Güvende traduction Français
13,171 traduction parallèle
Onu yanımda tutuyorum dostum. Çocuklarını bu sayede güvende tutarsın.
Je la garde tout près, et c'est comme ça qu'on garde un enfant en sécurité.
Güvende olduğundan emin olmak istiyorum.
Je veux savoir qu'il est en sécurité.
Oğlumun güvende olduğundan emin olmak istiyorum!
Je veux savoir que mon fils est en sécurité!
William'ın hayatının bir parçası olmak için daha çok çaba göstermem gerektiğini ve onu güvende tutmanın tek yolunun yanında olmak olduğunu John gayet açıkça belli etti.
John me l'a fait clairement comprendre, j'aurais dû faire plus d'efforts pour faire partie de la vie de William et le meilleur moyen de le garder en sécurité aurait été de le garder proche de moi,
Bir baba, sevildiklerinden, güvende olduklarından emin olmak için her gün çocuğunun yanında olmalı. Ve bir çocuk da babasına güvenmeli öğüt almak ve rahatlamak için yanına gidebilmeli.
Un père devrait être là pour son enfant chaque jour à tout prix pour être sûr qu'il se sente aimé, en sécurité et un enfant devrait pouvoir compter sur son père, et lui demander... conseil et réconfort.
Senin için ne kadar zor da olsa Ollie William'ı sır olarak saklamak onu güvende tutmak demek.
Aussi dur que cela puisse être pour toi, Ollie, garder William secret revient à le garder en sécurité.
İkinizin de güvende olması lazım.
J'ai besoin que vous soyez tous les deux en sécurité.
Ailem asla güvende olmayacaktı.
Ma famille... Elles n'auraient jamais été en sécurité.
Güvende hissetmeni istedim.
Je veux que tu te sentes en sécurité.
Donna'yla beraber gittin sanmıştım. Endişelenme, güvende o. Ama şehrimle beraber direnmek için geri döndüm ben.
Ne t'inquiètes pas, elle est en sécurité, mais je devais revenir pour soutenir ma ville, parce que cet Oliver Queen a fait un sacré discours.
İnsanları güvende tutun. - Darhk ne olacak?
Darhk est à moi.
- Seni güvende tutmak için yaptım.
Je le fais pour ta sécurité.
- Güvende tutmak için yaptın.
Ma sécurité.
- Evet. Seni güvende tutmak için. - Evet.
Oui, ta sécurité..
Tek anlamadığım, hoşlandığım adamın beynini yıkaman beni nasıl güvende tutacak?
Ce que je ne comprends pas c'est comment faire un lavage de cerveau à un type que j'aime bien rentre dans ton plan de me garder en sécurité?
Şehir güvende.
La ville est sûre.
Jennifer burada güvende değilsin.
Jennifer, tu n'es pas en sécurité ici.
Daha güvende olursun.
Ce serait plus sûr.
- Ya oğlum? - Annenin yanında güvende.
Et mon fils?
Hapiste güvende olacaksın Kyle.
Tu seras en sécurité en prison, Kyle.
Yanımda güvende değilsin.
Tu n'es plus en sécurité ici, surtout avec moi.
Zaten mesaili çalışmıyordu ama sizi temin ederim Gotham Emniyeti bu şehri güvende tutmaya fazlasıyla yeterlidir.
On n'a aucune nouvelle, mais je vous assure que la police de Gotham est capable de protéger la ville.
Biz tarihi koruruz, zamanı güvende tutarız.
Nous protégeons l'histoire, le temps lui-même.
Revere bu kadar hayati bir şeyin güvende olmasını istemiştir.
Maintenant, Révérez aurait assuré que n'importe quoi si vital été bien-protégé.
O şey bizim peşimizde. Seni bıraktığımızda güvende olacaksın.
La chose est, c'est seulement après nous, donc nous allons vous laisser fermé afin que vous soyez sûr.
Kendilerini güvende hissetmeleri için.
Pour les faire se sentir en sécurité dans notre alliance.
Güvenlik protokolü herkesi güvende tutmak için var.
- Je comprends. - Le protocole de sécurité est en place.
- Daisy. - Hücresinde güvende.
- Elle est en sûreté dans sa cellule.
Güvende olmak için iyi bir seçim.
C'est un bon moyen d'être en sécurité.
Orada güvende olursun.
Tu y seras en sécurité.
Bregan'ın güvende olmasını sağlamalıyız.
Quand tu es sûr qu'il n'y a plus de danger à Bregan.
Abrecan ölmüş, Wulfing'ler de yenilmiş olabilir ama henüz güvende değiliz.
Abrecan peut-être mort et Wulfings ensanglanté... mais nous ne sommes pas encore sûrs.
- Sadece güvende olmak için.
Il est bien plus grand que toi.
Seni güvende tutabilmem için.
Pour que je puisse te protéger.
- Paranız bizimle güvende.
3 millions en espèce. Nous allons mettre votre argent en sécurité.
Kendini hiç güvende hissetmiyor, değil mi?
Il est vraiment incertain, n'est-ce pas?
Rhys'in Alice'ten haberi varsa, Alice güvende değil demektir.
Si Rhys apprend pour Alice, elle ne sera pas à l'abri.
Alice'in güvende olmasını istiyorsan, dediklerini yapsan iyi olur.
Si tu veux voir Alice en vie, je ferais ce qu'elle te dit.
Nerede olduğunu bildiğimde kendimi daha güvende hissediyorum.
C'est juste que ça me rassure de savoir où tu es.
Sağlam fikirleri var ama adamın tek derdi ailesini güvende tutmak.
Il a des opinions bien ancrées, mais tous les hommes ne pensent qu'à garder leur famille en sécurité.
Evet. Burada güvende hissediyorum.
Oui, je me sens en sécurité.
Sizde daha güvende olurlar.
Avec vous, elles seront en lieu sûr.
! - Evet, güvende olacağız.Selam, Mike!
- On fera attention.
Güvende gibi mi?
Tu te sens en sécurité?
Tamamen güvende olduğundan emin olana kadar sürmeye devam et.
Ne t'arrête pas avant d'être absolument certain d'être en sécurité.
Onlara Mikaelson'un güvende olduğunu kendi güçlerimiz de eklendiğinde, kesinlikle aşılamaz olduğunu söyle.
Dis-leur que l'enceinte des Mikaelson est sécurisée, et avec en plus leur propres forces, c'est sûr qu'elle est impénétrable.
Kesinlikle güvende olduğuna inanana kadar sürmeyi bırakma.
Ne t'arrête pas de conduire jusqu'à ce que tu sois absolument sûr d'être en sécurité.
En azından ablanın güvende.
Au moins ta soeur est sauvée.
Freya güvende.
Freya est en sécurité.
Güvende olman için.
Assurer ta sécurité.
Merak etme, güvende.
Pas d'inquiétude, elle est sauve.
güvendesin 88
güvende olacaksın 20
güvende mi 22
güvendeyiz 48
güvendesiniz 21
güven 68
güvenlik 301
güveniyorum 32
güvenli 94
güven bana 558
güvende olacaksın 20
güvende mi 22
güvendeyiz 48
güvendesiniz 21
güven 68
güvenlik 301
güveniyorum 32
güvenli 94
güven bana 558