English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ G ] / Graff

Graff traduction Français

119 traduction parallèle
- Ben Dr. Graff.
- Enchanté. - Je suis le Dr Graff.
Sevgili Graff başarılı olabilmemiz için kendini lider ilan etmene gerek yok.
Mon cher Graff, vous vous êtes proclamé notre chef, mais ça reste à voir.
Aptalın tekisin, Graff.
Vous êtes ridicule, Graff.
Disiplin, sevgili Graff.
De la discipline, mon cher Graff.
Merak etme, Graff.
Ne vous en faites pas.
Graff yanında olmalı.
Graff doit être dans la même chambre que lui.
Graff'ın elinde haritanın bu kısmı olmasa bile parçaları birleştirmesi uzun sürmez.
Graff saura vite compléter le puzzle, même sans cette partie.
Defol buradan, Graff.
Allez-vous-en, Graff.
Adım Karin. Karin Graff.
Je m'appelle Karin.
Söyler misin, kimdir Karin Graff?
Qui est Karin Graff?
ZANUCK : Felix Graff'ı ara ve o ne derse aynen yap.
Appelez-le, et faites exactement ce qu'il vous dit.
Graff bu piçlerle nasıl baş edileceğini iyi bilir.
Croyez-moi, Graff sait ce qu'il fait avec ces salauds.
Beni Los Angeles'e sadece bu Graff denen adamla konuşmam için mi getirttin?
M'avez-vous fait revenir à Los Angeles uniquement pour parler à Graff?
Benden avukat Graff ile görüşmemi istedi
Il voulait que je rencontre un certain avocat, Graff.
GRAFF : David Merrill.
David Merrill.
GRAFF : Gerçekten gelmene çok sevindim.
Je suis content que vous soyez venu.
GRAFF : Ray, içeri gel.
Ray, entrez.
GRAFF : Gizli tanık.
Témoignage à huis-clos?
GRAFF : Mantıklı davran.
Soyez raisonnable.
Git konuş onunla, Graff.
Allez lui parler, Graff.
Felix Graff'ı arıyordum.
Je cherche Felix Graff.
Biraz kilo vermişsin. GRAFF :
Vous avez légèrement maigri.
GRAFF : Meze?
Hors d'oeuvre?
GRAFF : Onlara göre saklanacak tek şey, Komünist Parti üyeliğidir.
La seule chose à cacher à leurs yeux, c'est l'adhésion au parti communiste.
GRAFF : Benim söylediğim de bu zaten.
C'est ce que je dis.
Bu ülkede senin kadar akıllı olan bir sürü insan Komite'nin iyi şeyler yaptığını düşünüyor. GRAFF : Bir sürü insan.
Des tas de gens dans ce pays aussi intelligents que vous pensent que la commission est une bonne chose, des tas de gens.
GRAFF : İki haftaya kadar, belki üç.
Dans deux semaines, trois peut-être.
GRAFF : Sen bir Cooper ya Gable değilsin. Sen David'sin.
Vous n'êtes ni Cooper, ni Gable.
GRAFF : Cooper'u hiç beyaz perdede bir doktor faturası alırken gördün mü?
Avez-vous jamais vu Cooper à l'écran devant ouvrir la facture du toubib?
Graff, Washington'da, Mayflower'da.
Graff est au Mayflower à Washington.
GRAFF : Zaman geldi.
C'est le moment.
GRAFF : Onlar sizin arkadaşınızdı.
Voilà votre ami.
GRAFF : Oturacağımız yer önde, sol tarafta.
C'est tout droit en bas, sur le côté gauche.
Felix Graff. 1830 Jefferson Place, Los Angeles, California.
Felix Graff, 1830 Jefferson Place, Los Angeles, Californie.
Geçen hafta Jerry Graff'la konuşuyordum.
J'ai parlé à Jerry Graff, la semaine dernière.
- Hayır. - Mesela Jerry Graff.
Regarde Jerry Graff.
Graff çıkıyor ve alıyor.
Graff, lui, achète.
Graff gidip kendine hemşirelerin olduğu lanet bir liste alıyor.
Graff achète une liste d'infirmières pour 1 000 $.
Jerry Graff kendisi için iş kurdu.
Jerry Graff s'est monté sa propre affaire.
Eğer biz o tür adamlardansak ve kilidi kırıp içeri girersek soygun gibi görünür, müşterileri dosyalardan alırız ve Jerry Graff'e gideriz.
Si on en avait les couilles, on mettrait le bureau à sac, faisant croire à un vol, puis on prendrait les fiches et on irait voir Jerry Graff.
Şuna birileri aldı ve Jerry Graff'e gitti desek? - Evet.
- et les apportait à Jerry Graff?
500 diyelim. Yani diyorsun ki adamın biri bu müşterileri alıp onları Graff'e satabilir mi?
T'as dit qu'un gars pourrait voler ces fiches et les vendre à Graff?
Herhangi bir şey gibi, bence tartışılabilir ama satabilir.
Graff achèterait tout ce qui est négociable.
Graff'i aslında aramadın.
tu n'as pas appelé Graff?
- Graff'le konuştun mu?
- T'as parlé à Graff?
Çalacak mısın... Glengarry müşterilerini çalıp onları Graff'e satacak mısın?
Tu vas voler les fiches de Glengarry et les vendre à Graff?
Sen ve ben bir gecelik iş ve Graff'le tabi ki.
Un boulot d'un soir, un emploi chez Graff
Ernest DeGraff ile. DeGraff mı?
De Graff?
GRAFF : Tabii, biz biliyoruz bunu.
Oui, nous savons.
Müşterileri Graff'e.
Les vendre à Graff. Oui, c'est ce que j'ai dit.
- Graff'le iş mi?
- Un emploi chez Graff?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]