Grandes traduction Français
6,821 traduction parallèle
Bu adamın oldukça kabiliyetli olduğunu biliyoruz, değil mi?
On sait que le type a de grandes capacités technologiques.
Ama Başkan'ın ve Doktor Alison Lennon'ın söyledikleri doğruysa,... yakında o boş dönme dolaplar ve hız trenleri yeniden gülen çocuklar ve seviçli ana babalarla dolacak.
Mais si nous en croyons le président et le Dr Alison Lennon, ces grandes roues et ces montagnes russe seront à nouveau remplies d'enfants souriant et de parents rayonnant.
"Büyük Ova Turu" demişti...
"Visite des Grandes Plaines" il disait...
- Birlikte harika şeyler yapacağız.
Nous allons faire de grandes choses ensemble.
Birlikte harika şeyler yapacağız.
On va faire de grandes choses ensembles.
- Onun için çok güzel bir iş yaptın.
Oh, tu à fait une grandes choses pour ce gars.
- Ona dört güzel iş yaptım.
Oh, j'ai fait quatre grandes choses pour ce gars.
Ve eğer köşedeki büyük odalardan birine geçersek iyi olur.
Oh, et si on s'inscrivait à la loterie, on pourrait avoir une de ces grandes chambres du fond, alors... ce serait cool.
Sana, en büyük başarılarımızdan olan Cherryhurst Parkı'nın öncesi ve sonrası fotoğraflarını da göstermek isterim.
J'aimerais te montrer quelques belles images avant et après du Parc Cherryhurst, une de nos plus grandes réussites.
Höpürdetme Kankası hakkında iyi fikirlerim var.
J'ai quelques grandes idées pour le Guzzle Buddy.
Harika şeyler yapabilelim diye harika olarak doğduk.
Nous sommes nés géniaux pour qu'on puisse faire de grandes choses.
Nefes olmaz.
Pas de grandes inspirations.
Önemli olduğunu ve müthiş işler başaracağını söyledim ama bana inanmıyorsun.
Je t'ai dit que tu étais important et que tu ferais de grandes choses mais tu n'as pas l'air de me croire.
Çok büyüdüler ya.
Elles deviennent si grandes.
Freaky Friday'i sen de izledin, bazen küçük çocuklar büyüklerin bedenine giriyordu.
T'as vu Freaky Friday, parfois des petits enfants finissent dans des corps de grandes personnes.
İnsanlar genelde küçük gözlerden büyük fikirler çıktığını söyler.
Et les gens avec de si petits yeux ont rarement de si grandes idées.
- Amy, derin nefes al, tamam mı?
- Amy, prenez de grandes inspirations, OK?
Şu anda Shreveport, Akron gibi daha büyük şehirlere odaklanmış durumdayız.
Là nous sommes plutôt concentrés sur, genre, de plus grandes villes, comme Shreveport, Akron. Bien sûr.
Büyük boyutlarda sentezlenmiş progesteron sindirmek genelde vücudu aldatır.
Ingérer de grandes quantités de progestérone de synthèse marche généralement bien.
Her tarafta ses sistemi.
Grandes enceintes.
Orada bundan daha büyük partiler vermiştik.
Nous avons fait de plus grandes fêtes que celle-là là-bas.
Bu en iyi suç ailelerinden birisi.
C'est l'une des plus grandes familles du crime.
Senin için iyi olacaksa gitmelisin. Bu işi aldığın için çok heyecanlısın ve harika şeyler başarmaya hazırsın.
Tu devrais partir parce que c'est la meilleure chose pour toi et que tu es excité par ce boulot et que tu es prêt à faire de grandes choses.
Banknotlarda bile uçuk virüsünün olması güçlü bir ihtimal.
Il y a de grandes chances que le dollar ait de l'herpès.
Büyük şehirlerden tut küçük kasabalara.
Les grandes villes, les patelins.
Paketi açmayacakları ya da oynamayacakları pahalı yetişkin oyuncakları.
Des jouets cher pour grandes personnes qu'il n'ouvriront ou joueront jamais.
Ve şimdi her neredeyse, tüm bu olanları biliyor büyük ihtimalle zayıf anımızı kollayacaktır.
