English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ H ] / Haftalar

Haftalar traduction Français

1,640 traduction parallèle
-... ama haftalar sonra...
- mais il faudrait des semaines pour...
Yaşamak için sadece haftaları mı var?
Qu'il ne lui reste que quelques semaines à vivre?
Katilin, maketi yapan kişiyle aynı olduğunu düşünürsek... bu kadar ayrıntılı bir şeyi yaratmak haftalar, belki de aylar alabilirdi.
Et si on part du principe que le tueur et celui qui a réalisé ces maquettes sont la même personne... Ça lui aurait pris des semaines, voire des mois, pour arriver à ce genre de détails.
Bağışıklık ile ilgili testleri yapmak haftalar sürer.
Pratiquer ce traitement peut prendre une semaine.
Üniversite 1. sınıftayken, ve Marshall ile Lily ilişkilerinin ilk haftalarındayken...
Lors de notre première année de fac, la relation de Marshall et Lily ne datait que de quelques semaines...
Haftalar sonra bile, ağrı dinmemişti.
Et même après plusieurs semaines, il ne pouvait pas supporter la douleur.
Filmin adı "Haftalar" olmalıydı.
Ils auraient du l'appeler The Weeks.
"Haftalar."
The Weeks.
Bunu kabul ettirmek haftalar sürer.
- Ça va prendre des semaines.
Günler, haftalar belki de yılbaşına kadar.
Peut-être même jusqu'à Noël.
- Ama o da haftalar önceydi.
- C'était il y a des semaines.
Bazı haftalar bunu başaramıyoruz.
"pour essayer de s'en sortir. " ll y a des semaines
"Ben öldüysem, siz zaten haftalar öncesinden ölmüşsünüz demektir." diye cevap vermişti.
Il m'a répondu : "Si je suis mort, vous l'êtes déjà depuis des semaines."
Haftalar içinde, ordumuz normal sayısının yüzlerce katına çıktı.
En quelques semaines, notre armée était des centaines de fois plus grosse.
Sorun şu ki onların işini haftalar önce bitirmişiz.
Le problème, c'est qu'on a arrêté ce groupe il y a des semaines.
Haftalar boyunca bir adım önündeydik.
Pendant des semaines, on avait un coup d'avance.
Şu an yaşadıklarınızı haftalar önce New Bern'de yaşadık.
Ce qui vous arrive est arrivé à New Bern il y a quelques temps.
Ve bazıları son haftalarını veya aylarını doktorların dırdırıyla geçirmek istemiyor.
Et certains refusent de passer leurs dernières semaines dans les mains des médecins.
Massie, bunu haftalar önce konuştuk.
Massie, on t'en a parlé il y a des semaines.
Ön duruşmam haftalar önce olmalıydı.
Et mon audience préliminaire?
Haftalar önce baktım, yoktu.
On a eu l'appart il y a quatre semaines environ.
Katie, benden haftalar önce ayrıldı.
Katie m'a quitté il y a des semaines.
Haftalar sürse de süreç tamamlanıyor.
ils sont passés dans l'autre monde.
Haftalar oldu.
Ça fait des semaines.
Önümüzdeki iki hafta, hayatınızda geçirdiğiniz en zor haftalar olabilir.
Les deux prochaines de votre vie seront parmi les plus difficiles que vous aurez eu à faire face.
Son haftaları Hırvatistan'da geçirmedim.
Je n'étais pas en Croatie pendant ces dernières semaines.
- iyi haftalar Paul. - Sana da.
- Passe une bonne semaine.
Terapiye devam ettiğimiz haftalar boyunca bir kez olsun babana kızgınlık hissetmene izin vermedin.
Pendant toutes tes séances, tu ne t'es jamais autorisée à être en colère contre lui.
Sophie, terapiye devam ettiğimiz bütün o haftalar boyunca, bir kez olsun babana kızamadın.
Pendant toutes tes séances, tu ne t'es jamais autorisée à être en colère contre lui.
Haftalar önce.
Ça fait des semaines.
Sonunda birkaç yüz tane olana kadar haftalar boyunca günde birkaç yumurta bırakır.
Elle va pondre plusieurs oeufs par jour pour la semaine après semaine, jusqu'à ce que finalement elle peut avoir produit plusieurs centaines.
Benim aylarımı alan şey senin yeteneklerinle haftalar sürerdi.
ce qui m'a pris des mois, avec tes dons, ça ne te prendrait que quelques semaines.
Herkes zaten haftalar önce çocuğu aramıştı.
Nombre d'entre nous avaient déjà passé des semaines à rechercher le garçon.
Böylece haftalar geçti.
Et puis les semaines sont passées.
Liman başkanı ve kamera görüntüleri vardır tabii ama... Onları almamız haftalar sürer ve bizim o kadar zamanımız yok. Kesinlikle yok.
Il y a bien des caméras dans les ports, mais ça va nous prendre des semaines, et on n'a pas des semaines, n'est-ce pas?
Haftalar önce buraya gömülmüşler.
Ils sont enterrés ici depuis des semaines.
Haftalar sonra Anna tamamen hayal dünyasına dalmıştı.
Rapidement, Anna a été prise de délires.
Benim kanım olmadan iyileşmen haftalar sürer.
Sans mon sang, ce sera long pour guérir.
Teknoloji hepimizi oldukça meşgul ediyordu. Yani, insanlar, kusursuz trampeti ve ve reverb tınısını alabilmek için haftalarını harcıyorlardı.
La technologie en détournait beaucoup, les gens passaient des semaines à chercher la batterie parfaite, et leur son de réverbération.
Bu haftalar sürer.
Ça prendrait des semaines.
Haftalar öncesinden planlamıştı.
Elle l'avait projeté depuis des semaines.
Saatler mi? Haftalar mı? Aylar mı?
Des heures, des semaines, des mois?
Sadece bu isteği teklif etmek bile haftalar sürebilir.
Soumettre cette demande pourrait déjà prendre des semaines.
Haftalar önce gönderilmiş olması gerekirdi artık Taburda bir yerlerde yürütüldüğünden şüphelenmeye başlıyorum.
On aurait dû l'avoir depuis des semaines, et je me demandais s'il était pas resté quelque part.
Etrafta yolumu bulabilmem muhtemelen haftalarımı alacaktır.
Il va me falloir des semaines pour m'y retrouver.
Bu diğer McKay'in yapmaya çalıştığı şeydi ve onun... haftaları vardı.
L'autre McKay essayait de faire ça, et il a eu... des semaines.
Yeni bir yol bulmak Günlerini, hatta haftalarını alabilir,
Ça pourrait lui prendre des jours ou même des semaines pour s'y frayer encore un chemin.
- Evet haftalar oldu.
- Oui, depuis des semaines.
Hayatımın en güzel haftalarından biriydi.
Une des meilleures semaines de ma vie.
Demek istediğim, haftalar sürer.
Je veux dire, ça fait des semaines.
Irak'ta zor haftalar geçiyor.
Dures semaines en Irak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]