Grundy traduction Français
135 traduction parallèle
Adım Don Grundy. Barı ve kasabanın tek restoranını ben işletiyorum.
Je suis Don Grundy, le propriétaire du saloon et du restaurant.
- Evet. Grundy'yi tanırım.
Je connaissais Grundy.
- Grundy onun Missouri'de haydutluk yaptığını dediğinde duydum.
- Grundy a dit que c'était un pillard.
Belediye Başkanı karısının göğüsleri üstüne kustu!
Le maire Grundy gerba sur les nichons de sa femme!
Böylece sınıfta uyuyabiliyor. Bayan Grundy olmadan daha onurluca.
Il a peint des yeux sur ses paupières pour pouvoir dormir en classe sans que mlle Grundy ne le remarque.
Solomon Grundy beni beni yakaladı sandı ama yakalayamadı, neden biliyor musunuz?
Solomon Grundy pensait m'avoir coincé, mais non. Vous savez pourquoi?
Neyse, sonra Grundy beni tutmaya çalıştı...
Grundy essayait donc de m'attraper...
Grundy, iyi çocuk ol ve kapıyı aç lütfen.
Grundy, pourrais-tu nous ouvrir?
Grundy bilmiyor.
- Grundy hésite.
Grundy onlarla bir daha dövüşmek istemiyor.
Grundy ne veut plus les affronter.
Gölge ve Grundy hazır.
Shade et Grundy, prêts.
Grundy anlamıyor.
Grundy comprend pas.
Kimse Grundy'nin canını yakamaz.
Personne ne fait de mal à Grundy.
Çita, Safir, Grundy, gelmenize sevindim.
Cheetah, Sapphire, Grundy, content que vous soyez là.
Grundy kurtul şundan.
Grundy, débarrasse-moi de lui.
Sabret Grundy, sabret.
- Un peu de patience. Il va venir.
Grundy beklemeyi sevmez.
Grundy n'aime pas attendre.
Çita, Safir, Grundy, gelebilmenize sevindim.
Cheetah, Sapphire, Grundy, content que vous soyez là.
Humanite, Grundy, ona gözleyin.
Humanite, Grundy, surveillez-le.
Grundy, Luthor bunun için sana ne ödüyor?
Grundy, tu offres tes services en échange de quoi?
- Grundy'i gönderemez misin?
- Envoie plutôt Grundy.
Grundy yükseği sevmez.
Je crois que j'ai le mal de l'espace.
Bunu Yıldız Safiri, Grundy ve Gölge yaptı.
J'ai été attaqué par Star Sapphire, Grundy et Shade.
Grundy, güzel kedicik sana ait.
Grundy, tu peux faire d'elle ce que tu veux, elle est à toi.
Grundy seni yine de seviyor.
Grundy t'aime bien quand même.
Grundy, BakırYılan, Aydınlık, Volkana ve Ateşböceği.
Grundy, Copperhead, Luminus, Volcana et Firefly.
Bak, kim olursa olsun Grundy ve diğerleri ile aynı kulvarda olmadığı kesin.
Peu importe qui il est, il n'est pas du calibre de Grundy et des autres.
- Grundy, bu taraftan diyor.
- Grundy dit par là.
Diğer bir haber. Firariler : Solomon Grundy, Volkana, Ateşböceği, Aydınlık ve BakırYılan
Les fugitifs Solomon Grundy, Volcana, Firefly,
Grundy'den uzak duracaktınız!
Fichez la paix à Grundy!
Aptal askerlerine Grundy'den uzak durmasını söyledim, beni dinlemeleri gerekiyordu.
Grundy demander stupides soldats de le laisser tranquille. Mais soldats refuser de l'écouter.
Grundy şimdi onları ezecek!
Maintenant, Grundy va tout casser!
Grundy'e söz verdin altın vereceksin.
Vous avez promis à Grundy de lui donner de l'or.
Aptal Balıkadam Grundy'i kandırmaya çalışırsa, Grundy onu ezecektir.
Si monsieur plein d'écailles essaie de piéger Grundy, je te brise en morceaux.
Bu da Solomon Grundy sanırım.
Vous êtes Solomon Grundy?
Grundy'nin altınları nerede?
Où est l'or de Grundy?
Grundy altını sever.
Grundy aime l'or.
Tanıştığımıza memnun oldum, Bay Grundy.
C'est un plaisir de vous rencontrer, M. Grundy.
Kurabiyeleri Grundy'e kız verdi.
La fille a donné gâteaux à Grundy.
Grundy sıkıldı.
Grundy fatigué.
Aptal büyücü Grundy'e altın yapmak için ne istiyor?
Magicien de pacotille, que doit faire Grundy pour avoir son or?
Grundy hiçbir şey hatırlamıyor.
Grundy ne se souvient pas.
Grundy hep Grundy'ydi!
Grundy a toujours été Grundy.
Grundy artık hatırlıyor.
Grundy se souvient.
Hayır, Grundy'de bir şey istiyor.
Il y a autre chose qui intéresse Grundy.
Grundy altın istemiyor!
Grundy ne veut pas l'or.
Grundy'i bu hale getirenleri istiyor.
Grundy veut ce que les hommes lui ont pris.
Grundy.
- Grundy?
İyi iş Grundy.
Bien joué, Grundy.
Grundy o kadar aptal değil.
Grundy ne t'écoute plus.
Olduğun yerde kal Grundy.
On ne bouge plus, Grundy.