Gizli traduction Français
27,530 traduction parallèle
- Gizli kapı arıyorum.
Je cherche une porte cachée.
- Gizli kapı.
- Repaire secret.
Lost dizisinden öğrendiğim bir şey varsa gizli kapıları açmamalısın.
Si j'ai appris une chose de "Lost", c'est qu'il ne faut pas ouvrir de repaires secrets.
Görevleriniz gizli olduğu için mi bahsetmiyorsun yoksa onu çok iyi tanımadığın için mi?
C'est parce que tes missions étaient classifiées, ou c'est parce que tu ne le connaissais pas vraiment - bien en tant que personne?
Başkentteki bir parkta gizli kapaklı görüşme.
Un RDV clandestin dans un parc.
Herhalde hükümetin gizli bir uzay silahı.
Une arme secrète du gouvernement, sans aucun doute.
O Siyah Giyen Adamlar kılıklı herifler onları büyük ihtimalle gizli bir laboratuvara götürüp üzerlerinde deney yaparlar.
Où pensez-vous qu'ils les prennent? Ces types "Men in Black" vont probablement les emmener à un laboratoire secret et exécuter des expériences sur eux.
- Bizim gizli ajanın yaptığı ateşkes antlaşması buraya kadarmış.
- Pour l'instant. Autant pour la trêve l'agent secret a été en pourparlers.
Capone'un muhasebe defteri büyük ihtimalle gizli içki dükkanı mekanı Chelsea Club'dadır. Bu yüzden Ray ve ben Büro'ya gideceğiz. Ness'in ekibini toplayıp mekanı basarak defteri alacağız.
Si le registre de Capone est quelque part, ce serait dans son bar clandestin, le Chelsea Club, donc Ray et moi irons au FBI pour assembler l'équipe de Ness et s'attaquer à cet endroit
- Nate gizli içki kulübü olduğunu söyledi.
Nate a dit que c'était un bar clandestin.
Uzun lafın kısası, Rip'in gizli bir cephanesi varmış.
La version courte, Rip a une armurerie secrète.
Dalgasürenin gizli bir odasında bulduk.
On l'a trouvé dans une chambre secrète à l'intérieur du Waverider.
İnsanlar öyle elini kolunu sallayarak gizli operasyon üssüne girebiliyor mu?
Est-ce que les gens entrent dans votre base secrète d'opération juste comme ça?
Damien Darhk ve Church'ün adamlarını öldürmek başka bir şey ama gizli bir öldürülecekler listesinin olması evet bize daha önce hiç bahsetmediği bu tamamen başka bir şey...
Tuer Damien Darhk et les hommes de Church c'est une chose, mais avoir une liste secrète de cibles... Ouais, une liste dont il ne nous a jamais parlée. C'est quelque chose de totalement différent.
Evelyn, Prometheus'a hakkımızda başka hangi gizli bilgileri vermiş olabilir?
Attends. Quelle autre information secrète
Daha önce hiç eşime para emanet etmeye güvenmediğim içim gizli bir banka hesabı açtırmadım.
Je n'ai jamais eu de compte en banque secret, car je pense que ma femme ne sait pas gérer l'argent.
- Bu gizli hesap ne kadardır var?
Depuis combien de temps as-tu ce compte secret?
Gizli bir banka hesabın mı var?
Est-ce un compte bancaire secret?
Adamınız 89 yılına uzanan gizli bir soruşturmanın çok önemli bir parçası.
Ton gars était un atout important dans une affaire sous couverture en 1989.
Bu çok gizli bir nakil.
C'est une exfiltration secrète.
Anlaşılan Lou'nun çok gizli adı buymuş.
On dirait que c'était l'alias sous couverture de Lou.
FBI bir polis gücü kurmuş gizli polislerle çetenin içine sızıp alaşağı etmiş.
Le FBI a organisé une opération spéciale, en les démantelant de l'intérieur, en utilisant des agents sous couverture.
Burası çok gizli savunma sistemleri üretmek için bir paravan.
Cet endroit est une couverture pour un fournisseur top-secret.
Hem üniformanın gizli bilgilerini sahip, hem de parasal açıdan sebepleri var.
