Geçerli traduction Français
5,528 traduction parallèle
Yarın buradan gidersek, bu teklifin hâlâ geçerli olacak mı?
Si on sortait d'ici demain, tu voudrais toujours partir?
Bazı insanlar için geçerli sebep olabilir.
C'est amplement suffisant pour certaines personnes.
Aynısı gördüğümüz atlar için de geçerli.
Comme les chevaux qu'on croise.
Aynısı bizim için de geçerli.
C'est la même chose pour nous.
Anlaşma hâlâ geçerli.
Notre entente tient toujours.
Üzgünüm. Herkesin fikrinin geçerli olduğu bir eylem sanmıştım bunu.
Pardon, mais je croyais que toutes les idées étaient valides dans ce mouvement.
Bay Mendieta, sahip olduğunuz herni için tek geçerli tedavi yöntemi cerrahidir.
M. Mendieta, le seul traitement pour ce type d'hernie c'est la chirurgie.
Bu benim için de geçerli mi?
Pour moi aussi?
Bu benim durumum için geçerli değil.
Ça, ça ne me concerne pas.
Acaba bu geceki sanat sergisi için olan davetin hâlâ geçerli mi diye sormak için aradım.
J'appelais juste pour savoir si... l'invitation tient toujours pour l'exposition de ce soir.
En fakir olanın fikri en az mı geçerli oluyor?
Oh, alors être la personne la moins riche rend mes arguments moins valides? eh bien, c'est plus pratique.
Ve bu hepiniz için geçerli.
Et ça c'est vous tous.
Hani şu uçak vardı ya benim için ayarladığın uçak ve yeni bir hayat teklifin hala geçerli mi?
Cet avion que tu as pour moi, l'avion et la nouvelle vie... cette offre tient toujours?
İkimiz için de geçerli.
Pareil pour moi.
Aynısı senin için de geçerli tabii.
Et vice versa.
Bakıcı, mesela Monroe'nun evini şahsi işlerin için kullandığını düşünürsem geçerli olur ama tabii ki çok gülünç olur, çünkü eğer el koyduğumuz bir mülkte bir sivil yaralanırsa demin bahsettiğim bok fırtınasının solda sıfır kalacağını senin de anladığını biliyorum.
Un chaperon est ce que tu aurais si, disons, je pensais que tu utilisais la maison de Monroe pour tes affaires personnelles, mais bien sûr, c'est ridicule, car évidemment, je sais que tu comprends que l'orage de merde dont je parlais avant ne serait rien comparé à ce qui arriverait si, disons, un civil était blessé sur une propriété qui nous appartient.
Benim puanlarım geçerli Tom.
Mes notes sont définitives, Tom.
- Artık geçerli değil.
-... est obsolète.
Geçerli bir endişe.
Il y a de quoi s'inquiéter.
Aynı şey polisler için de geçerli.
Les flics aussi.
Herkes için geçerli bu.
Les choses ne se règlent pas d'elles-mêmes.
Kurallar herkes için geçerli!
Et les règles s'appliquent à tout le monde!
Bu buradaki herkes için geçerli!
Et c'est valable pour toutes les autres larves ici!
Aynısı hukuki dokunulmazlık için de geçerli.
Tout comme l'immunité.
Şu anda geçerli delil sağlayamazsanız başsavcı size hiçbir seviyede dokunulmazlık vermeyecek.
À moins de nous offrir des preuves précieuses, le ministre de la Justice ne vous obtiendra pas l'immunité.
Bu buradaki adam için de geçerli.
Même ce gars ici.
Bu zamana kadar, ateş edenin kimliğinin bilinmediğini söylediniz. - Bu hala geçerli mi?
Vous avez dit que l'identité du tireur vous était inconnue à ce moment-là.
Bu kesinlikle geçerli bir teori, üç gün önce kartel patronunun sizin adaya geldiğini düşünürsek. O kim?
C'est sans doute une bonne théorie, sachant que le chef du cartel est arrivé sur votre île il y a trois jours.
Kalbim içinde geçerli bu.
Mon coeur non plus.
O adam, köpeğine kendi dilinden fıstık ezmesi yalatırsa da geçerli miymiş?
Est-ce que c'est vrai même quand l'homme laisse son chien lui lécher du beurre de cacahuète sur la langue?
Demek istediğim hâlâ geçerli. Hedefini biraz aşağı çekebilirsin.
Quoi qu'il en soit, tu devrais revoir tes vues à la baisse.
Çünkü eski dünyadan kalan ve hâlâ geçerli olan bir şey var. Asla değişmeyecek bir şey.
Parce que la seule chose de l'ancien monde qui s'applique encore aujourd'hui, c'est quelque chose qui ne changera jamais.
Geçerli bir sebebim vardı.
J'ai une très bonne raison.
Anlaşılan o ki atan kalp ayinim ölümlüler için de geçerli oldu.
Il semblerait que le rituel du coeur palpitant fonctionne aussi avec les humains.
Beauchamp ailesi ile iş yapmak bu devirde geçerli akçe.
Que les Beauchamps me soient redevables n'est pas désagréable en effet.
Bu sizin için de geçerli dedektifler.
Cela vous concerne aussi, inspecteurs.
Bu laf senin için de geçerli Daph, değil mi?
Et ça vaut pour toi aussi, Daphné. OK?
Odasına gitmesini söylemiştim evet, aynısı sana da geçerli. Şimdi git.
De retourner dans sa chambre et la meme chose pour toi.
Kuralları, her neyse kişiliğin yüzünden bunlar senin için de geçerli.
Leurs règles, peu importe ce qu'ils ont, ils t'appliquent toujours, à cause de ce que tu es.
Aynısı alkol için de geçerli.
C'est valable pour l'alcool aussi.
Dün geceki kurallar geçerli, anladın mı?
Et les même règles qu'hier s'appliquent, tu m'entends.
- Bu ikimiz için de geçerli.
- Moi non plus.
Ama bu reddettiğimiz herkes için geçerli.
Mais c'est le cas de toute personne que l'on rejette.
Marketteki kuralların aynısı geçerli... Geç kalma, yoksa kovulursun.
Mêmes règles qu'au centre commercial, ne soyez pas en retard ou vous êtes viré.
Kural hala geçerli, dostum.
Le principe applique, d'accord?
Herkes için geçerli.
Et les autres également.
Bu hâlâ geçerli mi?
Est-ce que c'est toujours vrai?
- Aynı şey onlar için de geçerli.
Je commence avec les placards Même chose pour les placards!
Yani ne dersem o geçerli.
Donc on fait ce que je dis.
Bu hepiniz için geçerli.
- La ferme!
Geçerli bir belge.
C'est un document valide.