Hamar traduction Français
38 traduction parallèle
Ben, Mısır'ın Başrahibi Hamar Mısır'ın Hükümdarı, Khufu Hanedanlığı'na ait bir günlük tutuyorum.
Moi, Hamar, Grand Prêtre d'Egypte... rédige la chronique du régne de Chéops, souverain de ce pays.
Hamar, aziz dostum, seni tekrar görmek çok güzel, özledim seni. Ben de sizi özledim efendimiz.
Hamar, tu m'avais manqué!
- İyi iş çıkardım, Hamar, hem de çok iyi.
Je me suis bien battu.
ve onlara sonsuza dek sahip olmaya da niyetliyim. Hamar...
Et j'ai bien l'intention qu'il reste mien.
Öyle değil mi, Hamar?
Non, tu es la plus belle.
Hamar...
N'est-ce pas, Hamar?
Ve bak burada neyimiz varmış Hamar. Eski bir tanıdığa rastladık gibi.
Regarde, une vieilse connaissance :
Hamar, onun tüm ihtiyaçlarını giderin.
Veille à ce qu'il ne manque de rien.
Ne isterse yerine getirilsin. Gel, yapacak çok işimiz var.
Hamar, tu t'en occuperas.
Ve Hamar, bu adamlara her gün işleri bittiğinde en iyi yiyecek ve şarapların en iyi kölelerin ve zevklerin verilmesini sağlayın.
Hamar, veille à ce que ces hommes aient des vivres, du vin, des esclaves, du plaisir, après leur journée de travail.
- Bu gerekliydi. - Hamar, Firavun'a bir haberci yolladı.
Hamar a envoyé un messager à Pharaon.
Hamar'ın habercisi Firavun'u nerede bulacak?
Où le messager doit-il rejoindre Pharaon?
- Neden olmasın? Bırakalım da Hamar, Firavun'un öldüğünü öğrensin.
Quand Pharaon sera mort, que pourra Hamar?
- Hamar'ı çağır. Çabuk.
Va chercher Hamar... vite!
Hamar'ı çağır, Onunla konuşmalıyım.
Appelle Hamar, je dois lui parler.
Hamar nerede?
Où est Hamar?
Hamar.
Hamar!
- Hamar.
- Hamar?
- Kraliçe Nilüfer'i beklemeli miyiz Hamar?
Dois-je attendre la reine Nellifer?
- Doğru Hamar.
- Oui, Hamar.
Artık gidebilir miyim Hamar?
Puis-je m'en aller?
Hamar, Firavun gömüldüğünde sizin özgür bırakılacağınıza söz verdi. 2 gün sonra.
Hamar a promis de vous libérer aux funérailles, soit dans deux jours.
Sanırım Hamar Firavunla birlikte mezarın içine kapatılma niyetinde. O ve dilsiz rahipler.
Hamar veut se faire murer dans la tombe avec les prêtres muets.
- Hamar'da aktarma yapıyor muyuz? - Hayır.
- On doit changer à Hamar?
Ayrıca Angola'da, Jamaika'da, Dubai'de, İsviçre'de ve Hamar'da.
Ainsi qu'en Angola, à la Jamaïque, à Dubaï, en Suisse et... à Hamar.
Ben Hamar'danım.
Je suis de Hamar.
Lloyd George. Churchill. Chamberlain.
Lloyd George, Churchill, Chamberlain, Birkenhead, Hamar Greenwood...
Birkenhead, Hamar Greenwood. Aynı odada buluşmuş daha büyük pislikler hayal edemezsiniz.
On n'avait jamais vu autant de salauds réunis.
Hamar Stadyumu, Norveç
Stade de Hamar, Norvège
Önümüzdeki bir yıl boyunca Hamar stadyumunda çalışmaya devam ederiz. Specialized'ın verdiği para tükenene kadar.
On retourne à Hamar vers la fin de l'année quand on n'aura plus de commandites de Specialized.
Norveç'in Hamar Stadyumu'ndaki pist tadilat nedeniyle elden geçiriliyor.
" On refait la piste du stade de Hamar en Norvège.
Çalışmalarını Hamardaki karargahta yürütecek Norveç hükümeti, Oslo'dan ayrıldı.
Le gouvernement norvégien a quitté Oslo pour s'installer à Hamar.
Neden şu çölü ortadan kaldıramıyoruz, Hamar?
Débarrasse-moi de ce désert!
Hamar, bak.
Hamar, vois!
- Ben de bundan korkuyordum, Hamar.
- Je craignais cela, Hamar.
Sen de mi, Hamar?
Toi aussi, Hamar?
- Eğer Hamar öğren...
Mais si tu y vas...
- Sen Hamar'dan mısın?
Jan Age Fjartoft Tu es aussi de Hamar?