Et là où il est maintenant, sachant tout cela, il y a de grandes chances qu'il s'en prenne à nous.
Üniforman nerede? Bu aralar biraz daha iyi bir konumdayım.
Je suis sur de plus grandes choses maintenant.
Gizlice önemli miktarda Percoet, Oxiycodone ve Vicodin çaldı.
" elle volait de grandes quantités de Percocet,
Yastayken büyük kararlar alma.
Ne prenez pas de grandes décisions quand vous êtes en deuil.
Bir hayli zarara doğru yol alıyoruz.
Nous allons au devant de grandes blessures.
Yani geri dönüşü olmayan ne yapmış olabilir ki sen bu kadar ileriye gitmek zorunda kalmışsın?
Qu'à t-il pu faire de si impardonnable pour que vous ayez prit de si grandes mesures?
Pekâlâ. Kısaca, iki büyük şirketimizin birleşmesi,... rekabetçi tarafımızı garantiye alacak.
En résumé la fusion de nos deux grandes entreprises assurera notre avantage compétitif.
Harika haberler.
Grandes nouvelles.
- Çok fazla.
De grandes quantités.
Uzun ve derin nefes al tamam mı?
et prends de grandes goulées, ok?
Huu, Jordan! Bakın, söylemek istediğim tek şey Sizlerle çalışmak için çok heyecanlıyım ve hep beraber güzel şeyler yapacağız
Je veux juste dire que je suis ravie de travailler avec vous tous, et on va faire de grandes choses.
# Bakasınız diye ufak kalçaları olan uzun bacaklı sarışınlar yetiştirdik #
De grandes blondes à petits culs
Ama sadece insan yaşamının değil, her yaşamının, büyük ya da küçük, yaşayan tüm canlılarınkinin.
Pas seulement la vie humaine mais aussi la vie de toutes les choses, de toutes les créatures vivantes, grandes et petites.
Kısa süre öncesine kadar İsviçre'de bulunan en büyük özel bankalardan biri olan Credit Versoix'te Amerikan operasyonlarından sorumlu başkan yardımcısıydı.
Il était, jusqu'à récemment, vice-président des opérations américaines de Crédit Versoix, une des plus grandes banques privées de Suisse.
- Vizyonunu daha geniş açılarla açıklamak...
Tu sais, faire le point sur notre vision dans les grandes lignes.
- Geniş açılar, vizyonumun...
Grandes lignes... Pour la vision..
Artık burada neler yaptığımızı sana açıklamakta serbestim.
Donc maintenant je peux tout t'expliquer dans les grandes lignes.
Neden benim aklıma hiç mükemmel fikirler gelmiyor?
Je me demande pourquoi je n'ai jamais de grandes idées?
Sadece büyük şehirlerde büyük paralar kazanabilirsin.
Il n'y a que dans les grandes villes qu'on peut se faire beaucoup d'argent.
Büyük bankaların zekilikleri kötü notlu ipotekleri ipotekle korunan daha meşru tahvillerin aralarına gizlemeleri değil miydi?
Est-ce que l'ingéniosité tordue des grandes banques n'a pas été de parvenir à cacher un tas de subprimes à risque dans une collection d'actions plus sûres et légitimes?
Kanserden ölme bahanesini geçen sene Yahudi bayramlarını Ayı'nın ailesiyle geçirmemek için kullandım.
J'ai utilisé l'excuse du cancer en phase terminal l'année dernière pour éviter de passer les grandes vacances avec la famille de Bear.
Aynen öyle. Stewie'nin uzun bacakları aklınızı başınızdan aldı.
Stewie Les Grandes Jambes vous en met plein la vue, pas vrai?
Dünyanın En Çlılgın Polis Takipleri-139. Bölüm'e bak.
Les plus grandes poursuites de police du monde, épisode 139.
Biz...
On allait faire de grandes choses.
Şehirlerden gelen günübirlikçiler için bir tür eğlence oluşturulsun mu?
cette modeste implantation romaine, soutiennent le projet de transformer Oakfield House en zoo, ou non. De créer un genre d'attraction, pour les touristes venus des grandes villes.