Gelecege traduction Français
1,677 traduction parallèle
Rod Taylor'u Viktorya dönemi İngiltere'sinden toplumun iki ayrı zıt kutba ayrıldığı, yer altında yaşayan murloc ismindeki, eloi ismindeki et yiyenlerden kurtulan garip yaratıkların bulunduğu kıyamet sonrası geleceğe götüren zaman makinesi bu.
La machine qui transporta Rod Taylor de l'Angleterre victorienne vers le futur post-apocalyptique, où la société était divisée en deux factions : Les Morlocks, vivant sous terre, et se nourrissant de la chair des Elois.
İlk önce, geleceğe gidip görünmezlik aletini ele geçir.
- ramènes-en un bouclier occulteur.
İşte geleceğe gidiyoruz.
En route vers le futur!
Geleceğe Dönüş filminde, Marty McFly son derece çekici ve genç annesiyle çıkmıştı.
Dans Retour vers le futur, Marty McFly séduit sa séduisante jeune mère.
Bir çocukluk anısı seni geçmişe götürebilir bir dilekse geleceğe.
Un souvenir d'enfance peut vous replonger dans le passé. Un vœu peut vous faire rêver du futur.
Geleceğe ihtiyacım yok.
Je n'ai pas besoin d'avenir.
Kimsenin geleceğe ihtiyacı yoktur.
Personne n'a besoin d'un avenir.
Onları geleceğe hazırlıyorlar.
Je veux dire, c'est comme si ils les préparaient pour le futur.
Hayır, aslına bakarsan, sen geleceğe gittin.
Non, en fait tu as été envoyé dans le futur.
Ne kadar geleceğe?
Combien dans le futur?
Geleceğe gülümsüyor. "
Elle se moque du futur.
Geleceğe hoş geldin.
Bienvenue dans le futur.
Birebir Geleceğe Dönüş filmindeki araba.
C'est la voiture de Retour vers le futur.
Geleceğe gideceğim.
- Je vais aller dans le futur...
Geleceğe mi?
- Dans le futur?
Geleceğe gittiğimde, seni gördüm.
Quand je suis allé dans le futur, je t'ai vu.
Geleceğe gittiğim sırada şuradaki adamla tanışmıştım.
Cet homme. Je l'ai déjà rencontré dans le futur.
Geleceğe gittim.
Je suis allé dans le futur.
Geleceğe gitmiştim.
J'étais dans le futur.
Geleceğe dair bir rüya gördüm.
J'ai fait un rêve sur l'avenir.
Geleceğe gittin.
Tu as voyagé dans le futur!
Sen doğduğunda, geleceğe dair bir rüya görmüştü.
À ta naissance, elle a eu un de ses rêves, une divination.
Şimdiyse geleceğe doğru yola çıkıyoruz.
Nous avançons vers l'avenir.
Şu an düşünüyorum da, işimle ilgili başıma gelen herşeyin, olması gerekiyordu ki şu an burada olup bu fikre ve yeni bir geleceğe sahip olayım. Anlamıyorum.
Je pense que tout ce qui est arrivé, avec mon travail, était censé arriver pour que j'en arrive à avoir cette idée, ce nouveau futur.
Emma, parlak bir geleceğe sahip.
Bon Dieu oui.
20? Geleceğe hoş geldin.
- Bienvenue dans le futur.
Geleceğe.
le futur.
Geleceğe ait bilgiler veriyorsun.
- Spoilers!
Geleceğe ait bilgi.
Spoilers!
- Geleceğe ait konuşma.
Spoilers!
Geleceğe ait bilgiler, değil mi?
Des spoilers, hein?
Barney'in ilişkilerdeki geleceğe dair planlar yapma prensibini hiçbiriniz hatırlamıyor mu?
Vous vous rappelez du truc de Barney sur faire des projets dans un couple?
Geleceğe ait bilgiler! - Ne?
- Attention aux spoilers!
Asıl seninle yolculuk yapmak geleceğe ait bilgi değil mi?
Mais voyager avec vous est un énorme spoiler, non?
- Geleceğe ait bilgiler.
- Des spoilers.
- Tekrar ediyorum. Geleceğe ait bilgi bu.
- Encore... des spoilers.
- Geleceğe ait bilgi.
- Des spoilers.
... geleceğe baktı ve senin bu kampanya için büyük bir çek yazacağını söyledi.
Elle a vu l'avenir et elle a dit que tu allais donner un gros chèque pour cette campagne.
Olabilecek bir geleceğe ufak bir bakıştı.
Un bref aperçu d'un avenir possible.
Geleceğe gittiğinde, güneşimizin kızıl bir deve dönüştüğünü gördüğünü söylemiştin, hatırladın mı?
En revenant du futur, tu as dit que notre soleil devenait une géante rouge, c'est ça?
- Hayır, aslında geleceğe gittin.
- Non, dans le futur.
Ama yazın sonu yeni bir mevsimin başlangıcıdır. O yüzden geleceğe bakmalıyız.
Mais la fin de l'été est le début d'une nouvelle saison, alors on se retrouve à regarder vers l'avenir.
Sesim kesilene kadar geleceğe haykıracağım
- Tiens bon! Je vais essayer...
Geleceğe yönelik planlara başla.
Nous agissons sur ordre de Sa Majesté l'empereur.
Sesim kesilene kadar geleceğe haykıracağım
Générique de début : "O2" Interprété par Orange Range
Yapman gereken şeyi yapmaktan kaçarsan geleceğe hiçbir zaman ulaşamazsın.
Il n'y a pas d'avenir dans la fuite.
Baban ve ben geleceğe yönelik planların nedeniyle çok heyecanlandık.
Ton père et moi sommes excités à propos de ton avenir.
- Geleceğe hoş geldiniz.
- Bienvenue dans le futur. - Sarah Jane...
"Geleceğe Dönüş" ü oynayabiliriz.
On peut jouer à Retour vers le futur.
Geleceğe bakmıyorsun! Gelecek Ragnarok Bağlantısı'nda yatıyor.
Ce que voulait Nunnally, c'est un monde qui le serait pour tous!
"Geleceğe Dönüş"
"RETOUR VERS LE FUTUR"
geleceğe 29
geleceğim 238
gelecek misin 89
gelecek 246
geleceksin 36
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
geleceğiz 22
gelecekte 47
gelecek mi 35
geleceğim 238
gelecek misin 89
gelecek 246
geleceksin 36
gelecek hafta 86
gelecek misiniz 18
geleceğiz 22
gelecekte 47
gelecek mi 35