English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ G ] / Gemide

Gemide traduction Français

3,691 traduction parallèle
Gemide görüşürüz.
On se voit sur le bateau.
O gemide olmam lazım.
Il faut juste que je monte sur ce bateau.
Ama gemide görüşürüz.
Mais on se verra à la Rafiot Party.
- Gemide görüşürüz.
- On se verra à la Rafiot Party.
Gemide bir şey gördüm.
J'ai vu quelque chose sur le vaisseau.
Anna, "Gemide Yaşam" programındakilere bir çeşit iğneli makineyle işkence ediyordu.
Anna torture les vivants à bord avec une machine ayant des aiguilles.
"Gemide Yaşam" programının reklamını ben yaptım.
J'ai soutenu le programme "Vivons à bord".
"Gemide Yaşam" programına mı?
Sur... Sur "Vivons à bord"?
Hepsi de "Gemide Yaşam" sırasında.
Tous sur "Vivons à bord".
"Gemide yaşam" sırasında masum insanlara, bizim insanlarımıza Z'lerin yaptığı şey bu.
C'est ce que les visiteurs font aux vivants à bord, à des innocents, votre congrégation.
Chad Decker gemide yaşayan yaklaşık 20 kişiyle görüşmüş.
Chad Decker a interrogé près de 20 personnes vivant à bord.
Tanrım, "Gemide Yaşam"...
Mon Dieu, les personnes vivant à bord...
Gemide eve gitmek için taşları hiç kullanmamış tek kişi.
C'est le seul à bord qui n'a pas encore utilisé les pierres.
Bak bu gemide Wallace dışında herkes Yıldız Geçidi Komutanlığı'nın mensubu.
Écoute... Tout le monde à bord du vaisseau sauf M. Wallace est membre du Poste de commandement Stargate.
Demek istediğiniz gemide gerçek bir doktor olmasıysa bunda haklısınız.
Si vous voulez dire qu'on serait mieux avec un vrai médecin à bord, vous avez raison.
Gemide bu kadar insan varken bunlara ihtiyacımız olacak.
On en aura bien besoin avec tous ces gens à bord.
Gemide birileri kalmak zorunda.
Quelqu'un doit rester à bord.
En donanımlı elemanlar zaten gemide.
Les plus qualifiés sont déjà à bord.
Onu gemide daha fazla tutamayız.
On ne peut plus se permettre de la garder à bord.
Sen hiç o gemide bulunmadın.
Tu n'es jamais montée sur un de ces vaisseaux.
Gemide geçirdiğim süre yalan yok, benim için zordu.
J'avoue que le temps passé sur ce vaisseau a été difficile.
Bu gemide herkes yararlıdır. Sadece FTL hesaplarını yapabilenler değil herkes.
Tout l'équipage est utile, pas juste les gens doués pour la P.V.Q.L. ou les équations.
Gemide gerekli malzemelerimiz yok.
Pas avec les matériaux qu'on a à bord.
Bu gemide o kadar insan yok.
Il n'y a pas tant de gens que ça à bord.
Bu gemide kanı Dr. Volker'la uyan 18 kişi var.
Dix-huit personnes à bord sont compatibles avec le docteur Volker.
Gemide onunla akrabalığı olan kimse yok. Bu durumda en mükemmel uyumu bulamayız ama ameliyatı yapmamıza yetecek kadar yakın birini belki buluruz.
Il n'a aucun parent à bord, ce qui élimine une compatibilité parfaite, mais j'espère quand même trouver un bon donneur.
Bakın, ben de bu gemide.. ... kimseyi kaybetmek istemem ama organ nakli sadece bir değil iki kişinin yaşamını riske sokar.
Je ne souhaite la mort de personne, colonel, mais avec une greffe, on risque deux vies, pas juste une.
Bu gemide bulabileceğimiz arka bahçeye en yakın şey.
C'est ce qui ressemble le plus à une cour sur ce vaisseau.
Sadece bunu burada gemide nasıl yapacağımızın bir yolunu bulmamız gerek.
Il faut juste trouver le moyen de le faire ici, sur le vaisseau.
Gemide bu kadar insan varken bunlara ihtiyacımız olacak.
On en aura besoin, vu tous ces passagers de plus.
Demek istediğim, gemide başkalarının da olduğundan habersiz uzun saatler geçirdim.
Je veux dire, ça fait des heures quand je suis inconsciente du fait qu'il y a d'autres personnes à bord.
Kalkan gücünü tüm gemide azaltıyorsun.
Tu retires le champ de force du bouclier dans tout le vaisseau.
Bu gemide herkes yararlıdır.
Tout le monde l'est, sur ce vaisseau.
Ondan sonra gemide olmayacaksak kimin umurunda?
Ça change quoi, si on n'est même plus là? Ça m'importe, lieutenant.
Benim umurumda, Teğmen. Gemide kalmayı tercih edecek diğerleriyle birlikte.
Comme à tous ceux qui tiennent à rester à bord.
En azından bazıları bu gemide kalmanın ne kadar önemli olduğunu anlayacaktır.
Au moins, certains comprennent l'importance de demeurer à bord de ce vaisseau.
Gemide birbirinin ardına patlamalar oldu.
Il y a eu une suite d'explosions à l'échelle du vaisseau.
O kadar adam gemide kaldıysa neden tek kurtulan sensin?
Si tous sont restés, pourquoi êtes-vous le seul survivant?
- Eğer gemide kalırsak hepimiz lanetleneceğiz.
Nous serons tous maudit si nous restons a bord!
Ve Siren de gemide.
Et la sirène est à bord.
Buralar çok tehlikeli, gemide bir canavar var.
Un vaisseau en détresse. C'est dangereux ici. Il y a un monstre à bord.
Kardeşim Ajay o gemide çalışıyor.
Mon frère Ajay travaille sur ce bateau.
Gemide.
A bord.
- Görevlerini yapamayacaksan sabaha kendini Tierra del Fuego'ya kalkacak bir gemide yüklerin arasında bulursun.
Si vous n'obéissez pas, vous vous retrouverez au fond de la cale d'un bateau pour la Terre de Feu.
Bölmeye girmeden iki saat önce sizi gemide görmek istiyorum.
Bien. Rendez-vous ici deux heures avant le départ.
senin için gemide bir bilet ayırdım.
Vous devriez retourner en Chine.
Birkaç dakika içinde, devletin kardinal sekreteri, Janusz Wolichek ile, ana gemide Ziyaretçilere insanlığın seçkin dini kurumları hakkında öğretim vermek üzere misyonerlerin davet edilme olasılığını tartışacak olan Anna'ya katılacağım.
Janusz Wolichek, pour discuter de la possibilité d'inviter des missionnaires à bord des navires mère pour instruire les visiteurs sur les principales institutions religieuses de l'humanité.
gemide hiç birşeye dokunma? yemeğimi çalma
Ne touche à rien sur ce navire, et toi, ne vole pas mon repas.
Irina. Onunla aynı gemide geldik.
On est venues sur le même bateau.
Bu fünyeler gemide ihlal durumlarına karşı tuzlu suda otomatikman pasif hale geçer.
Ces détonateurs se désactivent automatiquement dans l'eau salée - en cas de coque qui se romprait.
Bebeklerini gemide doğuracaklarıyla ilgili birkaç anne adayıyla röportaj yapmıştım ve teknoloji ne kadar iyi olursa olsun buna, yani, doğum için hala çok acemiler. Elbette.
Oui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]