Il n'a pas seulement la maîtrise technique de l'équipement mais il est aussi financièrement motivé.
Ta ki, şirket sunucusundan gizli dosyalar indirdiği için kovulana dek.
Jusqu'à ce qu'il soit viré pour avoir téléchargé des dossiers confidentiels dans le serveur de la société.
Emlakçı, Morrow'un gizli satış listesiyle ilgilendiğini söyledi.
Le Realtor dit aussi que Morrow était intéressé par un contrat d'exclusivité qu'elle avait.
Görevin ayrıntıları gizli.
Les détails sont secrets.
Böyle gizli bir eylem akıllıca mı?
Cette clandestinité m'inquiète.
Bu gizli bir tünele açılıyor.
L'alcôve mène à un passage secret.
Bu kadar büyük bir kahramanın yanında gizli seyahat edemem.
Voyager avec un grand héros n'est pas discret.
Walter gizli yerime geldi. Montreuil'deki köşk.
Walter est dans ma planque, au pavillon, à Montreuil.
Liza Anne'nin Largo'da gizli bir konseri varmış.
Y a un concert secret de Liza Anne au Largo.
Yani... Gizli kalması için dahi çabalamıyorsunuz.
Parce que c'était pas un secret?
Taktiksel avantaj, gizli bir silah.
Un avantage tactique, une arme secrète.
Sen henüz gizli silahımla tanışmadın Danvers. Bunun için teşekkür etmelisin.
Tu n'as pas rencontré mon arme secrète, et pour ça tu devrais me remercier.
Burası Miami'nin en iyi gizli sırlarından biridir.
C'est l'un des secrets de Miami le mieux gardé.
Adam okul bölgesinde gizli bir polise iki kez ot satmaya çalışırken yakalandı.
Ils l'ont chopé 2 fois en train de dealer de la beuh devant l'école.
Evet. CIA'nın Fas'taki gizli operasyon bölgesinde olduğumu bilmemi istemediniz.
Je ne dois pas savoir que je suis dans une prison secrète de la CIA au Maroc.
Bunu belitmek istemezdim, ancak San Francisco'daki görevinizle ilgili gizli brifingi okudum.
Je ne devrais pas en parler, mais j'ai lu les rapports secrets de votre mission à San Francisco.
Öf be Han ağız kokunun gizli silahın olduğunu bilmiyordum.
Purée, Han, je n'avais pas réalisé que ta mauvaise haleine était ton arme secrète.
Tahminimce bu gizli toplulukla falan alakası var.
Je pense que ça a un rapport avec cette société secrète où quelque chose.
Pekâlâ, bunu işi halletmenin en etkili yolu gizli ve sistematik bir yaklaşım olur.
La manière la plus efficace de faire ça, c'est avec une approche discrète et méthodique. Compris.
Neden gizli bir bilgiyi baş şüphelimiz olduğu kesin olan adama ifşa ettin ki?
Pourquoi voudriez vous divulgué des informations à un type qui est clairement notre suspect principal? Désolé.
Gizli görevde olduğumuzu unutmayın.
Et rappelez-vous... On est sous couverture.
Evet, bilimsel uzmanlığın gerekiyor. Gizli olman gerek.
Oui, votre expertise scientifique sur un sujet discret.
Üç yıl sonra ülkedeki en büyük gizli seks kulübünü yürütüyordu.
En l'espace de trois ans, il dirigeait le plus grand sexe club du pays.
Dean Cooper son birkaç haftadır gizli bir şekilde altı haneli ödemeler yapmış.
Dean Cooper vous a versé, officieusement, plusieurs montants à six chiffres ces dernières semaines.
O ödemeler onun tarafında gizli olabilir ama benimkinde değil.
Ces paiements étaient officieux pour lui, pas pour moi.
Ne tür yasal bir işte müşteriler ödemeleri gizli bir şekilde yapar ki?
Quel genre d'entreprise réglo oblige ses clients à cacher leur paiement?
Bu gizli bir bilgi.
C'est une info confidentielle.
- Korkarım ki bu bilgi gizli.
C'est top secret.