.
Tout retard raisonnable sera toléré.
Sesimizin bu dev uzay aracına ulaşma süresi 7 dakika ama kayıt sırasında bu gecikme kaldırıldı.
Nos paroles mettaient sept minutes pour atteindre le vaisseau, mais ce délai a été supprimé de l'enregistrement.
Kısa bir gecikme olacağını sanıyoruz.
Nous ne prévoyons qu'un petit retard.
Başka gecikme olmadan soruşturmaya devam etmek istiyorum.
Je voudrais commencer l'enquête sans plus attendre.
- Geri sayımda gecikme yok.
- Compte à rebours inchangé.
Tekrar ediyorum, gecikme yok.
Je répète, compte à rebours inchangé.
Gecikme için açıklama talep ediyorlar.
Ils exigent une explication pour le retard.
En ufak gecikme sorunu ağırlaştırıyor, belki de çözüm safhasını aştık.
Chaque seconde, le problème s'aggrave et devient peut-être même insoluble.
Geç kalırlarsa, Seyahati erteleriz 2 gün gecikme sorun olmaz
En attendant leur arrivée, le départ pourrait être retardé.
Bu gecikme bizim için büyük bir şanstır.
Ce retard est une chance inouïe.
En ufak bir gecikme daha ölümcül olacaktır.
Tout retard supplMentaire sera fatal.
Gecikmeden dolayı özür dileriz ama bu gecikme otoyol trafiğinin yoğun olmasından dolayı kaynaklanmaktadır.
Ceci est dû aux intempéries sur les autoroutes, occasionnant des retards dans les transports au sol.
- Gecikme için üzgünüm Bay Donovan.
- Désolé pour le retard, M. Donovan.
Gecikme için özür dileriz.
Nous nous excusons pour le retard.
Bir gecikme beklenmiyor.
Aucun retard n'est signalé.
Fazla gecikme!
Et ne tardez pas.
- Teksas telefonunuz... Beş altı saat gecikme olacakmış.
Vous l'avez tuée, et ça vous est égal!
Gecikme sicilinde kötü duruyordu.
Cela entachait ses états de service.
Hiç gecikme olmamalı.
Sans plus attendre.
Gecikme kasti olabilir.
Le retard est peut-être délibéré.
gecikmem 16
geciktim 283
geciktin 152
gecikti 37
geciktim mi 32
geciktik 55
geciktiniz 43
gecikiyoruz 26
geciktiğim için özür dilerim 58
geciktiğim için üzgünüm 64
geciktim 283
geciktin 152
gecikti 37
geciktim mi 32
geciktik 55
geciktiniz 43
gecikiyoruz 26
geciktiğim için özür dilerim 58
geciktiğim için üzgünüm 64