Grades traduction Français
223 traduction parallèle
Peki ya benim gibi buraya toplanmış zavallı ve bitaplar?
- Et nous, les petits, les obscurs, les sans-grades!
Askeri rütbelere aldırış etmem.
Je ne fais pas attention aux grades...
Teşekkürler efendim. Beyler, orduda az sayıdaki zevklerden biri de... savaşta gösterilen başarıyla alınan terfilerdir.
Messieurs, l'une des satisfactions liées aux grades est de décrocher des promotions au combat.
Adamın sesinden rütbesini çıkaracak hale gelmiştim.
Je reconnaissais les grades au ton de la voix.
Bu Binbaşıların özel tadımcısı olduğumuzu gösterir.
Je suis goûteur pour commandants et grades plus élevés.
Önce rütbeleri öğrensen iyi olur.
Alors, apprenez à reconnaître les grades.
Teğmenden kıdemli bütün subaylar sığınağa! Çabuk!
Tous les grades au-dessus de lieutenant dans l'abri!
"On İki Kirli Adam olarak bilinen grubun operasyondan sağ çıkan üyelerinin sicillerinin silinerek göreve iadelerini ölenlerin yakınlarına ise şehit olduklarının bildirilmesini öneriyoruz."
"Nous recommandons que les survivants du groupe dit des" douze salopards " voient leurs états de service amendés et que leurs anciens grades leur soient rendus. Quant aux parents de ceux qui furent tués, qu'ils soient avisés que ces derniers sont morts au champ d'honneur."
Ama biz rütbelerimizi geri istiyoruz.
Mais nous voulons reconquérir... les grades que nous avions.
Keşke hükümete taşıtsaydım evi. - Subaylar için bunu yapıyorlar, biliyor musun?
Le gouvernement aurait dû arranger le déménagement, comme pour les grades.
Davidson Askeri Akademisi nişan kazanan diğer öğrencileri de ödüllendirmekten gurur duyar.
L'académie militaire Davidson est fière de promouvoir les élèves suivants aux grades indiqués.
Burada rütbe olmayacak.
Les grades ne comptent pas.
Düşük rütbeler boy sırası yapsın lütfen. Önce kısa boylular.
Pour les grades inférieurs, le mieux serait que vous vous rangiez par taille, les plus petits devant.
Kapıya doğru rütbe ve pozisyona göre... bir sıra yapın lütfen.
Veuillez donc vous ranger selon vos titres et grades en formant un rang perpendiculaire à l'entrée.
Üniforma giyenler apoletlerini söksün.
Ôtez les insignes de vos grades.
Eğitim taburu, bütün bu askeri üniformalar ve rütbeler insanın aklını karıştırıyor ve aslında bunun siviller için bir okul olduğunu insana unutturuyor.
Ce bataillon d'entraînement, les uniformes militaires, les grades militaires, je n'y comprends pas grand-chose. Mais en fait, c'est une école pour civils.
" Hemen anlaşılır her şairin rütbesi.
Les grades des poetes sont bien connus :
Rütbemiz, terfiimiz yok.
Nous n'avons pas de grades, pas d'avancement.
Her ne kadar insansıların bu rütbe ve unvan takıntısını tam olarak anlayamasam da,... eğer terfi etmeyi hak eden biri varsa o da sensin.
J'ai du mal à comprendre cette obsession pour les titres et les grades, mais si quelqu'un mérite d'être promu, c'est bien vous.
Rütbe ve unvan takıntılı biri olarak sizi tebrik ediyorum Kaptan.
Moi qui ai l'obsession des titres et des grades, je vous félicite, capitaine.
Silah listeleri, araçlar, kötü adam sayısı, rütbeleri, her şeyi bilmeliyiz. Slov, Cortez, tarama yapabilir miyiz diye bakın.
Armes, véhicules, ennemis, leurs grades si possible.
İsmi, saygıyla andığımız şehitlerimiz arasına yazılacak... ve ben...
Son nom figurera parmi ceux des plus braves gradés morts aux combats. Et je...
Alt güverteden üst güverteye kaptanlara, ikinci kaptanlara, makinecilere eli iş tutan sıradan denizcilere kazancılara, çıraklara, yamaklara marangozlara, yelkencilere ve gemi aşçılarına.
aux matelots comme aux commandants... aux quartiers-maîtres, aux mécaniciens... aux gradés et aux sans-grade...
Şu rütbelilerin bir fotoğrafını çekeyim.
Je veux prendre quelques gradés.
Etrafta bir sürü rütbeli var.
Beaucoup de gradés dans le coin.
Tüm er mahkumlar iş başına.
Tous les prisonniers non gradés, au travail!
Aşağıdaki tadımcı çizgisi olan adam, sizin adamınızmış.
Goûté? Par l'homme en bas, celui qui porte les galons de goûteur... pour commandants et plus hauts gradés.
Git subaylara sat.
Vends-les aux gradés de la division.
Evet Yüzbaşı, bu astsubay ile bizim aramızda ki farkı anlamışsındır. Biz erler, buna demokrasi diyoruz.
- Voyez la cordialité qui règne chez nous entre les gradés et les hommes!
Bu orduda yanlış emir alan bir sürü kişi var, adamım.
Il y a trop de gradés dans cette armée qui donnent de mauvais ordres.
Aptal yerine konmak mı istiyorsunuz?
Tu marches avec les gradés?
Kendimi tutuklanmış olarak düşünmeliyim. Üst düzey yetkililerin eşliğinde olmadığı sürece, suçlamalarına karşılık tatmin edici cevaplar getireceğim.
Je dois me considérer comme étant en état d'arrestation, à moins qu'en présence des officiers supérieurs les plus gradés, je donne une réponse satisfaisante aux accusations que vous portez.
Yüksek rütbeli subayların ailelerinin hepsi idam edildi.
Les familles de tous les gradés ont été fusillées à la mitrailleuse.
Bazı polisler... benim rakibim.
Des hauts gradés de la police qui me font concurrence.
Bunların hepsi yok edilecek... Ve şaşkınlığımı bazı zeki... polis memurları dışında hiç kimse bilemeyecek.
Tout cela disparaîtra et personne ne saura combien cela est embarrassant, excepté ces rusés de hauts gradés.
Malın emniyetten geliyor, hem de en tepedekilerden.
Ta came vient du commissariat, de hauts gradés.
Böyle zor kararlar rütbeyle gelen bir sorumluluktur Tuğgeneral.
Les décisions difficiles sont le privilège des gradés...
Rütbe çeşitli ayrıcalıklar taşır.
Les gradés ont droit à certains privilèges.
... en mühim soruyla yüzleştik hepimiz : ... "gizli detay" daki bizler için,... bu imha dalgasını durdurup hayatımızı kurtarmanın bir yolu var mıydı hâlâ?
n'allait peut-être pas à l'encontre de la politique des plus hauts gradés de la SS tant qu'elle n'interférait pas avec l'objectif du camp,
Bu olay binanın içinde mi oldu? Binanın içinde, benim odamda. Bir lidere ihtiyaç olduğundan ve onun seçilmiş olduğundan da bahsettim.
Tout à coup apparurent sur les marches quelques gradés SS, parmi eux le chef du camp, Schwarzhuber, qui leur avait donné sa parole d'officier SS qu'ils seraient transférés à Heydebreck.
Ülkedeki en yüksek rütbeli bazı antiterör birimi subaylarına suikast düzenleyecek.
Il va assassiner quelques hauts gradés de la brigade antiterroriste de ton pays.
Bizimkiler subay hikayelerini severler.
Les gus aiment les rapports sur les gradés morts.
Çok az subay teröristlerle ilişkisi olan askerlere hoşgörülü davranır.
Peu de gradés voient d'un bon oeil que le soldat fraie avec le terroriste.
Geçen yıl yüzbaşı rütbesinin üstündeki herkesi tutuklayıp hepimizi hapse atmışlardı.
L'année dernière, ils ont arrêté et incarcéré tous les gradés.
Odamda bir toplantı ayarla. Tüm kıdemli mürettebat katılsın.
Organisez une conférence, avec les gradés uniquement.
Yukarıdakiler heyecanlanmıştır.
Les gradés doivent être ravis de reprendre la course.
- Tepeden aşağı doğru yapacağız.
- Les gradés d'abord. - À vos ordres.
Tüm rütbeli polis memurlarını buraya çağırın.
Réunissez tous les gradés.
Senatörler, yüksek rütbeli askeri personel kitle iletişim araçları hatta bazı kuvvet komutanları.
Des sénateurs, des haut gradés... des journalistes et même certains responsables du Dôme Terrien.
İstasyon Komutasında bi parça nüfuzumu kullandım.
J'ai un certain pouvoir sur les gradés.
Büyüklerin önünde gevşemekten çekiniyor olmalısın.
Vous avez peur de boire de l'alcool devant les gradés... et de vous laisser emporter?